Varyasyon üzerine

Bugün oynanan Galatasaray FXTCR-Maliye Milli Piyango maçını izleyenler, ligin en varyasyonlu pasörlerini canlı izleme şansı buldular. Tartışmalı hakem kararlarının damga vurduğu mücadeleyi Selçuk Keskin ve arkadaşları kazandı.

Çift libero yaygınlaşıyor

İlk çıktığı 90’lı yılların sonunda birçok takımın burun kıvırdığı libero, gittikçe daha çok ihtisas gerektiren bir uygulama halini alıyor. Mesela bugünkü maçta her iki takım da iki aktif libero ile oynadı. Öyle görünüyor ki ilerleyen zamanlarda sadece libero yetiştirilmeyecek. “Servis karşılayan libero” ve “Defans yapan libero” şeklinde iki farklı oyuncu yetiştirilecek.

Emet’in yokluğu etkiledi

Ligin başından bu yana en istikrarlı orta oyuncusu olan İbrahim Emet yoktu sarı kırmızılı takımın kadrosunda. Elbette bu durum sarı kırmızlı takımın blok ve ortadan hücum etkinliğini azalttı. Gerek Hakan Polat gerekse İbrahim Akşeker kötü bir oyun sergilemedi aslen. Ancak karşılarında mükemmele yakın bir performans ortaya koyan Murathan Kısal ve Burak Hascan, Galatasaray adına Emet’i arattırdı.

Köşelerdeki üstünlük Cimbom’u rahatlattı

Bu seneki en iyi transferlerden biri olan Filip Rejlek, takımın en sıkıştığı anda ya etkili smaç servislerle ortaya çıkıyor ya da imkansıza yakın topları sayıya çeviriyor. Onun bu özelliği, özellikle manşette dökülen Samuele Tuia ve Kamil Baranek’in hücum performanslarını da yukarı taşıyor.

Buna karşılık Gazmend Husaj’ın üçüncü setin hemen başında sakatlanması, Ankara ekibinin kolunu kanadını kırdı adeta. Buna Bram Van Den Dries’in fiziğiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan kırılgan oyununu da eklerseniz Maliye’nin sıralamadaki yerinin köşelerdeki zayıflık sonucu olduğunu anlarsınız. Mesela Belçikalı pasör çaprazının ikinci setin en kritik anında rahat bir hücumu nasıl auta vurduğunu görenler, geçtiğimiz senelerde Maliye’nin en büyük vurucu gücü olan Makedon Nikola Gjorgiev’i hatırlamışlardır. Dries’in hücumda vurduğu 13 topun rakibe doğrudan sayı olarak gitmesi, bu transferi tartışmalı hale getiriyor. Xavier Kapfer’in havada uçarak sergilediği şov, Maliye’nin bu şekilde maç kazanmasına yetmez. Husaj’ın sakatlığı ciddi olsun olmasın, Maliye’nin sezonu play off 1. turunda noktalayacağı aşikar. Ankara takımı, önümüzdeki sezon köşelerdeki transfer planlamasını daha iyi yapmalı.

Varyasyon yapan hep kazandı

Vefa Yılmaz ve Selçuk Keskin, aynı devrin iki benzer pasörü. Özellikle iyi manşet geldiğinde bu oyuncuları izlemek, voleybolseverler için ayrı bir keyif. Tecrübeli oyuncular birbirlerine o kadar benziyor ki, hakemlere yaptıkları itirazlar bile benzer pozisyonlarda benzer şekilde gerçekleşiyor. Gerek Yılmaz gerekse Keskin gelen manşet ölçüsünde takımını varyasyonlarla oynattı. Bu nedenle kullanılan sert servisler ve file önünde kurulan yüksek bloklara rağmen iki takımın da hücum yüzdesi görece yüksekti. Ancak Keskin, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı Yılmaz’a nazaran biraz daha şanslıydı. Yılmaz ise orta ve orta temelli (Kısa üstü, yarma vb.) varyasyonlarda takımının rahat sayı üretmesini sağladı.

Riske girmek

Maçın ilk setinde dikkat çeken bir husus, kritik pozisyonlarda Galatasaray’ın riske girmesi, buna karşılık Maliye’nin daha zorlu bir yol izlemesi idi. Bu durum, özellikle auta giden servis ve hücumlarda kendini belli etti. GS FXTCR oyuncuları şüphelendiği her pozisyonda topu bıraktı ve rahat bir sayı kazandı. Ancak Ankara ekibinin oyuncuları bariz dışarı giden toplara bile müdahale ederek hem basit bir sayı kazanma şansını yitirdi hem de uzak mesafeden dengesiz çevrilen toplara hücum etmekte zorlandı. Takımlar arası güç farkının azaldığı maçlarda bu topları olumlu kullanan takımlar, gerçekten de bir adım öne geçebiliyorlar.

