10 parmağında 10 marifet

Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık’ın on parmağında on marifet bulunuyor. Karabıyık, bugüne kadar yazarlıktan besteciliğe, televizyonculuktan inşaat sektörüne kadar bir çok farklı alanda iş yapmış.

Geçen yıl 20 Kasım’da yapılan Voleybol Federasyonu 2. Olağan Genel Kurulu’nda 2. kez başkanlığa getirilen Karabıyık, göreve geldiği ilk günden bu yana voleybola ivme kazandırmaya devam ediyor. Gerçekleştirdiği ve üzerinde çalıştığı yeni projelerle voleybol camiasının güvenini ve sevgisini kısa zamanda kazanan Karabıyık, özel yaşamında da el attığı her alanda başarıya ulaşmış.

1955 yılında Giresun’un Şebinkarahisar beldesinde doğan Karabıyık, babasının polis memurluğu görevi nedeniyle 3 ayrı kentte, Malatya, Hatay ve Eskişehir’de öğrenim görmüş. Daha sonra Polis Akademisi ve Koleji’ne giren Karabıyık, 1974’de mezun olduktan sonra 1978’e kadar Emniyet Teşkilatı’nda görev yapmış.

Teşkilatta çalıştığı sırada üniversite sınavlarına giren ve Ankara Tıp Fakültesi’ni kazanan Karabıyık, okula devam zorunluluğu olduğu için Emniyet Teşkilatı ile Tıp Fakültesi arasında bir seçim yapmak zorunda kalmış. İyi maaş aldığı için görevini tercih eden Karabıyık, okuldan ayrılmış.

’’ÇOK HAYLAZ BİR ÇOCUKTUM’’
Konuyla ilgili Karabıyık, o yıllara ait çok güzel anıları olduğunu belirterek, ’’Çok hareketli bir çocukluk geçirdim. Akademide gerçekten çok haylaz bir çocuktum. Derslerim çok iyiydi ama yaramazlık konusunda da hiç kimseden geri kalmazdım’’ dedi.

Mesleğini çok sevdiğini, ancak çok idealist yetiştiği için gerçekle yüzyüze geldiğinde hayal kırıklığı yaşadığını anlatan Karabıyık, şöyle konuştu:
’’Siyasetin bürokrasiye müdahalesi bende hayal kırıklığı yarattı. Daha fazla bu mesleği yapamayacağımı fark ettim ve 1978’de istifamı sundum. 6 ay kadar kabul etmediler. Rapor alıp ayrıldım ve geri dönmedim. Daha sonra aynı yıl dayım Hüseyin Hüsnü Tekışık’ın sahibi olduğu Tekışık Yayıncılık’ta çalışmaya başladım. 1979’da da kendi kanatlarımla uçmaya karar verdim. Bir bodrum katında borç parayla aldığım tek bir baskı makinesiyle işe koyularak, kendi yayınevim olan Üner Yayıncılık’ı kurdum.’’

BODRUM KATINDAN 1 SAATTE 150 BİN ADET BASKIYA
Çok kendi başına buyruk bir genç olduğunu ifade eden Karabıyık, şöyle devam etti:
’’Dayımla çok uzun süre çalışamadım. Lider ruhlu olma, ikinci adam olamama ve kabına sığamamaktan dolayı yollarımız ayrıldı. Bir bodrum katında tek bir makinem vardı ve her bir rengi ayrı ayrı basardı. Çok titiz ve mükemmeliyetçiydim. Yazdığım hikaye kitaplarını dışarıda bastırıyordum, ama kaliteyi beğenmiyordum. Hem bütün param da baskıya gidiyordu. Kendi makinemi alınca rahatladım. Tüm kitaplarımı saatlerce uğraşır kendi istediğim gibi basardım. Saatte 3 bin hızla çalışırdı matbaam. Şimdi ise yayınevimde 65 metre boyunda 9 metre yüksekliğinde, 1 saatte 150 bin adet 4 renkli baskı yapan, 15-20 bin kitabın basılıp paketlendiği yüzlerce makinem var.’’

