2011′de voleybolda kulüp takımlarımız ve milli takımlarda önemli başarılar kazandık.
2011 yılı ülkemizde sayısı her geçen gün artan voleybolseverlere unutamayacakları anlar hediye etti.
Yakın geçmişe yolculuğumuza liglerle başlayalım.
Aroma Bayanlar Voleybol Ligi
Aroma Bayanlar Voleybol Ligi’nde 2008-2009 ve 2009-2010 sezonlarının şampiyonu Fenerbahçe Acıbadem, zorlu geçen2010-2011 sezonunda da ipi göğüslemeyi başardı. Sarı Melekler üç yıl üst üste lig şampiyonu olarak Eczacıbaşı’nın bu alandaki 5 sezonluk rekoruna bir adım daha yaklaştı.
Ligde, 22 haftalık normal sezon sonunda Fenerbahçe Acıbadem 21 galibiyet, 1 mağlubiyet ve61 puanla ligin zirvesine yerleşti. Hemen arkasında 20 galibiyet, 2 mağlubiyet ve 59 puanıyla ezeli rakibi Vakıfbank GSTT yer aldı.
Normal sezon sonu ilk sekize kalan takımların Play-off eşleşmeleri şu şekilde oluştu:
İller Bankası – Galatasaray Medical Park
Eczacıbaşı VitrA – Nilüfer Belediyesi
Vakıfbank GSTT – Beşiktaş
Fenerbahçe Acıbadem – MKE Ankaragücü
Play-off’ların birinci turunda beklenildiği gibi, normal sezonu ilk dört sırada bitiren takımlar teklemeden rakiplerini geçti ve yarı finale adını yazdırdı. Oluşan yeni eşleşmelerse bize heyecan dolu maçlar vaat ediyordu.
Galatasaray Medical Park ile Fenerbahçe Acıbadem yarı finalde eşleşerek yılların ezeli rekabetini fileye taşıdılar. Oynanan iki maçı da 3-0 kazanan Fenerbahçe Acıbadem adını finale yazdıran takım olmayı başardı. Yarı final serisinin diğer ayağında ise Eczacıbaşı VitrA’yı geçen Vakıfbank GSTT finalde sarı-lacivertlilerin rakibi oldu.
Bu sezon içinde Türkiye’yi, Avrupa Şampiyonlar Ligi yarı finalinde de temsil eden iki ekip, Fenerbahçe Acıbadem ve Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom, bu kez Türkiye Ligi final serisi için karşı karşıya geldiler. Voleybolun ‘Clasico’su olarak da anılan mücadelede bu sefer Fenerbahçe Acıbadem seriye ağırlığını koydu ve seriyi 3-0 kazanarak Aroma Kadınlar Voleybol 1. Ligi’ni üçüncü kez üst üste şampiyon olarak tamamladı.
2010 – 2011 sezonu sonunda Aroma bayanlar Voleybol 1. Ligi’ne veda eden takımlar Karşıyaka İzka İnşaat ve Dicle Üniversitesi oldu. Pursaklar Belediyesi Voleybol İhtisas ve Yeşilyurt S.K. takımları da 2011 – 2012 sezonu için 1. Lig’de mücadele etme hakkı kazanan takımlardı.
Aroma Erkekler Ligi
2010-2011 Aroma Erkekler Voleybol Ligi’nde de Fenerbahçe rüzgarı esti. Bir önceki sene de kupayı müzesine götüren Fenerbahçe, normal sezonu istediği gibi bitiremese de Play-off’larda sergilediği performansla şampiyonluğa ulaşmayı başardı.
Normal sezon bittiğinde elde ettiği 20 galibiyet, 2 mağlubiyet ve topladığı 58 puan ile Ziraat Bankası ligin zirvesini parsellemişti. Arkas Spor ve Halkbank da aldıkları 16’şar galibiyet ile Ziraat Bankası’nı takip ettiler. Fenerbahçe ise bir öncesi sezon elde ettiği başarıları aratırcasına, elde ettiği 14 galibiyet ve topladığı 40 puan ile ancak beşinci sırada kendisine yer bulabildi.
