Mezardaki babama Gökçeada’da ödül verdiler

Voleybolun efsanesi Violet Midilli-İstanbul arasında mekik dokurken aklı hep yeni projelerde…“Babam Beşiktaş’ın sol bekiydi. 1979’da kaybettik. Ama kulüp 2003’te o diye Gökçeada’daki başka bir Hristo’ya ödül verdi. Çakma Hristo, babamın adıyla muhallebici açmış paraya para demiyor.”

O, voleybolumuzun efsane “Altın kızı” Violet Kostanda Duca…

Her pozisyonda oynayan, asıl görevi manşetçi olan, file önünde smaçları ile rakip blokları parçalayan, topları iğne deliğinden geçiren bir voleybolcuydu. Kimse ona blok yapmak istemezdi. Adına beste yapılan bir voleybolcumuzdu. Ablası Lidya ile birlikte Eczacıbaşı’nın efsane kadrolarında yer almış, 120 kez milli formayı giymişti.

Bu röportajı tatilde güzel kızı Cristiana ile sevdalısı olduğu Yunanistan’ın Midilli adasında yaptım. Violet, Beşiktaş’ın bir zamanlar geçilmez sol beki Hristo’nun kızıdır. Yıllardır babası ile unutamadığı bir anısı vardı Violet’in…Hayli ilginçti.

BABAM HRİSTO’NUN ÖDÜLÜ, ÇAKMA HRİSTO’YA GİTTİ “Beşiktaş’ın 100’ncü yılında Feriköy mezarlığında yatan babam Hristo’ya, Gökçeada da ödül verildi” diyen Violet bakın neler anlattı… “Ben Midilli adasında idim. Beşiktaş Kulübünden bir telefon geldi. Beşiktaş’ın 100. Yılında babam Hristo’nun 11’e seçildiği, ödülünü Gökçeada da kendisine verdiklerini söyleyince şaşırıp kaldım. Çünkü babam 1979 yılında vefat etmişti. Telefondaki kişiye babama bu ödülünü Feriköy mezarlığında ki kabrinde mi verdiniz deyince onlarda şaşırdılar… Meğer Gökçeada da Hristo diye ödülü verdikleri kişi, bir Rum köyü olan Zeytinli’de muhallebicilik yapan çakma Hristo’ymuş. Birkaç gün sonra kulüp bu durumu öğrenince hazırladıkları ödülü beni kulübe davet edip verdiler. Ama gerçek ödülü sahte Hristo dan almadılar. Oysa babamın soyadı Kostanda, çakma Hristo’nunki ise Kaplan’dı. Babamın adını dükkanının tabelasında Beşiktaşlı Hristo diye kullanan bu çakma Hristo’nun muhallebici dükkanı, yıllarca Türk ve Yunanlı turistlerin uğrak yeri olmuş. Hristo’nun dükkanına tatlı yemeğe gidenler futbolculuk fotoğrafını görmek istediklerinde kendisi şu anda yanında olmadığını, askerlik fotoğrafını gösterebileceğini söylemiş. Gerçek Beşiktaşlı Hristo’nun öz kızını tanıdıklarını söyleyince donup kalmış.”

SARI MELEKLERDE TARİH YAZDI
Violet, Fenerbahçe kadın voleybolunda menacerlik yaptığı beş yılda büyük başarılara imza atıp, Fenerbahçe kadın voleybolunda filenin tarihini yazdı. Beşiktaş’tan Fenerbahçe’ye transfer olan menajer Violet, 3 kez lig şampiyonluğu, 2 kez Süper kupa şampiyonluğu, Türkiye kupası şampiyonluğu, Avrupa Şampiyonlar Ligi Kupası birinciliği, ikinciliği, üçüncülüğü, CEV Cup ikinciliği ve üçüncülüğü, Dünya Kulüpler Şampiyonluğu ile üçüncülüğü yaşadı.

YUNANLI DEĞİL, MAKEDONYALIYIM
Violet, Türk Milli Takımı ile Yunanistan’a karşı son milli maçını oynamıştı. Acaba o maçta neler hissetmişti? “Önce şunun bilinmesini istiyorum. Beni YunanlıViolet olarak bilirler ama ben Yunanlı değil, Makedonya’lıyımdır. Kısacası dedelerimizin hikayesi “Elveda Rumeli” dizisidir… Geçmişimiz sütçü ailesidir. Babamın lakabı Sütçü Hristo idi. Ninem Bakırköy dondurmacısı Madam Mama Luba.. Kastoria’nın Vasiliada köyünden.. Yunancayı Pavlo ile evlendikten sonra öğrendim. Evde Makedonca konuşulurdu.

