Halkbank’ın ABD’li pasörü Micah Ma’a, Halkbank Spor Kulübü’nün internet sitesine röportaj verdi.
Voleybola neden ve nasıl başladın?
Annem ve babam Hawaii’de üniversitede voleybol oynamışlar. Babam profesyonel olarak Avrupa’ya transfer olmuş. Annem de profesyonel plaj voleybolu oynadı. Aileden geliyor. Ben çok farklı spor denedim. Futbol oynadım, baseball, çocukken basketbol, orta okulda Amerikan voleybol alışkanlığı. Ayrıca futbolu oynadım. Su topu oynadım. Triatlon yaptım. 15 yaşına geldiğimde basketbol, voleybol ve Amerikan futboluna odaklandım ve 19 yaşında voleybola ağırlık verdim.
Hawaii’de pasör fabrikası mı var?
Bu soru bana çok soruluyor. Aslında sadece pasör değil, bütün pozisyondan sporcu var. Voleybol bizim kültürümüzde olduğu için, ailelerimizin de voleybol geçmişi sahip olduğundan, küçüklükten beri voleybol ile büyütülüyoruz.
Voleybolun gezginlerinden misin?
Üniversite eğitimim için ilk olarak Hawaii’den California’ya taşındım. Bu benim için büyük bir değişimdi. Bunu yapabildiysem her yere gidebilirim diye düşündüm. Hawaii ve California’da aynı dil konuşulsa da yaşam tarzı farklı. Daha sonra California’dan Fransa’ya spor amaçlı taşındım. Bu geçiş daha kolay oldu. Seyahat etmeyi, farklı kültürler tanımayı çok seviyorum. Daha sonra Polonya ve şimdi de Türkiye’deyim. Bazen kar yağınca ülkemi özlüyorum. Onun haricinde iyi insanlar ve iyi organizasyon ile hayatımı sürdürmek kolay oluyor.
Halkbank ve Türk voleybolu hakkında neler düşünüyorsun?
Halkbank’ta işleyiş ve yönetim çok iyi. Uluslararası voleybol için koşullar harika ve çok profesyonelce çalışıyorlar. Türkiye’de voleybol seviyesini soracak olursanız Türkiye’de lig Fransa’ya göre çok farklı. Fransa’da bütün takımlar aşağı yukarı aynı seviyede. Oysa, Türkiye’de ön sıralardaki takımlar ile son sıralardaki takımlar arasında uçurum var. Polonya’da yenmesi zor çok güçlü takımlar var. Yenebileceğin takım var, yenemeyeceğin takım var. Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk rakibimiz de çok güçlü. Çok heyecanlıyım. Umarım güzel şeyler yaparız.
Özellikle Kuzey Amerika’dan gelen sporcuların enerjileri çok yüksek oluyor. Bunun nedeni ne olabilir?
Amerika kıtasından gelen sporcuların yüksek enerjili olmalarını çalışma prensibine bağlıyorum. Amerika’da çok çalışıyoruz ve bundan gurur duyuyorum. Sıkı çalışmayla iyi yerlere gelineceğinin farkındayız. İyi de sonuçlar alıyoruz. Kendimi şanslı hissediyorum. Ben diğer Amerikalılardan biraz farklıyım galiba. Bu sıkı çalışma onları yorabilir ama ben çok eğleniyorum. Yaşamdan zevk alıyorum. Babam da öyleydi. Yetiştirilme tarzımdan dolayı olsa gerek. Her zaman ne kadar şanslı olduğumu hatırlıyor ve performansımı da yüksek tutuyorum.
Üç kulvarda yürüyoruz. Son düdükler çaldığında nerede olacağımızı hayal ediyorsun?
Üç kulvarda da kupa almayı tabi ki isteriz. İyi bir seviyede olduğumuzu düşünüyorum. Takım üst seviyede yarışacak şekilde kurulmuş. Türkiye’de iyi sonuçlar alacağımızı düşünüyorum. Şampiyonlar Ligi’nde ise maç maç ilerlemek gerekiyor. Grupta her maçtan alabileceğimiz en fazla puanı hanemize yazdırmamız, evimizde oynadığımız maçlarda avantajı iyi kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Gruptan inşallah çıkarız ama daha sonra karşılaşacağımız takım önemli. Umarım rahat bir rakip olur. Ne kadar az baskı altında oynarsak bizim için o kadar iyi.
Pasör olarak bir idolün var mıydı?
Voleybola başladığımda kendimi pasör olarak hayal etmemiştim. İlk yılımda, üniversitede pasör değildim. Daha çok smaçör olurum diye düşünüyordum. 2019’da pasör rolünü üstlenmeye başladım. Bruno çok hoşuma gidiyor. Çok başarılı bir hikayesi var ve lider karakterli. Kendini yönetme şekli çok hoşuma gidiyor. Teknik olarak birini taklit etmeyi hiç düşünmedim çünkü her pasörün stili ayrı oluyor. Onu hala izliyorum. Çok başarılı ve ondan öğreneceğim şeyler var.
İyi ve kötü yanlarını söylemek ister misin?
İyi ve kötü yanlarımdan bahsedecek olursam şöyle söylemek isterim. Çok iyiyim çünkü her alanda mücadele vermeye her daim hazırım. Maç sonuna kadar aynı performansla oynamaya devam ediyorum. Blokta, defansta da destek olabiliyorum. Zayıf yanım ise daha fazla deneyime sahip olmam lazım. Oyun kurarken ve karar verirken bazı tutukluklar yaşayabiliyorum.
Takım arkadaşlarını değerlendirir misin?
Takım arkadaşlarımı şöyle değerlendireyim:
-En oburumuz Marko. Yanında sürekli bir atıştırıcı var. Yürüyen market gibi.
-Uyurken takım arkadaşlarımla çok vakit geçirmedim ama en fazla uyuyan sanırsam Nimir. Sürekli uyku modunda. İstesem ben de uyurdum ama onu geçemem.
-En tembel olanı ise Nimir ve Volkan arasında karar veremedim. Onlar da birbirlerini tembel olarak suçluyorlar. Taner başımızda oldukça çok fazla da tembellik yapamıyorlar. Enerjilerini sürekli yüksek tutmaları için iyi çalıştırıyor.
Takımda herkes iyi çalışıyor. Herkesin hedefleri var ve bunun için de çalışıyorlar.
-En komik olanımız Serhat. Beni bu konuda hepsi onaylayacaktır.
Ankara’yı beğendin mi? Yemeklere alıştın mı?
Doğruyu söylemek gerekirse Türkiye hakkında pek bilgim yoktu. 10 sene önce bana Türkiye’yi haritada göster deseler gösteremezdim. Hawaii’de Avrupa’yı çok tanımıyoruz. Ankara güzel bir şehir. Çok büyük. Türkiye çok güzel. Yemekler ve kültür harika. İstanbul’u bilmiyordum, orası da çok güzelmiş. Sevdiğim yemeklere gelince Çağ Kebap çok iyi, baklava da çok güzel. Ben tatlıyı çok sevdiğim için baklava benim için çok lezzetli.