Normal sezon sonu ilk sekize kalan takımların play-off eşleşmeleri şu şekilde oluştu:
Ziraat Bankası – Maliye Milli Piyango
Arkas Spor – MEF Okulları
Halkbank – Galatasaray
Fenerbahçe – İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Play-off’ların ilk turunda karşılaştığı Milli Piyango’yu zorlanmadan eleyen Ziraat Bankası, yarı finalde karşısında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni 2-0 ile geçen Fenerbahçe’yi buldu. İki takımın mücadelesi beklenildiği gibi oldukça zorlu geçtiyse de, 2-1’lik skor ile finale adını yazdıran taraf Fenerbahçe’ydi.
Play-offların diğer ayağında ise tam bir Arkas Spor fırtınası esiyordu. Normal sezonu ikinci olarak tamamlayan Arkas Spor, play-off’ta sırayla MEF Okulları ve Halkbank’ı saf dışı bırakarak finalde, 3 sezondur play-off yarı finallerinde geçemediği Fenerbahçe’nin rakibi oldu.
Arkas Spor, Aroma Erkekler Voleybol 1. Ligi final serisinin ilk maçında İzmir’de Fenerbahçe’ye mağlup olduktan sonra, İstanbul’daki iki maçı da kaybetti. Böylelikle Fenerbahçe, ezeli rakibini finalde 3-0 ile geçerek şampiyonluğunu ilan etti ve iki sene üst üste kupayı müzesine götürmeyi başardı.
2010 – 2011 sezonu sonunda Aroma Erkekler Voleybol 1. Ligi’ne veda eden iki ekip Beşiktaş ve Tofaş oldu. 4 Eylül Belediye ve Belediye Plevne ise 2011 – 2012 sezonu için 1. Lig biletini kaptı. Sezon sonu MEF Okulları takımının Galatasaray ile birleşme kararı alması sonucu, Voleybol Federasyonu tarafından Aroma Erkekler 2. Ligi’nde play-off sonucunda üçüncü olan Niksar Belediyesi’nin, MEF Okulları’nın yerine 1. Lig’de mücadele etmesine karar verildi.
2011 yılı Türk voleybolunun kulüpler bazında en tarihi günlerin yaşandığı yıl oldu. İstanbul’da gerçekleştirilen bayanlar Şampiyonlar Ligi Dörtlü Finalleri’nde Vakıfbank GSTT bir rüyayı gerçekleştirdi ve Avrupa’nın en büyüğü oldu.
2011 Avrupa Bayanlar Şampiyonlar Ligi kuraları çekildiğinde Fenerbahçe Acıbadem ve Eczacıbaşı Vitra’ya göre daha zorlubir gruba düşen Vakıfbank GSTT’ya otoritelerce fazla şans tanınmamıştı. Üstelik rakiplerine göre daha mütevazı bir kadroya sahip olan Vakıfbank’ın toplam beş milyon liralık bütçesi de, şampiyonada yarıştığı ekiplerin üçte birine denk geliyordu. Ancak sahaya çıkan takım tüm otoriteleri yanıltırcasına, voleybolda fiziksel gücün yanı sıra zihinsel gücün ve takım olabilmenin ne kadar önemli olduğunu kanıtlar nitelikte oynayıp, herkesi şaşırtan bir mücadele sergiliyordu.
Vakıfbank GSTT sezona halihazırda üç senedir takımın başında olan İtalyan antrenör Giovanni Guidetti ile başladı. Çoğunluğunu Türk oyuncuların oluşturduğu Vakıfbank’ın kadrosunda, Polonyalı Malgorzata Glinka, Sırp Jelena Nikolic ve Hırvat Maja Poljak yabancı oyuncular olarak yer alıyordu.
Avrupa Şampiyonlar Ligi’ne A Grubu’nda başlayan Vakıfbank GSTT, Polonya’nın Bank BPS Fakro, Rusya’nın Zerechie ve Sırbistan’ın Kızılyıldız takımlarıyla mücadele etti. Grupta oynadığı altı maçı da kazanan Vakıfbank GSTT grup lideri olarak12’li play-off’a kaldı.
Bu turda Polonya’dan Aluprof Bielsko Biala takımıyla eşleşen İstanbul temsilcisi, oynadığı iki maçı da 3-1’lik skorlarla kazanarak bir üst tura çıkmaya hak kazandı.
