Vakıfbank, ezeli rakibi Eczacıbaşı Vitra’yı üst üste 9. kez mağlup ederken son yılların en kötü oyununu sergiledi. Turuncu beyazlıların en önemli skor opsiyonu Neslihan Demir, hastalık nedeniyle kadroda yoktu dün akşam. Buna rağmen Vakıfbank, rakibine olması gerekenden fazla sayı ve ümit verdi.
Sebebi yorgunluk mu?
Yoğun geçen yaz dönemi Milli takım faaliyetlerinin ardından, Şampiyonlar Ligi maçlarının yanı sıra ligde en zorlu üç rakibiyle üst üste oynamak zorunda kalan Vakıfbank’lı oyuncuların gerek fiziksel, gerekse mental açıdan yorgun oldukları aşikar. Ama zor kısmı bitti. Bundan sonra nispeten zayıf rakiplerle karşılaşacaklar. Böylelikle kadroda fazla yer bulamayan oyuncular, kuvvetli rakiplerle didişmek zorunda kalan asları her iki yönden dinlendirecekler.
Ah Lorenzo, vah Lorenzo
Sahaya en önemli vurucu gücünden yoksun çıkan Eczacıbaşı Vitra antrenörü Lorenzo Micelli’nin taktiğini bir türlü anlayamadık. Yıllardır neden Eczacıbaşı Vitra gibi bir takımda yer aldığını sorguladığımız ve sahaya sürekli 4 numara çıkan Senna Usic’i manşetten kaçırmaya çalıştı İtalyan koç. Amacı, manşet almayacak Hırvat smaçörün hücumunu kuvvetlendirmekti. Ancak Usic’in en ideal pasları dahi smaç-plase kıvamında kullanması, Micelli’nin oyuncusunu olduğundan farklı gördüğünü düşündürdü. Ayrıca Neslihan Demir varken Usic manşet alıyordu takımda. Demek ki, işin bir yerinde bir defo var. Micelli, Usic’le manşet getiremeyeceğini biliyor, ama bu yöndeki ısrarını sürdürüyordu. Bunu dosta düşmana duyurmuş oldu dün akşam. Madem Usic önde arkada manşet almayacak ve sadece hücum edecek, neden pasör çaprazı oynatmıyorsun? Önde arkada manşet kovalayacak Şeyma Ercan neden 4 numara oynamaz? Çünkü Micelli, Usic’in 2 numaradan top öldüremeyeceğini de çok iyi biliyor, zira Hırvat oyuncunun tekniği çok kötü! Yine de Hırvat oyuncunun 2 numarada oynatılması, görüntüsü ve bloğa yapacağı katkı ile daha tutarlı bir iş olurdu.
Madem manşette sıkıntı yaşadığının farkındasın, neden takımın ikinci liberosu Buse Kayacan’ı bir tur dahi olsa arkada kullanmazsın? Micelli yaşadığı panik ve heyecandan olsa gerek, ilk iki set bu alternatifi hiç düşünmedi. Son set uygulamaya koyduysa da iş işten geçmiş oldu. Arkada manşet almak bir yana, etkisiz eleman görünümündeki Usic yerine Kayacan oyuna dahi olsa, Gülden Kuzubaşıoğlu ve Esra Kırıcı’nın yükü bir nebze olsun hafiflemiş olacaktı. İtalyan teknik adam böyle düşünmedi.
Usic’in manşet açığını kapatma derdine düşen Kuzubaşıoğlu ve Kırıcı sahada adeta bitkin düştü. Tecrübeli libero zaman zaman kenarda dinlenme fırsatı buldu, ancak ilerleyen yaşı ve düşük fizik kapasitesi nedeniyle Esra Kırıcı maçın ilerleyen bölümlerinde hata üzerine hata yaptı. Öyle ki, üçüncü sette yaptığı bir 4 numara hücumunda top bloktan dışarı gidiyordu. Ancak yorgunluğun etkisiyle vurduğu toptan sonra geri seken Milli oyuncu, yine bu yorgunluğun etkisiyle auta giden toptan kaçacak gücü dahi bulamadı kendisinde.
