Mehmet Cibara GSTV’ye konuştu

Galatasaray’ın Voleyboldan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Cibara, GSTV’de canlı yayınla ekrana gelen gündem programına katılarak, voleybol gündemini değerlendirdi.

Bayan takımının finalini kutlayarak başlayalım, gerçekten başta sizin nezdiniz olmak üzere, emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyoruz çünkü Avrupa’nın iki numaralı kupasında böylesine yeni organize olmuş bir voleybol ekibinin finale çıkması çok büyük bir başarı…

Çok teşekkür ederim, siz de ordaydınız GSTV olarak, bütün maçlara eşlik ettiniz. Gerçekten yepyeni bir takım kurduk bu sene, sıfırdan başladık her şeye ve yaptığımız çalışmalar sırasında da böyle her engeli tek tek aşarak koyduğumuz hedeflere ulaşmamız tabi ki bizleri çok memnun ediyor.

CEV Kupası’nda, Kıbrıs Rum Kesimi’nde, belki takım kalitesi olarak bizim yanımıza yanaşamayacak bir ekip ama sonuçta Limassol takımı, seyahatşartları zor, tribün şartları zor ki onu yaşayarak gördük. Ardından devamında gelen rakipler tek tek… İsterseniz biraz filmi başa saralım ve o dakikalara gidelim…

Şimdi isterseniz en başa gidelim. Biz seçimi kazandıktan sonra, bu görev tebliğ edilir edilmez başkanımız tarafından ilk önce son yönetimde voleybola bakan Yalçın Orhon arkadaşımızla ve Sportif Direktörümüz Darnel Orkun ile Adnan Öztürk’ün odasında bir toplantı yaptık. Orada bana şimdiye kadar yapılanları ve bundan sonra yapılmak istenenleri anlattılar. Planlarını ve bütçeyi gösterdiler. Ve bana da çok mantıklı geldi ve o planı da yavaş yavaş uyguladık. Tabi bir takım rötüşlar da yapmak zorunda kaldık doğal olarak. Özellikle de İtalya’da yapılan, Monza’da yapılan Avrupa Şampiyonası’nda gidip seyrettiğimde İtalya’yı ve Rusya’yı yendiğimiz maçları gördüğümde yapılan planın çok iyi olduğunu ve biraz daha ciddi takip ederek biraz daha destek vererek, eğer stratejiyi ve hedefleri doğru koyuyorsak bu hedeflere ulaşabileceğimize inandım. Döner dönmez de zaten antrenörümüz, sportif direktörümüz, şube kaptanımız, menajerimiz hep beraber oturup kız voleybolunda öncelikli hedefin ne olduğunu, daha sonraki hedeflerin ne olduğunu saptadık. Ondan sonra sizin söylediğiniz yerden itibaren öncelikle Limassol sonrasında Asterix ki bizi 2 sene evvel elemiş, yarı finalin kapısından döndürmüş, çok genç ve inatçı bir takımla oynadık. Salon şartlarını da gördünüz. Onları geçtikten sonra güvenimiz daha da yerine geldi, daha da takım olmaya başladık. Arkasından hemen Asterix maçının ardından ara transfer dönemi geldi. Ara transfer döneminde eksiklerimizi kapatmaya çalıştık. Eksikler derken şu oyuncu iyi bu oyuncu kötü manasında demiyorum ama mesela Bihter’in de aşil tendonunun kopmasıyla beraber liberoda bütün yük Funda’nın üzerine kalmıştı. Yani 3 günde 1 oynanıyor, Funda gerçekten çok iyi bir profesyonel, gerçekten kendisine çok iyi bakıyor ve maçların tamamında eksiksiz oynadı ve yüksek performans gösterdi, kendisine ayriyeten teşekkür ediyorum. Bu eksiklerimizi de tamamladıktan sonra daha organize bir takım haline geldik. İşte en son burada gördüğünüz Constanta maçının sonunu da hatırlayacaksınız, orada da röportaj yaptığımızda bu takımın bir kere kötü oynama hakkı vardı, onu da kullandı, bir daha bu kadar kötü performans göstermeyiz, biz bu takımı eleyeceğiz demiştim. O da yerine geldi çok şükür şimdi önümüzdeki hafta final maçlarını düşünüyoruz.