Dörtlü finale çıkan ilk namağlup
Vakıfbank’ın 6’lı play-off turundaki rakibi bu kez yakından tanıdığımız bir isimdi. Eczacıbaşı Vitra ile oynadığı iki maçı da zorlanmadan kazanan Vakıfbank GSTT böylelikle dörtlü finale katılmayı başardı. Fakat kırmızı-siyahlıların bu aşamada elde ettiği tek başarı bu değildi; Türk ekibi aynı zamanda, dörtlü finale gelene kadar oynadığı 10 maçı da kazanarak kupa tarihinde finallere namağlup çıkan ilk takım oldu.
Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom ile birlikte dörtlü finale adını yazdıran diğer takımlarsa; Fenerbahçe Acıbadem, İtalya’dan Scavolini Pessaro ve Azarbaycan’dan Rabita Bakü idi. Ve tarihler 19-20 Mart’ı gösterdiğinde bu dört takım, Avrupa’nın kulüpler bazında en büyük kupasını kazanabilmek için İstanbul’da,
Burhan Felek Spor Salonu’nda yerlerini almıştı.
Yarı finalde Türk derbisi
İlk yarı final maçında Scavolini Pesaro’u 3-1 yenen Rabita Bakü bizlere şampiyonun Türkçe konuşacağını müjdeledi. İkinci yarı final maçında iki Türk ekibi, Fenerbahçe Acıbadem-Vakıfbank GSTT sahaya çıktığında ise milyonlar ekran başına kilitlenmişti. 5 set süren müthiş mücadeleden 3-2’lik skorla ayrılıp finale adını yazdırmayı başaran Vakıfbank GSTT oldu.
Vakıfbank finalde Azerbaycan temsilcisi Rabita Bakü’yü, 25-13, 25-20 ve 25-18′lik setler sonucunda 3-0′lık skorla mağlup etti ve Avrupa Şampiyonlar Ligi şampiyonu oldu. Kırmızı-siyahlılar, bu kupayı kazanan ilk Türk takımı olarak tarihe adını yazdırırken, kupa tarihinde de yenilgisiz şampiyon olan tek takım olmayı başardı.
Avrupa Şampiyonlar Ligi dörtlü finalinde daha önce 3 kez mücadele eden ve 2 kez de final oynayan Vakıfbank GSTT, 3. finalinde mutlu sona ulaşabildi. 1998 ve 1999 yıllarında ikinci olan Türk ekibi, uzun bir aradan sonra oynadığı finali kazanarak nicedir hedeflediği şampiyonluğu kazandı. Kırmızı-siyahlılar ayrıca, 2004 yılındaki Top Teams kupası ve 2007 yılındaki Challange Kupası’ndan sonra müzesine üçüncü Avrupa kupasını götürmüş oldu.
Fenerbahçe Acıbadem ise üçüncülük maçında Scavolini Pessaro’yı 3-1 mağlup etti. Sarı lacivertliler bu galibiyetle ev sahibi oldukları Dörtlü Final’i üçüncü sırada tamamladı.
Şampiyona finalleri boyunca gösterdikleri performanslarla, Malgorzata Glinka en değerli oyuncu, Gözde Sonsırma en iyi manşet atan, Özge Çemberci en iyi pasör, Gizem Güreşen en iyi libero, Maja Poljak en iyi blokçu ve Jelena Nikolic en skorer oyuncu seçilerek Vakıfbank GSTT adına bir gurur daha yaşattılar.
Son iki yıldır İtalyan ekip Volley Bergamo’nun müzesine götürdüğü kupa son altı yıldır da İtalyanlar’ın hegemonyasındaydı. Bu kupayı daha önce Rus takımları 24, İtalyanlar 14, Bulgarlar 3, Çekoslovaklar 2, İspanyol, Yugoslav, Hırvat, Doğu Alman ve Macarlar birer kez kazanmıştı.
FİLENİN SULTANLARI
2011 yazına Avrupa ligi ile başlayan Filenin Sultanları. Dörtlü finallere bir kez daha ev sahipliği yaptı.
Sportstv’nin Canlı olarak yayınladığı maçlar İstanbul Burhan Felek Voleybol Salonunda oynandı.
Sultanlar Yarı Final’de bulgaristanı rahat bir oyunla geçti
Ancak Final maçında geçtiğimiz iki yılda olduğu gibi Sırbistan’a yenilerek ikinci olduk.
