Tarladan fileye uzanan başarı öyküsü

Acıbadem Erkekler Voleybol Ligi takımlarından Halkbank’ın başarılı oyun kurucusu Emre Batur, çiftçilikten milli takıma uzanan başarı öyküsüyle dikkati çekiyor.

Tokat’ta çiftçi bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen 26 yaşındaki Emre Batur, ilk önce basketbol okuluna yazılmak istemiş ancak yaşının büyük olması nedeniyle dayısının tavsiyesiyle 15 yaşında hiç aklında olmayan voleybola başlamış.

Tokat Plevne Takımı’nda 1,5 sene oynadıktan sonra kariyeri açısından İstanbul’a gitmesinin doğru olacağını düşüncesiyle Fenerbahçe’nin altyapı seçmelerine katılan Batur, üç ay sonra sarı-lacivertli takımdan gelen müjdeli haberle 17 yaşında İstanbul’un yolunu tutmuş.

Fenerbahçe’ye geldiği ilk sene yıldız milli takıma seçilen Batur, başarılı grafiğini sürdürerek A Milli Voleybol Takımı’na kadar yükselmiş. Türkiye’nin en iyi orta oyuncusu olarak kabul edilen Batur, Fenerbahçe’de 4 lig şampiyonluğu yaşadıktan sonra transfer olduğu Halkbank’ta CEV Kupası’nın ardından CEV DenizBank Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırmanın hayallerini kuruyor.

“Okumasaydım çiftçi olurdum”
Başarılı sporcu Emre Batur’un, hayat hikayesiyle ilgili sorulara verdiği cevaplar şöyle:

-Voleybolcu olmasaydınız ne iş yapardınız?
Çiftçi olurdum. Okumayı sevmiyordum. Voleybola başlayınca derslere yeterince zaman ayıramıyordum zaten. Voleybola geç başladığım için günde 7-8 saat antrenman yapıyordum. Arkadaşlarımla aramdaki açığı kapatmam gerekiyordu. İstanbul’a gittiğimde diğer arkadaşlardan farkımın olması gerektiğini düşünüyordum. Bu nedenle de ekstra antrenmanlar yaptım. Keşke dememek için bir günümü bile boş geçirmedim.

-Çok fazla sakatlık yaşayan voleybolculardan değilsin. Bunda köyde büyümüş olmanın etkisi var mı?
Bu daha çok ailemden kaynaklanıyor. Aileme o yüzden çok teşekkür ediyorum. Annem çok iyi bakıyor, doğal besleniyorum. Yiyecekler köyden geliyor zaten. Yumurtalar, tavuklar…

Sporda üç temel şey vardır. Beslenmek, dinlenmek ve iyi antrenman. Bunları yaptığın zaman zaten maçlara yansıyor. İyi bir sporcu olmak istiyorsan çok çalışman, sabırlı olman ve istemen gerekiyor.

“Bayan takımla antrenmana çıktım”

-Nasıl bir karakter yapısına sahipsin?
Çok hırslıyım, kaybetmeyi hiç sevmiyorum. Voleybol hata oyunu, hatalar olabiliyor. Ancak hata yaptığım zaman o hatayı düşünmemeye çalışıyorum. Çünkü bir hata başka bir hatayı doğurabiliyor, zincirleme oluyor. Bu konuda çok maç oynadığımız için tecrübe kazandık. Voleybol bir tekrar oyunu. Ne kadar çok tekrar yaparsan o kadar çok başarılı olursun.

-Voleybolda yetenek mi yoksa çok çalışmak mı daha önemli?
Yeteneği çalışarak işlemek lazım. Köyde yetişmenin verdiği güçlü fiziğim vardı. Ailemle köyde tarlaya gidiyordum, çapa çapalıyorduk. Voleybola başladığımda üst düzey yeteneğim yoktu. Fenerbahçe’ye geldiğimde iki yıl tekniğimin gelişmesi için bayan takımla antrenmanlara çıktım. Salonda yatıp kalkıyordum. Sabreden zafere ulaşır. Bir şeyleri hak etmek istiyorsan önce senin bir şeyler vermen, fedakarlık etmen gerekiyor. Hiçbir şey kendiliğinden olmuyor.