Evet bu kadroyu oluştururken tabi İtalyan Lo Bianco ve Kübalı Khalderon gibi dünya çapında çok önemli isimleri de kattınız ki Türkiye’den de çok önemli oyuncular var ama özellikle takımın pasörü ve pasör çaprazı olarak tabir edilen en önemli mevkilerinde dünya çapında bu iki oyuncuyla aslında Avrupa Arenası’nda Galatasaray’ın adından ne kadar söz ettirecek bir takım olduğunu gösterdiniz. Aslında bu oyuncular Şampiyonlar Ligi klasında oyuncular olduklarını şu an kupada aldıkları neticelerle zaten ortaya koyuyorlar.

Tabi eğer orada iki artı bire dönülmeseydi yani planın devamı vardı fakat iki artı birde kalınınca o ayarda bir üçüncü oyuncuyu getirme imkanı varken yedek bekletemeyeceğimiz için, oyuncu yedek beklemek istemediği için vazgeçmek zorunda kaldık. Ama bu sene yaptığımız görüşmelerde sayın federasyon başkanıyla, özellikle Avrupa’da oynayan takımların kendi arasında oynadığı maçlarda mutabakat aranmaksızın üç yabancıyla oynanabileceği fikrini gördüm. Bunun üzerine biz de diğer takımlarla aramızda konuştuk bu fikri sonuna kadar destekliyoruz. Onun için transfer politikamızı da biraz değiştirdik ve üçüncü yabancı hakkımız da olursa yine en az Lo Bianco gibi Calderon gibi aynı seviyede bir dünya starını getirip yapacağımız yeni yerli transferlerle de önümüzdeki sene CEV Cup’ta veya Şampiyonlar Ligi’nde hangisinde oynarsak şampiyonluğa, Türkiye Kupası’na ve Türkiye Ligi’nde de şampiyonluğa oynayacağız. Önümüzdeki sene çok çok çok daha iyi bir takım göreceksiniz.

Ne kadar çok istediğinizi ben yakından biliyorum. Onu da soracağım birazdan. Gelen twitlerde de var. Çünkü Şampiyonlar Ligi’ne girmek için Türkiye’de en az ilk 3 e girmek gerekiyor ki Türkiye’nin şu anda başa güreşen takımların Avrupa’nın da en önemli 3 takımı konumunda. Bizim de biraz ligimizin şanssızlığı ligimizin kalitesi aslında. Bu takımlar arasına adını rahatlıkla yazdırır hale geldi ve o üçlüyü 4’lü pozisyonuna soktu. Öyle güçlü 4 takım ki Avrupa da hangi kupada mücadele ederse etsin başa güreşecekler. Şampiyonlar Ligi arenasına girmek için de o dörtlüden üçe dahil olmak gerekiyor.

Aslında çok güzel 4 takım 5 takım olsun. Avrupa’nın en kuvvetli takımları dediğiniz gibi Fenerbahçe Bakü’de final four oynayacaklar. Onlara da buradan başarılar diliyorum. Vakıfbank geçen senenin şampiyonu Eczacıbaşı senelerin takımı. Şimdide Galatasaray eski günlerine dönmeye başladı. Dolayısıyla önümüzdeki sene çok iyi olacak. Şampiyonlar Liginde de Cev dede oynasanız futboldaki gibi büyük bir gelir sponsor desteği olmuyor. Ama saha şartları salon şartları hakemler gözlemci her şeyin kalitesi artıyor. Bu kadar iyi bu kadar yıldızlarla dolu bir kadronun o salonlarda bir daha oynaması içime sinmiyor. Şampiyonlar ligini istememin en büyük sebebi de bu.

Constanta CEV Kupası’ndan elenip gelen bir takımdı. En azından o zemini gördük ısınmış bir salon gördük ki; Belçika’dan Yunanistan’dan sonra o şartlar bize cehennemden cennete uzanan yol gibi geldi.

Bu sene güzel şehirlere gittik ama maalesef hep üşüdük. Otelde üşüdük,dışarıda üsüdük,salonda üşüdük. Bizim erkek takımına baktığımız zaman kızlar şanslı. Onlar daha kötü yerlere gittiler.

