Bu yaşımda bunu da gördüm ve duydum ya, artık gerisi pek önemli değil.
Aroma Bayanlar ve Erkekler Ligi fikstür çekimini izledim Ankara’da. Başkan Erol Ünal Karabıyık da sordu, “Var mı bir düşünceniz, teklifiniz” diye. Gelen bir teklif vardı ki, güler misin, ağlar mısın?
Bir kulüp yetkilisi el kaldırdı, söz aldı ve isteklerini iletti: “Maçlarımızı hep pazar oynuyoruz. Sporcularımız, antrenörlerimiz aileleriyle birlikte kahvaltı yapamıyor. Bu nedenle maçlarımızı cumartesi oynamak istiyoruz.”
Fikstürün adil olmadığından, maç saatlerinin erken ya da geç olduğundan, yoğun maç trafiği nedeniyle dinlenemediklerinden yakınmalarını beklerken, duyduğumuza bakar mısınız?
Bu müthiş istek (!) üzerine fikstür de değişti. Ligin ilk yarısında erkekler cumartesi, ikinci yarısında ise bayanlar cumartesi oynayacak. Bunun tersi de olabilir.
Başkan Karabıyık’ın bu talep sonrasındaki sözleri de işin özetiydi aslında: “Korkarım bir daha ki yıl, piknik yapabilmek için de fikstürün düzenlenmesini isteyeceksiniz.”
Ben işi biraz daha sulandırayım.
“Kız istemeye gideceğiz, maçımızın gününü değiştirin.”
“Oğlumun sünneti var.”
“Kiliseye gidemiyorum (Yabancı sporcuların hakkı).”
“Fenerbahçe-Galatasaray derbisi var.”
Valla o kadar çok örnek yazabiliriz ki..
Geçen sezonun final serisi için bir yazı yazmıştım.. “Bu saatte maç oynatılır mı?” diye.. Sonra da bana yorumlar gelmişti, “Gazetecisin ve görevini yapacaksın. Maç kaçta oynanırsa oynansın” şeklinde.
Şimdi bu spordan para kazanan sporcu arkadaşlar, antrenörler.. Pazar sabahı kahvaltı yapmak için fikstürün değiştirilmesini talep ettiler ve bir nebze de istekleri gerçekleşti.
İşte çelişkiler ülkesi Türkiye…
Murat TARHAN
murattarhan56@gmail.com
Comments are closed.