“2. Lig de artık 1. Lig gibi çok sert”

Voleybol Bayanlar 2. Ligi ekiplerinden Kocaeli Belediye Kağıtspor’un genç oyuncusu Gizem Öcal ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Karşıyaka’nın altyapısından yetişen 1992, İzmir doğumlu genç oyuncu, arkadaşımız Recep Ekin’in gerçekleştirdiği söyleşide kendisiyle ilgili merak edilenleri paylaştı.

Gizem Öcal voleybola nerde ve nasıl başladı?
2004 yılında Karşıyaka Spor Kulübünde başladım. Okul takımında seçmeler vardı. Karşıyaka’da antrenörlük yapan Öznur Özçelik geldi ve benim voleybola karşı yetenekli bulduğu için voleybol  takımına beni seçti..

Seni yetiştiren ve voleybolu sevmeni sağlayan antrenörler kimlerdi?
Beni yetiştiren Öznur Özçelik, Alper Hamurcu, Kaan İncekara, Cihan Çintay ve İsmail Yengil’dir.

Bugüne kadar hangi kulüplerde oynadın?
8 sene Karşıyaka Spor Kulübünde oynadım. Bu sezonun 2. devresinde ise Kocaeli Belediye Kağıtspor’a geçtim.

2. Lig hakkındaki düşüncelerin ve Kocaeli’ne gelme sebebin nelerdir?
Benim yaşımdaki sporcular için 2. Lig’de oynamak çok büyük tecrübe bence. Üstelik 2. Lig de artık 1. Lig gibi çok sert, kendimizi geliştirmek bir üst lige çıkmak için bir sporcuya kattığı şeyler çok fazla. Kocaeli Büyükşehir Belediye Kağıtspor’u tercih etmemdeki en önemli etken budur. Kocaeli’nin düşmemesi için elimizden geleni yaptık ama maçlarda yaptığımız basit hatalar düşmemize neden oldu. 

Bugüne kadar giydiğin forma numaraları nelerdir, anlamları var mı?
İlk olarak 4 numara formayla başladım. O numaranın benim için çok uğurlu olduğuna inanıyorum. Daha sonra 8 numara giydim ve en son olarak bana anlamlı gelen 4 numaralı formama kavuştum. Mutluyum 🙂
 
Okul ve voleybolu bir arada götürmek zor olmuyor mu? Bunun üstesinden nasıl geliyorsun?
Aslında okul A takıma çıkmadan önce zorda olsa gidiyordu. Ama artık A takım seviyesinde olunca okuluma hiç uğrayamıyorum. Hafta sonu maç, hafta içi maç, boş günümüz bile olmadığı zamanlar oluyor.
 
Örnek aldığın bir voleybolcu var mı? Bize ondan bahseder misin?
Francesca Piccinini kesinlikle.. Nedeni ise oyundaki soğuk kanlılığı, kritik yerlerde takıma verdiği katkılar. Sporculuğundan maç içinde ödün vermeyen bir sporcu bence…
 
Voleybol dışında takip ettiğin ve sevdiğin sporlar hangileridir?
Basketbolu takip ediyorum. Özellikle Pınar Karşıyaka basket takımını ve NBA maçlarını izlemeyi seviyorum.
 
Formunu nasıl koruyorsun? Antrenman ve maç öncesi yemene içmene dikkat eder misin?
Yememe hiç dikkat etmiyorum, sanırım yaşım genç olduğu için vücudum bunu kaldırabiliyor ama artık dikkat etmeye başlamalıyım. Ama maçlardan önce tavuk, patates ve makarna gibi şeyler yiyorum. Formumu korumam için özel bir şey yapmıyorum. Yıllardır böyleyim.
 
Önemli ve stresli maçların ardından neler yaparsın? Kendini nasıl rahatlatırsın?
Kaybettiysek eve gider müzik dinlerim. Eğer kazandıysak kızlarla dışarı çıkarız. Genelde bunu yaparız. Çokta özel bir şey yok.
 
Ve geçiyorum özel hayata… Takım arkadaşların arasında bir lakabın var mı?
Var tabiî ki 🙂 Takım arkadaşlarım genelde çizi gizi, gizot falan derler. İsmail Yengil de genelde karabağlar der.

Müzik dinler misin diye sormama gerek yok sanırım. Hangi tür müzikleri dinlersin? En çok kimleri seversin?
Kulağıma hoş gelen bütün müzikleri dinlerim. Bu aralar Rafet El Roman’ı çok dinliyorum ve Justin Timberlake her zaman tercihimdir.

Kitap okumayı sever misin?
Çok severim. Her boş vaktimde mutlaka okurum. En son okuduğum kitap Miranda Kerr’in ‘Kendine değer ver’.

Neden Ege Üniversitesi Beden Eğitimi bölümü?
Fazla okula gidemediğim için ÖSS’de aldığım puanla bu bölümü tercih ettim.
 
Eğer voleybolcu olmasaydın ne olmayı düşünürdün? İstediğin bölüm okuyor musun?
Halkla ilişkiler okumak isterdim.

Burcun nedir ve özelliklerini taşır mısın?
Başak. Kesinlikle evet.
 
Şu ana kadar konuştuklarımızın dışında bahsetmek istediğin hobi veya fobilerin var mı?
Arkadaşlarımla zaman geçirmeyi seviyorum. Alışveriş yapmak çok hoşuma gider. Asansörde kalmaktan çok korkarım.

Özellikle alışveriş yapmaya gittiğin bir yer veya yerler var mı?
Bana İzmir’de her yer Paris 🙂
 
Beni kırmayıp röportajı geri çevirmedin. Bunun için sana çok teşekkür ediyorum. İnsanların seni tanıması için güzel bir söyleşi olduğunu düşünüyorum. Söylemek istediğin bir şey var mı?
Beni voleybola başlatan Öznur Özçelik ve buralara gelmeme katkı sağlayan İsmail Yengil, Kaan İncekara, Alper Hamurcu’ya çok teşekkür ediyorum. İyi ki varlar. Ve bana eşlik eden takım arkadaşım Kübra Kaya’ya ve bana bu röportajı sağlayan siz Recep Ekin’e ve Voleybolunsesi çalışanlarına teşekkür ediyorum.

Röportaj: Recep Ekin

 


Haberi Paylaş

Comments are closed.