Siz Kharkiv maçını pas geçtiniz ama orası da -25 derecelerdeydi.

Ben orayı pas geçtim. Çünkü AEK maçı için İstanbul’daydım.

Bu deneyimli kadroyu deneyimli bir teknik heyete teslim etmek gerekiyordu ki Dragan Nesiç ve Reşat Arığ ile birlikte. Bir tanesi Türkiye’yi Türkiye ligini Galatasaray’ı yakından tanıyan sembol olmuş bir voleybol antrenörü. Dragan Nesiç’e de baktığımız zaman uluslar arası kariyeri son derece üst noktalarda. Böyle bir harmanı gerçekleştirmek sezona başlarken hedeflere varma noktasında çok önemli bir köşe noktasıydı.

Geçen seneki planlara baktıktan sonra teknik kadroda bazı değişiklikler yapılması gerektiğini gördüm. Dolayısıyla Dragan Nesiç gibi İtalya’da son 10 yıl İtalya’da görev alan ki İtalya’da bu kadar uzun süre görev yapan yabancı antrenör enderdir. Son derece kaliteli son derece her yönüyle iyi,  fakat çok başarılı bir baş antrenör.

Ben sorulara da bakmak istiyorum. Nesiçin İtalya’da tecrübeleri olması Lo Bianco gibi bir kaptanımızın olması final öncesi İtalyan bir takımla eşleşmek onlar için bir avantaj olabileceği görüşünde çoğu seyircimiz. Ama bu takımın şu anda İtalya liginin açık ara lideri olduğu ve şampiyonlar ligi final four unda yer alsa kimsenin şaşırmayacağını da hatırlatmak gerekiyor voleybol seyircisine.

Evet. Son 3 senenin en başarılı takımı İtalya’da namağlup bu sene. İtalya kupasını kazandı ve ayın 2 sinde İtalya’da play offlar başlayacak. Oranın da en iddialı ekibi. Bu saatten sonra hangisi takım gelse fark etmeyecekti. Eğer biz bu maçı ayın 27’sinde kazanırsak çok büyük ihtimalle finali de kazanırız. Buradaki maçı kazanamazsak da bizim takımın orda yüzde 51 şansı yine kalacaktır.

Altın setler bu işin kaderi. Sizinle de konuştuğumuz gibi statü bunu gerektiriyorsa bunu oynamak lazım.Biz Asterix maçında belki öldük öldük dirildik. O an nabzımızı ölçsek kimbilir kaçtı. Ama ondan sonra hiç set vermeyen bir Galatasaray izledik. Aek ‘yı her 2 maçtada 3-0 3-0 yendik. Şampiyonlar liginden gelmiş Kızılyıldız’ı yine set vermeden ardından bir Köstence molası ardından yine devam ettik. Yine 3-0 altın sette 15-11 açık ara kazandık. Aslında Asterixte oynanan altın set beklide dönüm noktasıydı.

Hakikaten dediğiniz gibi geçti. Orada dolaşmadığım tribün kalmadı benim.

Bayağı bir uğur yaptınız Bülent Tulun ile birlikte.

Sonunda aldık maçı. Ama biz kendi evimizde çok başarılıyız. Nazar değmesin eğer bu başarımızı Salı günü de  gösterirsek biz bu finali alırız.

İstanbul’daki Aek maçında yunan taraftarlarında gelecek olması taraftarı hareketlendirdi. Sonrasında yarı final maçında Pazar günü çok güzel bir seyirci vardı. Bu 2 maç dışında istenen seyirciyi maalesef Türkiye kupası ve lig müsabakalarında maalesef yaşayamadık. Galatasaray’ın ne kadar başka oynadığını voleybolun ne kadar tetikleyici bir spor olduğunu biliyoruz. Buradan Salı akşamı için sizin ağzınızdan en gerekli mesajları verelim.