Takımın yeni transferi Alman pasör Denise Hanke, hücum kapasitesi çok sınırlı bir takımı çok iyi bir şekilde organize etti. Ancak ikinci sette durum 12:7’den 12:16’ya giderken Micelli, Alman pasörü yaptığı bir pas hatası (pas atarken çift vuruş) nedeniyle günah geçisi ilan etti ve kenara aldı. Yerine giren dizi sakat Asuman Karakoyun ise bu düşüşü önleyemedi. Micelli hatayı bir kez daha yanlış yerde aramış oldu. Maça başlarken pasörünü 6 numaraya koymuştu İtalyan koç. Ancak maç sonu istatistiği açıkça gösterdi ki, Eczacıbaşı Vitra en kötü zamanlarını pasörünün 6 numarada olduğu rallilerde yaşamış. Buna karşılık pasörünü her set 1 numarada başlatan Vakıfbank koçu Giovanni Guidetti, +19’luk bir avantajla takımını tanımasının ödülünü aldı.
Vakıf neye uğraştı?
Elbette yenilmeye! Set skorlarını görenler, ilk sette Eczacıbaşı Vitra 21:19 öne geçtiğinde mucizenin gerçekleşebileceğini düşünenler çabuk yanıldı. Zira Vakıfbank’ın geri düşmesindeki en önemli etken, kendi ayağına çelme takmasıydı.
Son haftalarda büyük düşüş yaşayan pasör Naz Akyol, bu maçta adeta dibe vurdu. Neredeyse lig başında bu yana yapmadığı sayıda basit hatayı sadece bu maçta yaptı. Ya karşı sahadaki topa dokundu, ya üst üste çok sayıda fantazi pas atarak hücumcularını oyundan düşürdü. Birkaç kez top elinde ikiledi hatta, ancak baş hakem İlhami Şenyurt bunları yakalayamadı. Arjantin asılı İtalyan smaçör Carolina Costagrande bir ara bayılacak gibi oldu. Zira Akyol kendisini üç pozisyon üst üste 6 numaradan hücuma çıkardı. İtalyan oyuncunun son sette fileyi geçecek gücü dahi kalmamıştı! Akyol’un kötü performansını anlamak için hücum yüzdelerine bakmak dahi yeterli. Ancak yetinmeyenler, maçı bir kez daha seyredebilirler. Costagrande ve Jovana Brakocevic’in kaç kez arka alan hücumunda 3 metre çizgisine bastığı, Milli pasörün nasıl oynadığına dair bir ipucu verebilir.
Çok sayıda üst düzey pasörde var olan bir hastalık Akyol’da da filizlenmiş durumda. Bir hücum varyasyonunu uygulayamadığında ya da bir oyuncuya top öldürtemediğinde aynı şeyi başarana kadar deniyor. Bu arada takımın ritmi bozuluyor ve temposu düşüyor ama, Akyol bunu pek umursamıyor.
Kilit noktada bulunan isimlerden Gizem Karadayı da çok kötü bir günündeydi. Manşetten hücuma geçiş oyununda yer alan en kritik iki oyuncu kötü oynadığından dolayı Vakıfbank hücumda bu denli verimsizdi. Milli libero defansta çok iyi işler başarmasına karşılık manşette yok gibiydi. Bir ara öyle bir hata yaptı ki, geçen seneki formasyonda beraber manşet aldığı kaptan Gözde Sonsırma’ya çarptı ve rakibe kolay bir sayı hediye etti. Hücumda çok zayıf kalmasına karşılık takımın en iyi manşet getiren oyuncusu Costagrande oldu.
Kritik noktalardaki oyuncuların düşük bireysel performanslarının yanı sıra takım bütünlüğü de yoktu Vakıfbank’ın. Mesela bir pozisyonda 2 numaradan hücum eden Sonsırma bloğa takıldı ve top Vakıfbank alanında 3 metre çizgisinin hemen arkasına düştü. Ancak hatalı dublaj formasyonu nedeniyle 6 oyuncu birden 3 metre çizgisi içerisinde kaldı ve ağır çekimde yere düşen topa hiçbir oyuncu müdahale edemedi.
