Sporla Yaşamak

Spor bir aydınlanmadır. Ve voleybol, bu sporun içinde bulunan herkes bilir ki, bir rotadır. Bir bireyin küçük yaşlarda sportif benliğini bulması, kendi benliğini bulması yolunda en önemli adımdır. Voleybol da oynanış biçimi gereği, kurallara ve rakibine saygı göstererek becerilerini geliştirmeyi öğreten bir spordur. Çocukken edinilen bu bakış açısı, gelecekte de sosyalleşmeyi, paylaşmayı bilen ve saygı gösterirken saygı gören insanlar olmamıza çok büyük katkı sağlar.

Benim voleybol hikâyem çok küçük yaşlarımdan, hatta hatırlayamayacağım kadar küçük olduğum zamanlardan başladı. Annemin dediğine göre tribünlerde çok uyumuşum babamın maçlarında. Her zaman evimizde voleybol topları vardı ve koridorun duvarları pas çalıştığımız yerlerdi. Neticede 12 yaşımda babam kolumdan tutup spor okuluna götürdü beni ve o zaman içimde çocukluğumdan beri farkında olmadan beslediğim voleybol sevgisinin varlığını fark ettim. Gerçekten de o tarihten sonra bu tutku beni peşinden sürükledi yıllarca.

Ailem tüm spor yaşamım boyunca bana destek oldu. Bunun yanı sıra eğitim hayatımı da aksatmamam için tüm fedakârlıkları yaptılar. Hatta bunun elimdeki en önemli bilezik olacağı ve spor yaşantımı da daha güvenli hissederek devam ettirebileceğim fikrini bende oluşturdular. Nitekim Boğaziçi Üniversitesi’nden bu düşüncelerle mezun oldum ve spor hayatıma hiç ara vermeden devam ettim.

Sporu yaşayan bir aile olduk biz aslında. Benden sonra kardeşimin aynı yolu tercih etmesi, evimizdeki konuların odak noktasının voleybol olması ve yaşamımızın tümünü sporcu kimliğimizle yaşamamız bizim için olağan oldu. Sanırım hiç dile getirme gereği duymasak da hem benim hem kardeşim için babam (Zeki Uslu) her zaman sporcu karakteriyle bize örnekti. Sporcunun gerçekten zeki, çevik ve ahlaklı olması gerekliydi. Başarı değildi tek hedefimiz; mücadele etmek, yaptığın işten keyif almak ve profesyonelleşsen de amatör ruhunu korumak da başarılı olmak kadar önemliydi. Belki hala onun kadar başarılı olamadık ama bize kattığı bu değerler tüm hayatımız boyunca mücadeleyi devam ettirmemiz gerektiğini öğretti.

Verdiğimiz ve vereceğimiz mücadele, en başta da dediğim gibi sporun getireceği aydınlığı çoğaltmak içindir. Kendi vizyonumuzu geliştirdiğimiz gibi ülkemizin de gelişmesine katkıda bulunmak içindir. Çağdaş ülkemizin sembolü haline gelmiş takımlarda var olmak ve medeniyetimizi daha da ileri düzeylere taşımak içindir. Ne kadar çok gelişmiş bir ülke olduğumuzu uluslar arası alanlarda da göstermek içindir. Bu sayede çocuklarını, yeteneklerine göre spora yönlendirmek isteyecek aileleri yüreklendirmek ve sporcu kişilikleriyle güçlenmiş medeni insanlara örnek olabilmek içindir. Böylece aydınlanmamızı ve medeniyet seviyemizin yükselmesine de katkıda bulunabiliriz. Kendi çocuklarımızı böyle yetiştirerek daha güvenilir gelecekler nesiller yaratabiliriz. Ben ve tüm sporcu arkadaşlarım şu anda bayrağı elimizde taşıyan nesiliz ve inanıyorum ki daha nice nesiller gelecektir. Benim işim şu anda voleybol oynamak, bu işi çok seviyorum ve gücümün yettiği kadar voleybola hizmet etmek istiyorum.

Bana kulak veren herkese sevgiler.

Seda (Uslu) ERYÜZ


Haberi Paylaş

Comments are closed.