Geçtiğimiz hafta Brezilya’nın São Paulo kenti, tarihe tanıklık etti.
Savino Del Been Scandicci’nin Prosecco Doc Imoco Conegliano’yu finalde 3-1’lik skorla devirerek Kulüpler Dünya Şampiyonası zaferini kazandığı şampiyonluk sonrası Sırp yıldız Maja Ognjenovic, ülkesi medyasından Sportklub’e açıklamalarda bulundu.
“İşte bakın, bu sezon ikinci kupalarını da kaybettiler. Oysa geçen sezon beş büyük kupanın tamamını kazanmışlardı! Belki onlarda da bir doygunluk oluştu, her ne kadar kupaya hiçbir zaman doyulmaz diye düşünsem de… Ama bence bunun asıl nedeni rakipler. Hayatın boyunca kaybediyorsun, bir yerden sonra buna tahammül edemiyorsun. Sonra bir ekstra motivasyon ortaya çıkıyor; ‘Artık yeter, bundan sonra böyle olmayacak!’ diyorsun.”
“Brezilya’ya gitmeden önce kulüp yönetimine, İtalya’ya döndüğümüzde bana gelecek sezon beni düşünüp düşünmediklerini söylemelerini istedim. Geçen yıl da sözleşmemi çok erken uzatmıştım, sonra şubat ayında kendi kendime ‘Neden bunu yaptım?’ diye söyleniyordum! Ama sezon sonunda Şampiyonlar Ligi finaline çıktık ve her şey bir anlam kazandı. Şimdi de neyin en iyisi olacağını bilmiyorum ama eğer bir gün daha sözleşme uzatacaksam bu tam da şu an olmalı, bu coşkunun içindeyken… Açık konuşayım: Ben hâlâ voleybol oynamak istiyorum.”
Scandicci’nin dünya şampiyonu olması kulağına nasıl geliyor? Milli takımda büyük madalyalar kazandığında, Eczacıbaşı, Olympiakos ve Modena formaları giydiğinde bu kulüp ortada bile yoktu.
“Evet, biraz tuhaf ama hayatta böyle şeyler oluyor. Dünya Kulüpler Şampiyonası kazananlarına baktım; VakıfBank, Eczacıbaşı, Conegliano, Fenerbahçe, Dinamo Kazan gibi devlerin arasında Scandicci adeta bir ‘yabancı’.
Ama yola çıkarken, biraz çekinerek de olsa, kupayı kazanabileceğimizi söylemiştim. Çünkü turnuva önceki yıllara göre çok güçlü değildi. Türk takımları yoktu, Çin’den, Japonya’dan ekipler yoktu. Brezilya’nın büyük kulüplerine ve ABD temsilcisine saygım sonsuz ama Conegliano ve biz finale gelirken çok zorlanmadık. Finalde ise kalite ve kazanma isteği belirleyici oldu. Altın maçında Conegliano’yu yenmek büyük bir iştir.”
Antropova artık büyük bir oyuncu
Son üç yıldır Maja ile sık sık Ekaterina Antropova hakkında konuşuldu. İtalya ile Olimpiyat şampiyonu olan Antropova, şimdi de turnuvanın en değerli oyuncusu.
“Bu sezon Antropova da dahil olmak üzere bazı oyuncular için Scandicci’deki son sezon. Antropova’nın Eczacıbaşı’na gideceği artık bir sır değil, büyük transferler başladı. Ben onunla üçüncü sezonumu geçiriyorum. Şu an 22 yaşında ve artık büyük bir oyuncu. Gelişimine birebir tanıklık ettim. Tijana’yla kıyaslamak istemem; Tijana olağanüstü bir yetenekti. Ama Ekaterina’nın çalışkanlığı, disiplini, gelişme arzusu inanılmaz. Savunma ya da blokta bir hareket öğrenmek için antrenmandan sonra bile kalabiliyor. Maçları analiz ediyor, beslenmesine, toparlanmasına, saha dışındaki yaşamına, okuduğu kitaplara kadar her şeye dikkat ediyor.”
Brezilya’daki zafer özel miydi?
“Voleybolu inanılmaz seviyorlar, her yerde özel bir ilgi vardı. Finalde Gabi nedeniyle herkes Conegliano’yu tuttu, tribünleri biraz üzmüş olduk. Ama sonunda gelip tebrik ettiler. Bana ‘En iyi pasör’ ödülünü Sheila verdi. Carol Gattaz, Erika, Ze Roberto… Pek çok efsane oradaydı. Kendimi gerçekten harika hissettim.”
Kupayı kaptan olarak kaldırdın…
“Geçen yıl sözleşme uzattığımda, kulüp yöneticileri kaptan olacağımı söylemişti. Bosetti ya da Antropova da olabilirdi. Bir yabancı olarak bu rolü almak benim için büyük onur ve sorumluluktu. Kupayı kaldırmak çok güzeldi. Uzun zaman olmuştu. Ama insan madalya ve kupalar kazanmaktan asla yorulmuyor.”
Floransa’da taraftarlar sizi karşıladı mı?
“Evet, sade ama çok güzeldi. Asıl kutlamanın bir sonraki iç saha maçında olacağını düşünüyorum. Sanırım biz taraftarları ve İtalyan kamuoyunu da şaşırttık. Herkes Conegliano’nun unvanı koruyacağını düşünüyordu.”
En anlamlı tebrik kimdendi?
“O kadar çok mesaj aldım ki… Milli takımla sürekli madalya kazandığımız günleri hatırlattı. Telefonumda bir anda 150 mesaj vardı, sosyal medyada sayısını bile bilmiyorum. Ailemden, antrenörlerden, takım arkadaşlarımdan, federasyondan, Hotel M’den, Spor Enstitüsü’nden, taraftarlardan… Hepsi çok kıymetli.”
Eczacıbaşı ile 2016’da kazandığın Dünya şampiyonluğu ile bu zafer kıyaslanabilir mi?
“Aradan dokuz yıl geçti. O zaman hem ben farklıydım hem voleybol farklıydı. Filipinler’deki turnuvada rekabet daha güçlüydü. Ama kazanılan kupanın tartışması olmaz. Orada olması gereken herkes buradaydı, belki sadece Japon takımı yoktu.”
Sezon daha çok uzun…
“Üç-dört günde bir maç oynuyoruz, alıştık. Kadromuz bu sezon biraz daha geniş ama yine de çoğunlukla ilk altı oynuyor. Ligde iyiyiz, Şampiyonlar Ligi’nde iki galibiyet aldık. VakıfBank maçları geliyor; geçen yıl yarı finalde elendikleri için intikam isteyecekler.
Bir sonraki hedefim İtalya Kupası. Önce Vallefoglia’yı geçmeliyiz, sonra Torino’da bir kupa daha denemek istiyoruz. Artık hedeflerimiz büyüdü.”
Milli takım defteri benim için kapandı
Milli takım konusu açılınca…
“Geçenlerde Terzić’le neredeyse yarım saat konuştuk. Milli takım her zamanki gibi gündeme geldi, tekrar oynamamı çok istiyor. Milletler Ligi hazırlıklarında İtalya’da turnuva olacağını, ev sahibi olabileceğimi söyledi. Ev sahibi olmayı seve seve kabul ederim ama oynamak… Gerçekçi değil. Milli takım defteri benim için kapandı.”