HAYATIMIN İLK VE SON KIRMIZI KARTINI, SON MİLLİ MAÇIMDA GÖRDÜM
Milli takıma son veda maçımı Balkan Şampiyonası’nda Yunanistan ile oynuyorduk. Takımın kaptanıydım. Yunanistan ev sahibi olduğu için hakemler çok açık taraf tutuyorlardı. Yunanlılar kritik sayılarda maçı durdurup soğutmak için parkeyi sildiriyorlardı. Çok terleyen bir sporcuydum, rakiplerimizin bu kurnazlığına sinirlendim. Sahada olduğum yere yattım, kalktım ve “lütfen burayı siler misiniz” dedim. Hakem yaptığım hareketi protesto olarak anlayınca spor yaşantımın ilk ve son kırmızı kartını yedim.

TÜRK VİOLET’İM
Violet 2 yıl Atina’da, 14 yıl Yunanistan’ın şirin adalarından Midilli’de yaşamıştı. Violet’e, kendini ne kadar Türk, ne kadar Makedon ve Yunanlı hissediyorsun? diyenlere “Doğduğum, büyüdüğüm yer Türkiye’dir. Ben hep Türk Violet’im. Yunanistan’da eşim Pavlo’ya Turko, bana Turkala derlerdi.

KİM’İ TRANSFER EDERKEN 25 BİNE YAKIN KİLOMETRE YOL KATETTİM, 3750 DAKİKA TELEFON KONUŞMASI YAPTIM
Violet, Fenerbahçe Kadın Voleybol takımının menaceri iken en çok Güney Koreli Yeon Koung Kim’in transferinde zorlanmış. “Bütün yaz boyu Kim’i Fenerbahçe’ye kazandırmak için uğraştım. Her gün günde dört-beş kez menajerlerini telefonla ikna etmeye çalıştım. Ancak Azerbaycan takımı da devreye girince işler zorlaştı. Kim’le de yazıştım. Ancak üç ayda başarılı oldum. Menajerler işi yokuşa sürdüler. Voleybolda yılın bu transferini gerçekleştirirken 25 bin kilometreye yakın yol katettim. 3750 dakika telefon konuşması yaptım. Her şeyden önce Kim, aldığının hakkını veren profesyonelliği çok iyi bilen bir oyuncuydu. Karakter olarak sıcak insandı. Disiplinli, doğu kültürü olarak bize daha uygundu. Dünya voleybolu için ülkesi G.Kore’nin bu oyuncuya eziyet etmemesi gerekir. Kim, Fenerbahçeyi ve taraftarlarını çok sevdiği için yine Fenerbahçe’yi seçti.

ANTRENÖRLER VOLEYBOLCULARA GEREKLİ İNSİYATİFİ VERMİYOR.
Dünya voleybolunda yadırgadığım en önemli şey servislerin nereye atılacağı konusunda antrenörlerin genellikle sporculara insiyatif vermemeleridir. Bir antrenör takımı servis atarken, oyuncusunu elindeki taktik tahtasının arkasından parmakları ile hangi bölgeye atacağını göstermemelidir. Oyuncunun boşluğu kendisi görebilmelidir. Günümüz voleybolunda oyuncular maalesef robot gibi kumanda ediliyorlar. Öyle antrenörler var ki, servisi atan oyuncusuna, topu rakibin liberosuna atmasını istemektedir. Liberonun görevi manşet almak değil midir? Cengiz Göllü, servis atarken bazı istisnalar dışında bizleri yönlerdirmezdi. Bizler oynadığımız takımları canlı izler, boşluklarını kendimiz bulmaya çalışırdık.

DÖKÜLEN ARKADAŞIMI OYUNDA GİZLERDİM
Fenerbahçe de Brezilyalı Antrenörümüz Ze Roberta ‘ben 20 sayıdan sonra oynayan oyuncu isterim’ derdi. “Kritik sayılarda akıllı servis kullanılması gerekir. Ben manşetciydim. Yanımdaki arkadaşım o gün gününde değil, dökülüyor ise ben onu oyun içinde çok iyi gizler, onun üzerine atılan topları toplardım. Falsolu servis atardım. Cengiz Göllü, bize taktik verirken, paralel oynayın. Keskin çapraza dönün derdi. Oyuncunun her zaman antrenörle göz göze olması gerekir. Biz oyun içersinde birbirimizi sürekli uyarırdık. Bunlar önemli konular.