Sonuç
Eczacıbaşı Vitra, Vakıfbank’ı bundan daha kötü bir gününde bulamazdı. Maç kendi saha ve seyirci önündeydi ama turuncu beyazlı takım Neslihan Demir’siz kolu kanadı kırık olduğunu gördü. Antrenör Micelli’nin yukarıda yazılı tercihleri farklı olsa bile Vakıfbank’ı yenme şansı yoktu Eczacıbaşı’nın. Zira geçen sene bu iki takımın her maçında vuku bluna tek gerçek, bu maçta da değişmedi. Eczacıbaşı Vitra’nın bu kadro yapısıyla “oynamaya çalışarak” Vakıfbank’ı yenme şansı yok. Eğer oynamak yerine rakibin oyununu bozmaya çalışırsa, dünkü maçın bazı anlarında olduğu gibi rakibini çok zor durumlara düşürebilir.
Ses düzeni berbattı
Böylesi bir salona yakışmayan bir ses düzeni aksaklığı vardı dün akşam. Anonslar duyulmadı, duyulan kısmı anlaşılamadı. Salondakilere işkence çektiren bu düzen Eczacıbaşı’na yakışmadı.
Geçen seneki maçta yaşanan tatsız görüntüler ise seyirci sayısının az olmasından dolayı dün yaşanmadı. Ancak seyirci sayısının fazla oladuğu maçlarda potansiyel tehlike aynen devam ediyor. Bu potansiyel tehlikeleri ve yanlışları merak edenler, 09.12.2012 tarih ve “Çok acı” başlıklı yazımızı okuyabilirler.
MHK Yanlış yolda
Geçtiğimiz Pazar oynanan Vakıfbank-Fenerbahçe maçını yöneten İlhami Şenyurt-Esat Danzili ikilisi bu maçta da görev başındaydı. Bunun bizde oluşturduğu ilk izlenim, MHK’nın kritik maçları yönetecek hakem bulamadığı oldu. Zira 5 gün içerisinde oynanan, sonuçları öyle göstermese de çok kritik mücadelelere sahne olan iki müsabakayı aynı hakemlere yönettirmek, bir anlamda çaresizliğin göstergesiydi.
Pazar günü oynanan ve hemen hemen kritik pozisyonun olmadığı maçta dahi basit hatalar yapmıştı bu ikili. Henüz bunları düşünme ve gerekli düzeltme çalışmalarını dahi yapmadan sahaya sürülen Şenyurt-Danzili ikilisi, dün akşamki maça damga vurdu.
-Birinci sette 3:0 iken Büşra Cansu’nun parmak pasındaki çift vuruş hatası çalınmadı, buna karşılık 19:18’de Brakocevic’in çift vuruş hatası çalındı.
-Birinci sette durum 1:5 iken Vakıfbank sahasında fileden geri sekecek bir topa, Eczacıbaşı Vitra oyuncuları filenin gerisinden temas ederek rakibin oyununu bozdu ama hakemler devam ettirdi.
-Yine birinci sette 10:12 iken Brakocevic topu antene vurdu ama oyun devam etti.
-İkinci sette 6:6 iken Vakıfbank liberosu Gizem Karadayı’nın ön alandan parmak pası attığı, bu topu da Naz Akyol’un file üzerinde karşı sahaya gönderdiği ihlali çalındı. Ama Karadayı pası atarken tamamen geri alandaydı.
Özetle hakem ikilisi oyuna etki eden çok fazla hata yaptı. Ama en önemlisi parmak paslarında yapılan çift vuruş hatasında standardı tutturamadı. Kimisi çalındı, kimisi çalınmadı. Bu da, oyuncu, teknik ekip ve seyircilerin hakemlere olan güvenini bitirdi. Sonrasında da sürekli itirazlar baş gösterdi. Teknik ekip ve oyuncular hakemlerle oynamaya başladı. Şenyurt bir ara geçmişini hatırlayarak Vakıfbank teknik heyetine fırça atmaya başladı ve seyirciler kısa süreli nostalji yaşamış oldu.
MHK’nın zor da olsa maçları yönetecek yeni ve özellikle de genç hakemlere güvenmesi şart. Aksi takdirde bu manzaraları sezon boyunca çok görürüz.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.