Aynı zamanda 100’ün üstünde şiir, masal, hikaye ve ders kitabı yazan ve bunun yanı sıra besteci kimliğiyle de öne çıkan Karabıyık’ın, Türk Sanat Müziği için yaptığı 3 ayrı bestesi ’’Sevgim için’’, ’’Bir garip aşığım’’ ve ’’Gülmek yaraşır sana’’ sanatçı Ayşegül Durukan tarafından seslendirilmiş.
Yayınevi büyümeye devam ederken televizyonculuğa merak salan Karabıyık, Gölbaşı’nda kurduğu stüdyoda TRT’de bile bulunmayan dijital sistemlerin olduğunu anlattı. Karabıyık, ’’Özel kanal açabilmek için gerekli kanunların çıkmasını bekliyordum. Ben kanun çıksın diye beklerken herkes aldı başını gitti. Biraz kuralcıyım ve her şey kitabına göre olsun istiyorum. Ama bu sırada fırsatları kaçırıyorum. Tabi teknik donanımı ben çok önceden sağlamıştım. Kurulan özel kanallar da bu anlamda bizim şirketimizi kullandı’’ diye konuştu.

Bu arada, yayınevinin gittikçe büyüdüğünü ve yer sıkıntısı nedeniyle taşınmaları gerektiğini dile getiren Karabıyık, şunları söyledi:
’’Yeni bir yer için uğraşırken inşaat sektörünü deneyim etmiş oldum ve bir süre de bu alanda çalıştım. Siteler, villalar, bloklar ve bir de iş merkezi yaptık. Bir işi severek ve büyük ilgiyle yaptığınız zaman çabuk öğreniyorsunuz. Galiba benim başarımın sırrı bu.’’

’’BORNOZU İLK DEFA POLİS AKADEMİSİ’NDE GİYDİM’’
Ticaret hayatına devam ederken Polis Akademisi ve Koleji Spor Kulübü için kurucu başkanlık teklifi aldığını belirten Karabıyık, şöyle konuştu:
’’İşlerimin yoğunluğu nedeniyle bu teklifi geri çevirmek istedim, ancak teşkilattaki ağabeylerim bu işten kaçamayacağımı söylediler. Ben bornozu ilk defa Polis Akademisi’nde giydim. Ailemin bornoz alacak kadar iyi durumu yoktu. Kendime ait diş fırçam, macunum ilk defa burada oldu. Her ay diş fırçası değiştirmek gibi bir imkanım olmamıştı hiç. Emniyet Teşkilatı’ndaki görevimi erken bıraktığım için bir vefa borcum olduğunu da düşünüyordum açıkçası. Bu nedenle kabul ettim’’ diye konuştu.

1996’dan itibaren 10 yıl bu görevi sürdüren Karabıyık, kulüplerinin çok kısa sürede ciddi mesafe katettiğini ve 6-7 branşta en üst liglerde mücadele ettiklerini, Türkiye şampiyonlukları aldıklarını ve binin üzerinde lisanlı sporcuları bulunduğunu ifade etti.

’’SENİN GİBİ BİR BAŞKANA İHTİYACIMIZ VAR’’
Bu görevi sürdürürken Voleybol Federasyonu’nun genel kurullarına katılması gerektiğini anlatan Karabıyık, ’’Bu kurullar esnasında bize de birkaç kelime konuşma zarureti doğdu. Ardından camiada (biz senin gibi bir başkan arıyoruz) gibi ifadeler kullanıldı ve başkanlık hikayem de böylece başlamış oldu’’ dedi.

Eşi Işıl Karabıyık ile 1976’da evlenen Ünal Karabıyık’ın 1977 ve 1980 doğumlu 2 oğlu bulunuyor. Ailece çok çalıştıkları için bir araya gelmekte zorlandıklarını anlatan Karabıyık, torunu Mert sayesinde haftanın 1 günü mutlaka toplandıklarını söyledi.

Karabıyık’ın eşi ve büyük oğlu Üner yayınevinin işlerini yürütüyor. Küçük oğlu Evren ise sahibi oldukları Minnasera Yaşam Merkezi’nde bir restoran işletiyor.

Siyasete girmesi için bir çok kez teklif alan ve bir dönem Futbol Federasyonu Başkanlığı yapması da istenen Karabıyık, bu tekliflere pek sıcak bakmadığını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
’’Çalışmaktan hiçbir zaman yılmadım. Pes etmeyen bir yapım var. Aksine lüzumsuz zaman harcadığım zaman yoruluyorum. Özellikle bürokratik anlamda engellerle karşılaştığım zaman sıkıntı duyuyorum. Ancak zamanınızı iyi kullanırsanız, bu işlerin hepsini yapmak mümkün. İşinizi seviyorsanız, yorulmuyorsunuz.’’

Ajansspor.com


Haberi Paylaş

Comments are closed.