1.72 BOYUMLA BAŞ SMAÇÖRDÜM
Bizim dönemde voleybol teknik üzerine yoğunlaşmıştı. Bugünkü kızların boyu bizim dönemlerde yoktu. Fizik olarak daha kısaydık. Ben 1.72 boyumla baş smaçör oynuyordum. Dünya voleyboluna göre bu handikapımızı teknik olarak çözmeye çalışırdık. Şu andaki transfer borsasından çok uzak olmamıza rağmen daha sorumluluk sahibiydik. Günümüz voleybolu daha uzun boylu ve daha çok güce dayalı oynanıyor.

ÖNDEN KONUŞURUM, KENDİMİ İFADE EDEMEM
Beğendiğim yönlerim: Doğru sözlüyüm, önden konuşurum. Kendimden çok şeyler veririm. Beğenmediğim yönlerim: Haklı olduğum konularda sinirli konuştuğum için kendimi iyi ifade edemem.

NİKAH SALONUNDA GELİNLİĞİMİ ÇIKARTTIM, ANTRENMANA GİTTİM
Bence dünyanın en gurur verici unvanıdır, milli takım kaptanlığı. Milli takım için balayı yapmadım. Beyoğlu Evlendirme Dairesi’nde gelinliğimi çıkarıp antrenmana gittim. Milli takım bizim için her şeyden önce gelir. İstiklal marşımız çalındığında gözlerim dolar. Milli Takım kaptanlığı çok mutlu ve tatlı ağır bir görevdir.

MİDİLLİ ADASI TÜRKİYE FAHRİ KONSOLOSU
Violet 14 yılını geçirdiği Midilli Adası’nda önce cafe açtı, sonra tavernaya çevirdi. Olmadı, butik mağazası açtı. Eşinin vefatından sonra 7 yıl kızı Cristiana ile Midilli’de yaşadı. Ancak her yaz sezonunu Midilli de geçiren Violet, adeta Fahri Türk Konsolosu.“Adayı ziyarete gelen Türk’ler limandan çıkınca önce bana uğrarlardı. Vatandaşlarımızın her türlü sorunlarını gidermeye çalışırdım” diyor.

BİZLER EGE KIYILARININ DOST İNSANLARIYIZ
Yunanistan’dan Türkiye’ye her zaman özlemle bakıyordum. Çünkü doğduğum, büyüdüğüm toprağımdı. Yunanistan’ı eşim Pavlo ile evlendikten sonra tandım.Çok fazla yabancılık çekmedim. Bizler Ege kıyılarının dost insanlarıyız. Biz azınlıktan gelmemize rağmen Türk terbiyesi ile yetişmiş bir aileyiz. 16 yıllık Yunanistan maceramda Türk örf ve ananelerinden kocam ve kızım hiçbir zaman vazgeçmedik.

KIZI CRİSTİANA: BİZİM ÖZEL YAŞANTIMIZDA VOLEYBOL
Violet’in kızı Cristiana annesinin ev halini söyle anlattı: Annem salonun gerginliğini, stresini evde de sürdürür. Hayatı voleyboldur. Biz evde özel şeylerimizi konuşamayız. Bizim özel yaşantımızda da hep voleybol vardır.

BABA NECO: VİOLET 24 SAATİ VOLEYBOL OLAN BİR KADIN Fenerbahçe basketbolunun efsane kaptanı Baba lakaplı sporcusu Necdet Ronabar (Neco), Violet’in aile dostu. Bakın neler dedi. “Violet Midilli’ye tatile gitti geldi en az 10 yaş gençleşmiş gördüm. Bir can dostum olarak mutlu oldum, kendine gelmiş. Violet, 24 saati voleybolle geçen bir arkadaşımdır. Yemeğe gideriz. Tek kelime sohbet edemeyiz. Voleybol için çalan telefonları susmak bilmez.

EN BAŞARILI KADIN OLARAK KİTABA GİRDİ
Violet, Yazar Gönül Bakay’ın “Günümüz Türk Kadınlarından Başarı Öyküleri” adlı kitabında yer aldı. Türkiye’nin en başarılı iş kadınlarının öykülerinin yazıldığı bu kitapta Violet’in başarılarla dolu yaşam dünyasından kesitler vardı.

Celal DEMİRBİLEK / Hürriyet


Haberi Paylaş

Comments are closed.