8 kişi küfrediyor, kimse sesini çıkarmıyor!

7000 kişilik salonlarda 70 kişiyle maç seyretmek garip değil ülkemizde. Ancak bu boş salonlarda seyircinin her söylediği salonun her köşesinden rahat bir şekilde duyulabiliyor. Hatta bu maçları televizyonda izleyenlere kadar gidiyor söylenenler. Bu maçta da takımlarını desteklemek üzere salona koşan 8 Galatasaray taraftarı, durup durup birilerine küfretti. İlginçtir, sarı kırmızılı takımın saha dışındaki hiçbir mensubu bu olaya müdahale etme gereği duymadı. Belli ki 300-400 kişi olsa hiç sıkıntı olmayacak. Neyse ki maçın baş hakemi Ebru Ayata, ikinci setin başında sarı kırmızılı takımın kaptanı Keskin’i yanına çağırdı ve birinci uyarıyı yaptı. Keskin’in uyardığı o 8 kişi maç boyunca bir daha küfretmedi. Ancak bu pozisyonda baş hakem Ayata’nın neden taraftarı olmayan Maliye kaptanı Yılmaz’ı çağırdığını anlayamadı salondakiler.

Skorboard sorunu çözülmemiş

Burhan Felek Voleybol Salonu açıldığında ilk takılan skorboard, belirli zamanlarda arıza yapıyor ve maç keyfine az da olsa sekte vuruyordu. Yeni takılan (Ya da güncellemesi yapılan) skorboard daha iyi fonksiyonlara sahip olsa da bugünkü arıza eksikliğin tam olarak giderilemediğini gösterdi. Yaklaşan uluslararası maçlar öncesi bakımını yaptırmakta fayda var. Aksi takdirde avuç dolu para harcıyoruz diye bize verilen organizasyonlarda mahçup duruma düşmemiz söz konusu.

Kritik hata kritik yerde olunca

İlk yarının sonunda oynanan İstanbul BBSK-Beşiktaş maçı gibi bu maç da karakolluk oldu. Maçın hakemleri son pozisyonda öyle bir karar verdi ki, bu düdük bütün maçın önüne geçti. Maliye MP oyuncuları o denli sinirlendi ki, Dries’in baş hakem Ayata’yı darp etmesi işten bile değildi. Neyse ki sağduyulu diğer oyuncular araya girerek Belçikalı oyuncuyu olay mahalinden uzaklaştırdılar. Buna karşılık;

-İlk sette 20:18 iken Yılmaz’ın file üzerine sıçrayarak attığı pasta faul yoktu. Yılmaz çift vuruş yapmadı, ancak sarı kırmızılı oyuncular Maliye MP oyun sahasında olan Yılmaz’ın pasına kural dışı müdahalede bulundular. Burada çalınan yanlış düdük, maç sonundaki tartışmaların habercisi gibiydi.
-İkinci sette 17:15 iken aynı pozisyon bir kez daha yaşandı. Ayata’nın ayağına yaptığı ilk hatanın telafi şansı geldi. Ancak baş hakem aynı hatayı tekrar etti ve tansiyonu yükseltti.
-Üçüncü sette 22:21 iken Maliye MP defans yaptı, ancak top GS FXTCR sahasının açığına uçtu. Dries koşarak topu kurtarabilirdi, ancak filenin diğer tarafına geçtiği anda karşısına Baranek çıktı. Çek oyuncu son derece uyanık davranıp Belçikalının topa koşacağı istikamete gelip sabit durdu. “Kural 10.1.2.2 Topu file dikey düzleminin aynı tarafından yine tamamen ya da kısmen geçiş boşluğu dışından geçirerek geriye çevirmelidir. Rakip takım böyle bir hareketi engelleyemez.” gereğince sayının Maliye’ye gitmesi gerekiyordu. Ancak Ayata sayıyı Cimboma verdi.
-Dördüncü sette Baranek’in saatte 150 km hızla vurduğu topa defans yapan Yılmaz’a taşıma çalındı. Topun sesi Üsküdar iskelesine kadar gitmişken nasıl bir taşıma yapıldığı bir türlü anlaşılamadı.
-Ve dananın kuyruğunun koptuğu yer. Maçın son rallisinde Dries hücum yaptı. Top sarı kırmızılı takımın bloğundan auta gittiği halde hakemler doğrudan aut dedi ve maçı bitirdi. Doğal olarak Ankara ekibinin isyanı bu pozisyonda doruğa ulaştı. Hakemlerin 2 saati geçen maçtan sıkıldığını ve bitirmek istediklerini düşünmezsek bu pozisonda en azından bir tekrar verebilirlerdi. Zira bloğu geçişi esnasında topun doğrultusu da bir hayli değişmişti.

Voleybol dolu günler dileğiyle,

Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com


Haberi Paylaş

Comments are closed.