“Tarlada çalıştığımı görünce şaşırıyorlar”

-Köye gidiyor musun?
Doğal ortamı çok seviyorum. Voleybolda sürekli yorucu seyahatler yapıyorsunuz. Ayrıcıca maçlardaki gürültüyle de kafanız doluyor. Ben sessizlik, sakinlik arıyorum. Yazın sezon bittiğinde köye gidip traktöre biniyorum, tarla sürüyorum.

-Köylülerin sana bakışları nasıl oluyor?
Köylüler benim tarlada çalıştığımı görünce şaşırıyorlar. Çiftçilerin sana sponsor olması gerekiyor diyorlar. Çünkü oraya gittiğimde çiftçilerden daha fazla çalışıyorum. Çalışmayı çok seviyorum.

-Köyden çıkıp milli takım oyuncu olmak önemli mi?
Önemli ama ilk önce doğru insan olmak daha da önemli. Hiçbir şey kalıcı değil. İyi biri olmanın tek yolu kendi özünü bulmaktan geçiyor.

“İyi yabancılar kaliteyi artırdı”

-Ankara’ya alışabildin mi?
Ankara’ya daha önce de milli takımlarla geliyorduk. O yüzden çok yabancılık çekmedim. Sonuçta benim için başarılı olduğum yer önemli. Şehir çok önemli değil. O yüzden buradayım. İlk sezonumda CEV Kupası’nı ve Türkiye Kupası’nı aldık. Bu yıl da benim için çok önemli. Çünkü Şampiyonlar Ligi Dörtlü Finaller’de mücadele edeceğiz. Maçlar Ankara’da oynanacak. Bu yıl çıtayı yükseltmek istiyoruz. Genç yaşta Şampiyonlar Ligi finali oynamak istiyorum. O yüzden de takım olarak her şeyi yapacağımıza inanıyorum.

-Türkiye’de erkek voleybolunun giderek artan bir grafiği var. Bunu neye bağlıyorsun?
Bayanlarda belirli bir kalite vardı. O kalite şimdi erkeklere de yansıdı. Kaliteli yabancıların gelmesi ve bakış açısının değişmesi bunda etkili oldu. Zaman ilerledikçe daha da iyi olacağına inanıyorum. Ama erkek voleybolu hak ettiği değeri görmüyor. Bir basketbol, bir futbol hatta bir bayan voleybolu kadar ilgi yok. Türkiye’de voleybola bakış açısı farklı. Yurt dışında tam tersi bir durum söz konusu. Erkek, bayan ayırt etmeden hepsini destekliyorlar.

-Yurt dışında oynamak gibi bir düşüncen var mı?
3-4 sene önce yurt dışında oynama isteğim vardı. Fenerbahçe’de forma giyerken İtalya’dan teklifler vardı. Sözleşmem devam ettiği için gidememiştim. Şu an düşünmüyorum. Zaten artık yurt dışındaki kalite Türkiye’de de var. Çok iyi üst düzey oyuncular geliyor. O yüzden gerek yok diye düşünüyorum. Oynadığım voleybol ortamından memnunum.

‘Halkbank’ta kalmak istiyorum’

-Önümüzdeki sezon Halkbank ile sözleşmen bitiyor. Burada kalmak istiyor musun?
Halkbank’a geçen yıl geldim. Geldiğim zaman biraz tereddütüm vardı. İlk defa transfer olmuştum. Başka bir kulübe transfer olmak gerçekten çok zor. Yapabilecek misin, o ortama ayak uydurabilecek misin? Bunlar gerçekten çok önemli. Halkbank bana bu konularda çok destek oldu. Başkandan hocamıza kadar. O yüzden burada olmaktan çok mutluyum. İleride de burada kalmak isterim. Tabii o zamanın şartları ne getirir bilemem.

-Voleybolu bıraktıktan sonra antrenörlük düşüncen var mı?
Voleyboldan sonra da Türkiye’ye milli takımda ya da kulüplerde olsun antrenör veya menajer olarak katkı sağlamak istiyorum. Oynadığımız maçlar, yaptığımız antrenmanlar ve gördüğümüz şeylerden edindiğimiz tecrübeleri bizden sonraki gençlere yansıtmak istiyorum.


Haberi Paylaş

Comments are closed.