Milli Takımı olimpiyata ben götüreceğim

Son şampiyon, üç kupa kazanmış bir takım Halkbank. Şampiyonlar Ligi ikinciliğini de sayarsak kulüp tarihinin en kıymetli sezonu yaşandı. Kulüp Yönetimi, oyuncular ve teknik heyet bu başarının mimarları.

Teknik heyette biri var ki, başarıların gizli mimarlarından, varlığı ile takım kimyasını oluşturuyor, iyi bir köprü ve değerli bir asistan: Taner Atik.

Taner Atik’ye Halkank’ın bugünü, yarını ve kariyer planlamaları üzerine konuştuk.

Sezon başında takım neredeydi, şimdi nereye geldi?
Geçen sezonu kapatırken üç kupa kazanmış, Şampiyonlar Liginde oynamış bir takımdık.
Şimdi yeni bir sezonun eşiğindeyiz. Geçen sezonun bize kaçandırdığı gücü ve özgüveni arkamıza alarak çalışmalarımıza başladı. Önceleri, milli takımlarda bulunan oyuncularımız bizimle birlikte değillerdi. Onların yerine altyapımızdan gelen, potansiyeli olan oyuncularımızı aramıza aldık. Şu anda kadromuz tamamlandı. Teknik ve güç idmanları belli bir olgunluğa erişti. Şimdi taktik çalışma zamanı. Bu amaçla da iyi takımlarla bir takım hazırlık maçları organize ettik, amacımız gücümüzü ve taktik seviyemizi test etmek.

Hocanız Lorenzo Bernardi’nin nasıl bir oyun felsefesi var ve bu felsefeyi oturtmanın neresinde?
Hocanın, en önemli felsefesi şu: Nasıl çalışırsak, sahada da öyle oynarız. “Antremanda iyi çalışırsak maçta iyi oynarız, antrenmanda kötü çalışırsak, maçta da kötü oynarız” diyor.
Başlangıçta, doğal olarak hocanın istekleri ile oyuncuların alışkanlıkları arasında bir takım uyum sorunları olabiliiyor, bu gayet normal. Bütün takımlar bunu yaşarlar.
Ben, adaptasyon sürecinin sonuna geldiğimizi ve herşeyin hocanın istediği gibi şekillendiğini düşünüyorum.
Oyuncuların sorgulamaları da voleybol zekalarını göstermesi açısından iyi bir şey olsa gerek…
Kesinlikle iyi bir şey. Şu anda kadromuzda bulunan oyuncular voleybolun nasıl oynanması gerektiğini, uygulamalarını en az antrenörler kadar iyi bilen insanlar. Oyuncularla antrenörlerin bakış açıları arasında bir takım farklılıklar olabilir. Elbette ortak bir payda da buluşulur. Burada önemli olan, buluşmayı becermek. Hem hocamız, hem oyuncularımız bunu başarabilecek olgunlukta ve kapasitede insanlar olduklarından bir sıkıntı yaşamıyoruz.

Biraz da sana gelirsek, Lorenzo Bernardi birlikte çalıştığın kaçıncı yabancı antrenör?
Saymam lazım, çünkü sayı fazla. Ama şunu söyleyebilirim, Türkiye’deki yardımcı antrenörler arasında en fazla yabancı hoca ile çalışan antrenör benim. Bu kulüpte altı yılı geride bıraktım. Aynı pozisyonda en fazla kalanlardanım. Milli Takımları da dahil edersek, en fazla yabancı hoca ile görev yapan antrenörüm.
Bu antrenörler, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden, ekollerindendi. İtalyan, Sloven, Letonyalı, Bulgar, Karadağlı yaklaşık 10 değişik antrenöre yardımcılık yaptım.

10 kadar değişik antrenörle çalışmak sana ne kattı? Kariyer planların arasında ne var?
Öncelikle, üst düzey yabancı ve Türkiye’deki kariyer sahibi antrenörlerle çalışmak, öncelikle çok büyük bir şans. Bana kattıkları her şey için herkese çok teşekür ediyorum. Onlarla birlikte olmak, işe sıfırdan başlamamak anlamına geliyor.
Onlar belli bir deneyimden geldikleri için, benim de bu kategoride hızlarına ayak uydurmam gerekiyordu. Yeri geliyor hızlarına hız katıyorsunuz, yeri geliyor hızlarından yararlanıyorsunuz.
Olaylara daha akılcı baktığımı düşünüyorum. Mümkün olduğunca duygusal bakmamaya çalışıyorum, çünkü bunu öğrendim, birlikte görev yaptığım insanlardan.

Hedefime gelince, gerçekçi ve akılcı hedefler kolmayı tercih eden bir kişiliğim var. Şu anda iyi bir noktada bulunuyorum. Takım ve kulüp içindeki yetkilerim azımsanacak ölçüde değil. Her yardımcı antrenör gibi, benim de hedefim ileride başantrenör olmak.
Benim çok önem verdiğim kişisel hedeflerim var. Bunlardan birincisi Türk Erkek Milli Takımını olimpiyatlara götüren ilk antrenör olacağımı düşünüyorum. Bunu iddia ediyorum. Umarım götürürler ama benden önce kimsenin A Erkek Milli Takımımıza olimpiyata katılma hakkı kazandıracağına sanmıyorum, “Ben götüreceğim” diyorum.

İkinci hedefim ise uluslararası arenada antrenörlük yapmak. Avrupa’nın önemli takımlarında başatrenör olarak görev yapmayı kendime hedef olarak koydum.


Haberi Paylaş

Comments are closed.