Salı günü yapılacak maçın tarihini de saatini de seçerken çok dikkatli davrandık. İki günde bir futbol maçı oynanıyor, kadın basketbol takımımız çok başarılı erkek basketbol takımımız çok başarılı. Durum böyle olunca da  taraftarımız şaşırıyor tabi Abdi İpekçi’ye mi gideyim Burhan Felek’e mi gideyim diye düşünüyor. Biz CEV Kupası final maçını 28’inde oynamak istiyorduk ancak o tarihte kadın basketbol takımı  finalleri olacak. Ayın 1’inde yapmak istiyorduk ancak 31 Mart’ta Mali Genel Kurul var. 1 Nisan’daki maçı da haklı olarak İtalyanlar kabul etmedi çünkü hemen ertesi gün kendi liglerinde play off maçları başlıyor. Maç 27 Mart’ta oynanacak ve 27 Mart’ta oynanacak maça taraftarımızın gelmemesi için hiçbir neden yok. Hepsini Galatasaray’ı desteklemeye yani Galatasaray’ın müzesine bir ilki daha kazandırmak adına bizi desteklemeye davet ediyorum.

Burhan Felek’te boş koltuk kalmazsa, İtalyan takımı karşısında etkili olabiliriz.

Daha şimdiden başta bizi Belçika’da destekleyen taraftarlarımız olmak üzere daha şimdiden İsviçre’den, Almanya’dan Milano’ya gelmek için turlar düzenlemeye başladılar. Ayrıca Lo Bianco’nun özel bir taraftar grubu olacak İtalya’da.

İlk maçı evimizde oynayacak olmamız bir dezavantaj mı?

Biz bu oynayacağımız ilk maçı aldığımız takdirde  tamamen bizim lehimize dönüşecektir. Altın set oynadık ve rakibimiz henüz altın set oynamadı. Biz oynadığımız tüm altın setleri kazandık güçlü rakip veya zayıf rakip farketmeden. Bu da bizim açımızdan bir avantaj gibi duruyor.

Bu sene bayanlar ve erkekler takımlarına baktığımızda ilk maçı evinde oynayanlar deplasmanda altın set oynasada daha başarılı olmuş.Yani aslında istatistik burada bozulmuş. İkinci maçı evinde oynayan Galatasaray’ın, orada kaybettiği maçın belki demoralizasyonuyla diğer takım kendisini altın sete saklayarak başarılı olmuş.Biz de Belçika’da bunu yapmıştık.

Bende katılıyorum.Birinci maç çok kritik ve bunun için çok desteğe ihtiyacımız var.

İtalya’da oynanacak maçla ilgili bir organizasyon hazırlığı var mı ?

Organizasyon var. Az önce sizde gördünüz yönetim kurulu odalarında Orkun Darnel, Neslihan Turan beraber çalışıyorlar ve Hakan Aydınol çalışmaları yürütüyor. Bunun için hem otel hem uçak rezervasyonları için 1481 Tur ve THY ile beraber tüm görüşmeler yapılıyor. Umuyorum iyi bir organizasyon olacak. Bütün sıkıntımız 31 mart’ta mali genel kurulun olması. Mali genel kurul erken biterse başkanımız sayın Ünal Aysal’da yönetim kurulu üyelerini alıp maça gidecek.

Yani 1 Nisan Pazar’a denk gelseydi maç çok daha kalabalık bir Galatasaray heyeti olacaktı. Gelecek yılla ilgili çok büyük hedefler koydunuz. Hem erkek takımı hem bayan takımını kapsayarak konuşalım bu konuyu.

Erkek takımında Challange Cup haricinde şu ana kadar koyduğumuz bütün hedeflere ulaştık. Türkiye Kupası’nda ilk 4’teyiz. Çok büyük bir ihtimalle finali oynayacağız. Ligde Galatasaray Yurtiçi Kargo’nun dördüncülüğü garanti, Arkas’ı yenerse üçüncü de olabilir. Orada da Avrupa’yı garantiledik, Play Off’a avantajlı giriyoruz. Bayan takımımız Türkiye Kupası’nda ilk dörtte, Fenerbahçe’yle oynayacağız yarı finalde. Bayan voleybol takımımız ligde de 4. garantiledi. Geçen seneki gibi 1-2 puanla değil, beşinciye büyük fark atarak bunu başardı. Onlar da önümüzdeki sene Cev Cup’ı garantilediler. Play Off’ta alınacak sonuçlardan sonra Şampiyonlar Ligi’ne gitme hakkı kazanmak istiyoruz. Çapraz eşleşmede Vakıfbank ya da Eczacıbaşı’yla oynama ihtimalimiz yüksek görünüyor ve gelecek rakip geçildiği takdirde Şampiyonlar Ligi hakkını elde etme durumu ortaya çıkacak. Onu da sonuna kadar zorlayacağız. Bu sene zorlayacağız ama önümüzdeki sene bunların hiçbirini bırakmayız. Önümüzdeki sene ilk 4 takım sıralaması tamamen değişecek, onu da göreceksiniz.

