Fenerbahçe’nin başarılı liberosu

Oynadığı voleybolla taraflı tarafsız herkesin sevgisini kazanan alçakgönüllü Merve Dalbeler voleybolunsesi.com okurları için sorularımızı yanıtladı.

Güzel voleybolcu ile yaptığımız röportaj sizlerle…

-Bir çok voleybol sever seni yakından tanıyordur ama sen tanımayanlar olur diye bize kendini tanıtır mısın? Voleybola nerede ne zaman başladın?
Ben voleybola Bahçelievler İlköğretim Okulu’ndaki ilk senemde okul müdürümün sayesinde başladım. Aslında çok içine kapanık bir çocuktum. Utangaç halimden dolayı bazen derste elimi bile kaldırmazdım. Ama bir gün okul müdürümüz ve voleybol takımının antrenörü voleybol seçmeleri için sınıfımıza gelmişti. Ben de oynamak için gönüllü olduğumu söyledim. Yalnız yaz gelince annemler yazlığa gideceğimizi söyledi ben de bu yüzden voleybol antrenmanlarını bırakmak zorunda kaldım. Ama voleybol oynamayı bırakamadım. Hatırlıyorum plastik topla bütün yaz duvarda kendi kendime oynuyordum. Okul tekrar açıldıktan sonra okul müdürümüz değerli hocam, Ahmet Özköse, aileme benim ilerde çok büyük bir sporcu olacağımı ve onların beni antrenmanlara getirmeyerek çok büyük bir potansiyeli harcadıklarını söylemiş. O günden itibaren ailem kar-kış demeden benim en büyük destekçim oldu. Bu şekilde başladığım voleybol hayatıma 21 senedir devam ediyorum.

-Performansın her geçen gün arttı ve birinci libero olarak görev almaya başladın. Bununla ilgili neler söyleyeceksin…
Teşekkür ederim. Dünyanın lider kulüplerinden olan Fenerbahçe Spor Kulübü’nün liberosu olarak takımda bulunmak zaten büyük bir gururdur. Bana verilen bu büyük sorumluluğu yerine getirebildiğim için mutluyum. Bunun için elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyorum. Sadece saha içinde değil saha dışında da işim için yatırım yapıyorum. Karşılığını alabilmek gerçekten güzel.

-Aslına bakarsan sezon başında favori olarak gösterilmediniz ama sezonu iki kupayla kapattınız. Bize sezonu değerlendirebilir misin?
Buna katılmıyorum. Takımımız kurulduğunda Avrupa ve Türkiye’nin favori takımları arasındaydık. Zaten Fenerbahçe Spor Kulübü’nün ismi başka bir şekilde anılamaz. Şampiyonlar Ligi’ne baktığınızda eleme maçına kadar tek maç kaybetmeyen takım bizdik. Onun dışında Türkiye de sadece o güne kadar VakıfBank’a yenilmiştik. Evet Şampiyonlar Ligi finaline gidemedik ama bu bizi daha da hırslandırdı. Camiamıza karşı olan borcumuzun farkındaydık. Birbirimize söz verdik kalan son iki kupayı müzemize getirmek için ve öyle de oldu. Bunun için gururluyuz.

-Bir çok kez bu soruyu cevapladığını biliyorum ama yine de soracağım şampiyonluk maçı sonrası verilen kişisel ödüllerde en iyi libero seçilmedin ve seremonide taraftarın sana çok büyük bir desteği oldu. Gönüllerin liberosu diyebiliriz herhalde senin için. Sen neler hissettin?
Bir sporcunun emeğinin karşılığını alabilmesi kadar güzel bir duygu yoktur. Takımım şampiyonluk kupasını kaldırdığı zaman zaten ben büyük bir doyum yaşamıştım. Uzun zamandır beklediğimiz bir şampiyonluktu. Benim için değeri ise tartışılmazdı. İlk defa oynayarak kazandığım Türkiye şampiyonluğu olması ve yaşadığımız zor zamanlardan sonra gelen bir kupa olması o ani eşsiz yaptı. Geçen sene bireysel ödül almıştım ama takımım şampiyonluğu kaybetmişti. Üzüntümü, fotoğraflardaki o mutsuzluğumu herkes hatırlar sanırım. Bu sene ise şampiyonluktan sonra yaşadıklarım, ömrümün sonuna kadar unutmayacağım anlardı. Ben ödül almaktan çok daha büyük bir gurur yaşadım. Ben şampiyon takımın liberosu olarak anılmaktan onur duyuyorum. Bu da bana yeter…

-Oynanan ikili turnuva statüsüne de değinelim herhalde oyuncular için çok yıpratıcı bir süreçti. Türkiye kupası hemen ardından turnuva 1 sonra final etabı. Yorulduğunuz kesin ama siz nasıl atlatmayı başardınız o süreci?
Şampiyon olunca diyorsunuz ki hep bu şekilde oynayalım;) Şaka bir yana, hem fiziksel, hem psikolojik olarak çok zor bir dönemdi. Her maç final değerinde, her biri birbirinden güçlü, dünya çapında takımlarla üst üste üç maç yapmanız ve bunların hepsini almanız gerekiyor. Bizi hazırlayan kondisyonerimize de buradan teşekkür etmem gerekiyor. Bizi fiziksel olarak çok iyi hazırladı. Tabii kondisyoneriniz ne kadar iyi olursa olsun vücudunuz bir yere kadar kaldırabiliyor. Burada da sizin zihinsel olarak kendinizi ne kadar antrenere ettiğiniz ortaya çıkıyor. Çünkü beyin öyle bir mucizevi organ ki vücudunuz ne kadar yorgun olursa olsun bir şekilde idare edip üst üste inanılmaz performanslar gerçekleştirebiliyorsunuz. Hiç unutmuyorum Türkiye Kupası’nı kazandıktan sonra iki gün kendime gelememiştim. Ama üzerine play-off’ta altı maçı iki haftada oynadım. Kısaca beyin komut değiştiriyor. Vücut ayak uyduruyor. Zaten bir şeyi çok isterseniz ne yorgunluk kalıyor ne de başka bir şey. Bizim tek hedefimiz kupayı kaldırmaktı hiç bir bahane üretmeden de deli gibi çalıştık ve sonuçta iki kupa geldi. O yüzden zor bir süreç olsa da yeterince motive olursanız her şeyin altından kalkabilirsiniz.

