Halkbank Erkek Voleybol Takımı’nın milli oyuncusu Emre Batur, DenizBank Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde oldukça zorlu bir rakibi geçip tur atladıkları için çok mutlu olduğunu söyledi.
Batur, 12’li Play-Off Grubu’nda Rus Belogorie Belgorod’u eleyerek 6’lı Play-Off Grubu’na yükselmelerinin ardından, maçı Rusya’da tribünden takip eden babası Ömer Batur ile birlikte açıklamalarda bulundu.
Babasının gelişiyle moral bulduğunu anlatan Batur, “Bana çok büyük motivasyon oldu. Son Şampiyonlar Ligi şampiyonunu elemek bizim için büyük başarı. Sürpriz yapıp Rusya’ya gelen babamın duaları benimleydi” dedi.
Rus ekibine karşı oynadıkları ilk maçı sahalarında 3-1 alarak avantaj sağladıklarını dile getiren Batur, “İkinci maçın çok zor olacağını biliyorduk. Belogorie Belgorod’u evimizde yenmek büyük bir başarıydı. Rusya’da da bunun tesadüf olmadığını gösterdik. Çok iyi hazırlandık. İnişli çıkışlı oynadık ama sonuçta bu bir şampiyonlar ligi maçı, hatalar da oluyor, risk alıyorsunuz. Hata yapsak da mücadeleyi bırakmadık ve sonunda tur atlayan taraf biz olduk” diye konuştu.
“Annem, taktik bile veriyor”
Dizinden sakat olduğunu ama iğne ile oynadığını kaydeden Batur, “Sakatım ama takım arkadaşlarımı yalnız bırakmak istemiyorum. Onlar da bana çok destek oluyor. Elimden geleni yapıyorum. Hep beraber dörtlü finale çıkıp geçen yıl finalde kaybettiğimiz kupayı bu yıl ülkemize getirmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Annesi ve babasıyla yaşadığını, ailesinin Ankara’daki tüm maçlarını izlediğini belirten Batur, şöyle devam etti:
“Köyde büyüdüm. Şehir hayatım lise yıllarında başladı ama annemle babamdan kopamadım. Kışın benimle şehirde yaşıyorlar, yazın köye dönüyorlar. Haklarını ödeyemem, beni hiç yalnız bırakmadılar. Özellikle annem, taktik bile veriyor. ‘Blokta ellerini içeri sok, arayı açık bırakma, smaçları geriye vur’ diyor. Aileme çok düşkünüm. Zaten ömrümüz kısa, ne kadar çok birlikte olursak o kadar iyi. Evlenince mecburen ayrılacağız, şimdiden ayrı kalmaya ne gerek var?”
“Süt sağar, tarla sürerdim”
Batur, ilkokul yıllarından beri annesine yardım ettiğini, süt sağıp, tarla sürdüğünü anlattı. “Anneme hiç kıyamazdım” diyen Batur, “Her işi beraber yapardık. Çok anımız var. İstanbul’a transfer olunca annem çok üzülmüştü. Voleybolcu olmasam çiftçi olurdum. Köy hayatı huzur dolu. Her fırsatta gidip köyde çalışmaya devam ediyorum. Hiç üşengeçlik yoktur bende, çok çalışırım, anneme çekmişim. Babam hep il dışında çalıştığı için bütün işleri annem yapardı. Çok kuvvetlidir ve elinden her iş gelir” ifadelerini kullandı.
Milli sporcu olarak üzerinde büyük sorumluluk taşıdığını ve kendisine iyi bakmak zorunda olduğunu kaydeden Batur, “Sadece sporcu olduğumuz için değil, Allah’ın bize lütfettiği bu vücuda iyi bakmamız gerek. Hep doğal besleniyorum. Süt, yoğurt, yumurta, pekmez, bal, her şeyim köyden gelir. Düzenli uyur, çok antrenman yaparım” dedi.
Baba Batur: “Emre ile gurur duyuyoruz”
Baba Ömer Batur ise kulüp başkanı Selahattin Süleymanoğlu’na, Rusya’ya gitmek istediğini söylediğini ve onun da memnuniyetle karşıladığını belirterek, “İlk kez yurt dışında maç izledim. Çok heyecanlı bir maç oldu. Yendiğimiz için çok mutluyum” diye konuştu.
Emre ile gurur duyduklarını dile getiren Batur, “62 yaşındayım, çiftçiyim. ‘Artık bu işleri bırakalım’ diyorum ama Emre izin vermiyor. Aklı hala köyde. Çiftliğe kamera sistemi kurdurdu. Evde 24 saat canlı yayın var. İşler nasıl gidiyor diye kontrol ediyor. Hayvanlar yavruladığında, hasta olduklarında bilgi alıyor” dedi.
Emre’nin 15 yaşına kadar tarlada çalıştığını, çok çalışkan ve azimli bir çocuk olduğunu anlatan Batur, “Ufacıkken bile annesinin peşine takılır tarlaya giderdi. Buğday çuvallarını taşıyamaz, sürüyerek götürürdü. Lisede takım seçmelerine katıldı. Ardından İstanbul’da Fenerbahçe’nin denemelerine girdi ve gidiş o gidiş. Çalışkanlığı ve azmi onu buralara getirdi” ifadelerini kullandı.
70’li yıllarda henüz gençken ipten file yapıp, köyler arası maç düzenlediklerini anlatan Ömer Batur, o zamanlar çocuğunun voleybolcu olacağını hiç aklından geçirmediğini belirterek, şunları söyledi:
“Şimdi köyde, yayını olan bir evde toplanıp maç izliyoruz. Milli maçlar ise kahvede izleniyor. İzlerken çok heyecanlanıyoruz. Emre hata yapınca kızıyoruz. Annesi zaten menajer gibi oldu. Sürekli taktik veriyor. Emre köyün gururu. Çok mütevazi olduğu için de çok seviliyor. Çok yardımsever. Küçük köylerdeki okullara malzeme yardımı yapıyor. Allah herkese Emre gibi bir evlat nasip etsin.”
Comments are closed.