Bu sene ilk 4’ün kalıcı takımı olduğumuzu gösterdik ve yukarıdaki üçlüye ‘’Ben de varım’’ mesajını vermiş olduk. Dediğiniz gibi şema biraz daha değişecek. Cuma günü de ligde normal sezonun son maçında Vakıfbank Türk Telekom maçı var.

Rakibimize saygımız var, onlar geçen sezonun Avrupa Şampiyonu. Play Off’ta da onlarla karşılaşacağız. Fenerbahçe’yi geçersek Türkiye Kupası finalinde de mücadele edeceğiz. Ancak bizim için önemli olan Salı günü yapacağımız ilk maç. Burada başantrenörümüzün tercihleri her zamankinden farklı olursa ben dahil hepimiz buna saygı göstermeye hazırız.

Asıl hedefler Play Off’ta olacak karşılaşmalar. Yarı finalde kazanılacak maçla adımızı finale yazdırırsak, bu Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etme hakkı kazanmamız anlamına geliyor. Son derece önemli hedefler var.

Bayanlarda Türkiye Kupası’ndaki yarı finalin tarihi belli olmadı, belki olimpiyat seçmelerinden sonraya kalabilir. Play off’lar 3 Nisan’da başlayacak, biz 1 Nisan’da döneceğiz. O bittikten sonra 7-8 Nisan’da erkek takımının Türkiye Kupası finalleri var. Onun ardından Ankara’da gençler şampiyonası ve erkekler liginin sonu gelecek. Büyük bir yoğunluk var. Kızlar muhtemelen olimpiyata katılma hakkını alırlar. Ondan sonra güle oynaya güzel bir Türkiye Kupası yarı finali ve finali izleriz.

Twitter’dan gelen soruları da size okumak istiyorum: ‘’Calderon ve Lo Bianco hep bizimle kalsa olmaz mı’’ şeklinde görüşler var.

Umarım. Önümüzdeki sene bizimle kalacaklara kesin.

Takıma oturdular ve yüzlerinden mutlu olduklarını hissediyorsunuz. Pozitif enerji sonuçlara da yansıyor.

Kontratları uzatılmıştı, bir problem yok. Onları biraz daha sevindirecek, onların ayarında üçüncü bir dünya yıldızını da getireceğiz.

Orkun Darnel’in kulübümüzde olması Neslihan Darnel’le ilgili soruları da beraberinde getiriyor. Sizin bu konuda bir görüşmede bulunup bulunmadığınız yönünde sorular var.

Ben de tabi onlar gibi düşünüyor. Neslihan Darnel Türkiye’nin Avrupa’daki gözbebeği. Neslihan şu anda Eczacıbaşı’nın olmazsa olmazı. Türk voleybolunun da aynı şekilde. Biz onunla görüştük, tercihi kendisine bıraktık. İsterse gelir, isterse gelmez. Tamamen seçim kendi elinde. Kulübünde kalmak isterse de kendisine saygımız var, gelmek isterse de kapımız kendisine açık.

‘’İtalya’daki maça Galatasaray taraftarının alınma şansı nedir’’ şeklinde bir soru da var. Herhalde İstanbul seyircisinden bahsediliyor, yurtdışından gelecek olanlarla ilgili haberimiz var.

Gelmek isterlerse salonun en güzel yerinde otururlar, hiçbir engel yok.

Taraftarla ilgili şu anda bir organizasyon yok, değil mi?

Türk Hava Yolları’yla yarı finalden itibaren bizim uçuş planlarımızı yapıyor, hepsinin masraflarını karşılıyor. Şu an bildiğim kadarıyla Milano’ya günde 3 sefer var. Bunlardan bizim gitmek istediğimiz sabah 8.00, dönmek istediğimiz ayın 1’indeki 15.00 uçağında yer yok, bu konuda bir problem var. Ya yani bir ek sefer açılacak, ya da özel uçak kiralanıp öyle gidilecek. Buna göre Orkun Darnel’le irtibata geçilebilir, gelmek isterlerse götürürüz.