-İlk turnuvada şampiyonluk yolu yarılanmış gibiydi. İkinci günde oynanan maçla garantilendi. Son maça kafa olarak hazırlanmak zor olsa gerek…
Son maça kalmadan şampiyon olmak çok büyük bir zafer olsa da biz bütün maçlarımızı alıp 6’da 6 yapmak istiyorduk. Eczacıbaşı’na karşı uzun zamandır kaybetmemiştik. İyi oynadık aslında ama Eczacıbaşı daha iyi oynadı ve kazandılar. Maçın sonunda bir burukluk oldu tabii içimizde ama şampiyonluk kupasını görünce her şeyi unuttuk.;)

-Fenerbahçe ile sözleşme yeniledin. Fenerbahçeli olarak bu formayı giymeye devam edeceksin. Duygularını öğrenebilir miyim?Fenerbahçe Spor Kulübü’nde 5. seneme giriyorum. Bu kulüpte çok güzel birbirinden kıymetli anılar biriktirdim. Çok şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum. Böyle büyük camianın formasını giymeye devam ettiğim için çok mutluyum. Yeni sezonda bütün kupaları kaldırmak için elimden ne geliyorsa yapacağıma emin olabilirsiniz.

-Bir başka güçlü libero Gizem Karadayı’yı da transfer ettiniz. Nasıl bir rekabet sizi bekliyor?
Biz birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz. Aynı jenerasyonun oyuncularıyız. Şu anda da Milli takım formasını paylaşıyoruz. Gizem çok sevdiğim, değerli bir arkadaşımdır, çok da iyi bir oyuncudur. Biz Fenerbahçe Spor Kulübü’nün başarısı için buradayız. Takıma katkı vermek için de elimizden gelenin en iyisini yapacağımıza inanıyorum.

– Fenerbahçe çok iyi transferler yaptı ve bunları duyurdu. Önümüzdeki sezon Şampiyonlar Ligi’nde olacaksınız. Şimdiden konuşmak tabii ki erken ama geçen seneden alınan dersler mutlaka vardır. Önümüzdeki seneyle ilgili neler söyleyeceksin. Yine 3 kulvarda yarışacaksınız.
Aslında seneye kaldırabilecek 5 kupa var.;) Onlardan bir tanesi Şampiyonlar Ligi’ndeki başarınıza bağlı. Biz de her sene olduğu gibi şampiyonluğun favori takımlarından bir tanesiyiz. Takımımız her sene daha güçleniyor. Geçtiğimiz sezon çok yeni oyunculardan kurulu bir takımdık. İki kupayla bitirdik. Bu sene tabii ki takım yine bir oluşum içine girecek ama oturmuş bir düzenimiz var artık. Yeni gelen oyuncularla birlikte daha güçlenip daha büyük zaferler elde edeceğimize inanıyorum.

-Milli Takımdan da bahsedelim. Şu an Milli Takımdasınız herşeyden önce lig bitti ve milli takım başladı. Dinlenebildin mi diye sormak istiyorum.
15 gün dinlenme şansım oldu. İlk birkaç gün zaten kutlamalar, takım arkadaşlarımızı uğurlamak ile geçti. O kadar yoğun bir sezon geçirdik ki ilk başlarda hala antrenmana gidecekmişim gibi hissettim 🙂 Ama son on günüm çok keyifli ve huzurlu geçti. Gerçekten hem ruhsal hem de fiziksel olarak yenilendiğimi düşünüyorum.

-Yeni ve genç bir antrenörle çalışmalara başladınız ve kupa ile de açılış yaptınız. Milli takımdaki hedefler ve ortamdan da bahsedebilir misin?
Yepyeni bir oluşum içindeyiz. Bu da zaten takım ruhuna hemen yansıdı. Çok enerjik ve çalışması çok keyifli bir takımın parçasıyım. Herkesin birbirini desteklediği, birbirinden bir şey öğrenebildiği bir takım oluştu. Beraber çok az antrenman yapma şansımız olsa da beraber olduğumuz bu kısa zamanı o kadar kaliteli şekilde geçirdik ki bu da maçlara yansıdı. Burada staffımızın payı büyük. Bizi hem fiziksel hem zihinsel olarak çok iyi antrenere ediyorlar. Hedeflerimiz büyük. Bunun için çok çalışıyoruz. Böyle keyifli bir ortamda oynadığımız için de performansımız katlanarak artıyor. Eksiklerimiz tabii ki var bu yüzden hazırlık sürecini en iyi şekilde geçirerek hedeflerimize tek tek ulaşmak istiyoruz.

-Son olarak Fenerbahçe taraftarına neler söyleyeceksin?
Bizi dünyanın bir ucuna da gitsek yalnız bırakmayan, sevincimizi, üzüntümüzü bizimle paylaşan, düştüğümüzde bizi kaldıran, hakkımızı arayan taraftarımıza teşekkürü bir borç bilirim. Bizi izlemeye, desteklemeye devam etsinler diyorum;)


Haberi Paylaş

Comments are closed.