VakıfBank bayan voleybol takımı oyuncusu Gizem Örge.
Yeni sezonda Vakıfbank Bayan Voleybol Takımında voleybol yaşamına devam ettirecek sevimli liberomuz Gizem Örge’yle buluştuk. Yönettiğim soruları bir solukta cevaplandırmasını sanki, servislerden gelen sert smaçla atılan topları manşet alıyormuş gibi arka arkaya cevaplandırması ona yakışan güzelliği ortaya koydu. İşte karşımda Vakıfbank’ın sevimli liberosu Gizem Örge.
26 Nisan 1993 Ankara’da dünyaya gelen ve Ankara’yı her zaman çok seven liberomuz, “Çocukluk günlerimi yaşadığım bu güzel şehirde geçmiş günlerin sevgisini hala taşımaktayım. Talebelik günlerimin geçtiği o şirin semtimizdeki arkadaşlarımla yaptığım iddialı voleybol maçları unutamam. Bu güzel yaşam beni voleybolu sevmem de en etkili neden oldu. İlk Öğretim yıllarımda da Yeşim öğretmenimin destekleri sayesinde okul takımlarında oynamaya başladım.”
Gizem bu yaşadığı günleri hatırladıkça gözlerinin içinde onun talebelik ruhu canlanıyordu. Sonra devam etti “Voleybol ile geçen anılarımı hiçbir zaman unutamam. Orta öğrenim yıllarında üzerimde çok emeği olan beni voleybola olan sevgimi kat kat artıran, Ali Öztürk hocamla tanışmam da benim için voleybol adına ayrı bir kazançtı. Onun üzerimdeki emeklerini hiçbir zaman unutamam. Hatta öğrencilik dönelerinde beni üç aylık yaz okulunda da bu sevdiğim sporu geliştirme fırsatına sahip oldum.
Okullar arası karşılaşmalarda aldığımız iyi dereceler beni voleybol oynamana teşvik etti. Ali Öztürk hocamın bana profesyonel lisansımı çıkartıp ta, Ankara Eczacı Voleybol Kulübün’ de resmen oynamaya başlamam de benim için büyük bir başarıydı. Hocan sayesinde kulübümüzde, küçük kızlarda takım halinde Türkiye ikincisi olduk, tabi bu beni çok mutlu eden lisanslı ilk derecem oldu. Daha sonra Ankara Eczacı Bayan Voleybol Takımımızı 2.liğ’e yükseldiği sene bir yıl daha libero olarak voleybol yaşantıma Ankara’ da devam ettim.
Yıldız Kızlar Milli takımıyla yurt dışından dönerken yolda sevgili hocam Ali Kamberoğlu’nun ısrarıyla Nilüfer Belediyespor ile tanışma fırsatım oldu. Bana bu kulübe transfer edeceğini söylediğinde adeta şok oldum. Bursa benim hiç tanımadığım bir şehirdi. Yakından tanıdığım ve Milli takımda güzel işler çıkarttığımız iyi bir antrenörümün orada olması beni çok daha rahatlattı. Nasıl olsa bir gün bu ayrılığı yaşılacağımdan dolayı teklifi severek kabul ettim. Nilüfer Belediye Bayan Voleybol Takımında 2008-2009 sezonunda oynamaya başladım. Artık bende bir Bursa’lı olarak yeni şehrime çabuk alışmıştım. Bursa çok güzellikleriyle yaşanacak bir şehir. İnsan bu güzellikleri yaşadıkça anlıyor. Hocalarım ve takım arkadaşlarım sayesinde hiç yalnızlık yaşamadım. Bursa’yı her zaman güzellikleriyle hatırlayacağım. Bursa’lı voleybol severler buradan teşekkür ederim.
Bu güzel spor dalında her zaman yanımda olan annem ve babamın büyük destekleri beni bugünlere getirdi. Ankara’ da oynadığım tüm maçlarımda onları tribünlerde görmekten her zaman gurur duydum. Babam hiçbir maçımı kaçırmazdı. Şimdi biraz mesafe uzak ama yinede maçlarımı takip ediyorlar. Bizim ailede profesyonel sporcu olarak bir ben varım. Bundan da tek olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Ankara’da Halide Edip Lisesi 11 sınıftayken Bursa’ ya transfer gerçekleşince, Bursa’da kalan lise tahsilimi Fatih Lisesi’nde tamamladım. Liseden mezun olmam beni Marmara Üniversitesi Beden eğitimi sınıf öğretmenliği bölümü yönlendirdi. Şu an talebelik hayatımı da devam ettirmekteyim. Öğrencilik yaşamında ve voleybol yaşamı biraz zor gitse de bu iki işi devam ettirmeyi severek yapıyorum.