‘’Sezon sonunda muhtemelen bir antrenör değişikliği göreceğiz. Dragan Nesic idari ekipte kalacak mı’’ diye bir soru var.

Olabilir de olmayabilir de, başka bir görevde de olabilir. Sezon bittiği zaman yüz yüze oturup konuşacağız.

Final maçı için özel bir şov ya da organizasyon düşünülüyor mu ?

Bu konuda da yine Orkun Darnel ve Neslihan Turan menajerimiz Atilla Aksoy ile çalışma yapıyorlar ancak şuan ne konuma geldi bilmiyorum.

Bayan Voleybol takımı Pazar günü TT Arena’ya gelecek mi ?

Antrenman programına baktığımızda Pazar günü tek antrenmanımız var. Antrenmandan sonra başkanımız, oyuncularımız ve teknik heyetimizi yemeğe davet etti. Galatasaray adasında bir yemek verilecek. Ondan sonra da toplu halde Arena’ya gelinecek.

Trabzonspor maçında Bayan Voleybol takımı taraftarı selamlayacak mı?

Evet şimdiye kadar bayan takımının geldiği hiç bir maçta Galatasaray futbol takımı puan kaybetmedi.

Erkek Voleybol takımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şimdi bayanlarda size söylediğim durum erkek voleybol takımına baktığımızda söz konusu değil. Erkek voleybol ligi’nde şampiyonluğa oynuyoruz, kupayı almak için oynuyoruz dolayısıyla ikisinde de finale kalmak istiyoruz.

Henry Bell konusunda bir problem yaşandı bu yıl ancak bu Galatasaray’ı aşan bir problemdi öyle değil mi?

Evet o konuda bir problem yaşandı ancak  bunda bizim kusurumuz yoktu.Ama onun yerine de yine Porto Riko milli takımı’nın kaptanı  geldi. Defanstaki gediklerimizi kapattı bu oyuncu. Tam bir play off oyuncusu. Hidalgo zaten bildiğiniz gibi baş smaçörümüz. Kervin aynı şekilde Venezuela milli  takımının kaptanı, gittikçe üzerine koyarak gidiyor. Bunların haricinde Kemal milli takım oyucumuz, Erhan ve Ahmet milli takım oyuncumuz.Ulaş bence Türkiye’nin en iyi pasörü, dolayısıyla Türkiye ligi’nde onlardan şampiyonluk bekliyorum.

Benim unuttuğum ya da özellikle sizin söylemek istediğiniz bir şey varsa söylemek ister misiniz?

Özellikle söylemek istediğim bir şey var. Voleybol camiasının içine girdikten sonra bir şey gördüm. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Bu camia basketbol veya futbola benzemiyor. Bir kere federasyon açısından çok şanslıyız.Gerçekten federasyon başkanı sizin de bildiğiniz gibi bir gün Lüksemburg’da bir gün İsviçre’de bir gün Ankara’da bir gün İstanbul’da .İdari kurulları bir bütün olarak bir arada son derece adil ve son derece çalışkan ve çok şeffaf bir yönetim. Eğer baktığınızda bayan voleybol’unun Türkiye’nin Avrupa ve dünya seviyesindeki en başarılı milli takımlarından biri olduğunu görüyorsanız bunun sebebi federasyon başkanımız ve yönetimidir. Kendisine tekrar huzurlarınızda teşekkür ediyorum. İnşallah olimpiyatlarda katılıp Londra’da bayrağımızı dalgalandırmak istiyoruz.

Katıldığınız için teşekkür ediyorum. Umarım, Bayan Voleybol Takımımız finalde kazanır ve hepimizi çok mutlu oluruz.

Size çok teşekkür ediyorum.Oralarda bizimle birlikte olmanız ve bu yayınları yapmanız  bize de güç veriyor futbolcularımıza da güç veriyor.Galatasaray TV’ye bir kez daha teşekkür ediyorum.

 


Haberi Paylaş

Comments are closed.