Fakat bu ikincilik Avrupa şampiyonası öncesi kızlarımızı hırslandırmıştı.
Sultanlar 2003’te Türkiye’de düzenlenen Avrupa Şampiyonası’ndan sonra, Belgrad’da bir kez daha kürsüye çıkmayı başardı. Elde edilen üçüncülük Avrupa şampiyonluğu kadar önemliydi.
Motta yönetimindeki Milli Takım İtalya’da grup maçlarına gittiğinde takımın Belgrad’a geçeceğini herkes tahmin edebilirdi, ama kürsüde yer alması hoş bir sürpriz oldu. Genç yıldız adaylarıyla tecrübeli isimleri bir araya getirmeyi başaran koç Motta’nın da bizim alışagelmiş duygularla yön verdiğimiz spor kültürümüzü harmanladı.
Monza’daki grup mücadelelerine Azerbaycan galibiyetiyle başlayan milliler, 3-0 kaybettikleri Hırvatistan maçının ardından şanslarını zora soksa da 5 sete giden maçta İtalya’yı yenmeyi bildiler ve gruplardan çıkmayı başardılar.
İtalya gibi güçlü bir rakibi ev sahibi olduğu şampiyonada 5 set sonunda geçmeyi başaran A Milli Takım, istediği oyunu tam olarak oynayamasa da İspanya’yı 3-0 ile geçti ve çeyrek finalde Dünya şampiyonu Rusya ile eşleşti.
Son Dünya şampiyonu unvanıyla şampiyonaya katılan Rusya karşısında mükemmele yakın bir oyunla salona çıkan milliler, Rusya’yı Avrupa Şampiyonası’ndan madalyasız olarak evine yolladı. 3-0’lık Rusya galibiyetiyle yarı final ve final maçlarının oynanacağı Sırbistan’ın başkenti Belgrad’a geçtiğinde rakibini henüz bilmiyordu. Polonya – Sırbistan maçından zaferle ayrılan Sırbistan Türkiye’nin rakibi oldu.
25-10 ve 25-22’lik iki setle Sırbistan karşısında 2-0 geriye düşen A Milli Kadın Voleybol Takımı, müthiş bir geri dönüşle önce üçüncü seti 25-23 ile ardından da dördüncü seti de aynı skorla aldı ve maçı final setine taşıdı. Final setine hızlı girse de milliler Sırpların blokları Türkiye’yi final maçına değil üçüncülük maçına yolladı.
Bronz madalya için gruplarda yendiği İtalya ile bu kez Belgrad’da maça çıkan milliler bir kez daha 3-2’lik skorla salondan galip ayrılırken 2003’de ev sahibi olduğumuz Avrupa Şampiyonası’ndan sonra bir kez daha kürsüde yer aldı.
Son Dünya şampiyonu Rusya’yı çeyrek finalde geçen, kötü oynadığı maçta da galip gelebilen, sıralamada kendisinden yukarıda bulunan takımlar karşısında istediği oyunu oynayabilen bir takım hâline gelen bu takım 2011 Avrupa Şampiyonası’nda altın kadar değerli bronz madalyanın sahibi oldu.
Dünya Şampiyonası için wild card alamasa da yeni neslin tecrübeli isimlerle bir araya geldiği bu takım Motta’nın önderliğinde Olimpiyat Elemeleri’nde de başarıya ulaşıp Londra 2012’de ilk kez Türkiye’yi takım sporlarında Olimpiyat Oyunları’nda temsil edebilecek güçte olduğunu gösterdi.
Erkek voleybol milli takımımız Avrupa liginde bekleneni veremese de 10-18 Eylül tarihlerinde Avusturya ve Çek Cumhuriyeti’in birlikte düzenlediği Avrupa Şampiyonası finallerine grubundan çıkarak tarihinde bir ilke imza attı.
Ancak filenin aslanları 2. turda Fransa’ya 3-1 mağlup olarak şampiyonaya veda etti.
2011 yılı filede büyük başarılara sahne oldu ancak voleybol heyecanı 2012’de de devam ediyor. Çekişmeli maçların adresi ise her zaman olduğu gibi sportstv…
sportstv.com.tr
Comments are closed.