Bana her zaman bir libero nasıl olmalıdır; dediklerinde ilk aklıma gelen? Bir libero takımın sahada olan ikinci kaptanıdır. Bu kuralı hiç unutmam. Bu güzel takımda arkadaşlarım bana o kadar çok güvenirler ki sahanın arka tarafını hep bana bırakırlar. Saha içinde ki uyumumuz da bu güvene dayanır. Bazen çok iyi ve sert gelen servis toplarını pasöre yansıtamadığımda! Kötü bir manşet maç içinde çok canımı sıkar, bu sıkıntıyı takım arkadaşlarımın güler yüzleri beni yeniden oyuna döndürür. Bazen oyuna başlamadan tüm sıkıntılarımı bir kenara koyup yapacağımız karşılaşmayı ı düşünerek saha çıkıyorum ama o günün stresi veya olumsuzlukları insanı biraz etkiliyor. Hataların sporu olan voleybolda bunu çok sık yaşamamaya çalışıyorum.
Voleybolda en büyük isteğim, bir gün Milli Takımda oynamaktır. Genç Milli Takımlarda yaşadığım güzel günlerimi hiç unutamam. Gençlerde bu hedefimi gerçekleştirdim. İnşallah A Milli Takımda da bu hedefimi gerçekleştiririm.
Federasyonun uygulamaya koyduğu 2+1 kuralından sonra yerli oyuncularımızda gözle görülür çok değişiklikler oldu. Bu spor dalında yetenekli oyuncular kendilerinin de bu sporu yabancı oyuncu aratmayacak derecede oynadıklarını gösterdiler. Genellikle smaçörler için bu sisten çok yararlı oldu. Bu değişiklik liberolar için bir değişiklik yaratmadı. Takımlara bakarsanız genellikle yabancı libero arayışı olmadığı için 2+1 veya 3+1 olsa da bizler için bir değişiklik olmadı. Ama yeni uygulamaya alınan çift libero sistemi elbette bizler için yararlı oldu. Takımda ikinci bir libero demek zaman zaman dinlenmek ve yaptığın oyun içinde yaptığın hataları daha iyi görmek demektir. Geçtiğimiz sezonda bu çift libero güzelliğini sevgili takım arkadaşım Sedef ile değişerek beraber oynamamız bana ayrı bir tat vermişti. Vakıfbank’ta da yine çift libero ile oynamanın tadına varacağız. Takımlar da çift libero oyunu çok güzel bir uygulama.
Maça çıkarken arkadaşlarımın her birinin kendilerine göre inanç ve uğurları olsa bile, ben şu kolyem uğur getirir, yok sacımı bu yöne bağlarsam manşeti iyi alırım diye bir uğurum yok. Tek amacım o maça konsantre olup maça büyük moralle çıkmak ve galibiyetle sonuçlandırmak en büyük uğrumdur. Bazen kendimi iyi beğenmediğim zamanlarda aynanın karşısına geçip saçımı veya makyajıma son şeklini veririm. Maça çıkmadan mutlaka sacıma bir fön çekerim. Veya sevdiğim müziklerden dinleyerek rahatlamaya çalışırım.
Yeni sezonda da İstanbul’ da olmak okulum açısından çok yararlı olacak. Vakıfbank her voleybolcunun hayal ettiği takım bende bu güzel hayalimi yeni sezonda yaşayacağım. Çok saygı duyduğum Gizem ablam ve antrenörlerim sayesinde çok daha iyi yerlerde olacağıma inanıyorum.
Bu sıcak ve samimi söyleyişi gerçekleştirmek gerçekten güzeldi. Sizlerden ve voleybolunsesi camiasına gönül dolusu selam, sevgilerimi sunarım.”
Röportaj: Tekin Ateşnal
Comments are closed.