Bayanlar Voleybol 1. Lig’de mücadele eden İmperial Hastanesi İdmanocağı’nın kulüp başkanı Mehmet Öz, “Futbol dışında ve özerk federasyonlar tarafından yönetilen branşlarda ülkemizi temsil etmek ekonomik gücü olanlara özgü bir onur, diğer kulüplere bir ceza oluyor” dedi.
Öz, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’de bir köyü, mahalleyi ve bölgeyi temsil etmenin gurur kaynağı olduğunu belirterek, “Ülkeyi temsil etmek ise namus ve şeref meselesi gibidir. Ülkemizde futbol dışında ve özerk federasyonlar tarafından yönetilen branşlarda ülkemizi temsil etmek ekonomik gücü olanlara özgü bir onur, diğer kulüplere bir ceza oluyor” ifadelerini kullandı.
İmperial Hastanesi İdmanocağı’nın geçen sezon ligi 6. sırada tamamladığını da vurgulayan Öz, şunları kaydetti:
“Ülkemizi Balkan Kupası’nda temsil etme şerefine nail oldu. Yöneticiler başlarına geleceklerden habersiz seviniyorlar. Bilmiyorlar ki ülkeyi temsil ederken, cezalandırma süreci başlıyor. Maalesef bu yaşananlar önceki yıllarda da böyleymiş. Takım Balkan Kupası’nı kazandı. Ülkemizi EuroChallenge Kupası’nda temsil hakkı elde ediyor ve Yunanistan ekibi Naxos ile eşleşiyor. İlk maçı kendi sahasında oynadı ve kazandı ama yöneticiler şaşkın. Çünkü CEV ve TVF’den gelen süpervisor, hakemler, salon görevlilerinin ücretleri, ulaşım ve otel dahil tüm giderlerini yine kulüp karşılıyor.”
Öz, maçın ikinci ayağının da Yunanistan’ın Naxos adasında oynanacağını işaret ederek, görüşlerini şu şekilde aktardı:
“Ulaşım, vize, konaklama gibi yüklü bir mali külfet yine kulüp tarafından karşılanacak. Kulüp yöneticileri kararsız, tur atlamak mı iyi, elenmek mi daha iyi olur. Şayet tur atlanırsa Rumen rakip için de aynı harcamalar yapılacak. Bu arada TVF yönetimimizin haklarını yemeyelim. Maçlar İddaa’ya giriyor ama gelen para masrafları bile karşılamıyor. Çünkü yukarıda saydığımız giderler avro cinsinden ödemelerdir. Sezon başı toplantısında TVF yöneticilerimiz yurt dışı maçlardaki İddaa tarafında mağlup takıma verilecek tutarın, ülkemiz takımlarına verilmesine ilişkin talebi değerlendirip bildirim yapacaklardı ancak henüz bir geri dönüş olmadı.”
TVF’nin spor salonlarındaki reklam panolarına da kendi sponsorlarının reklamlarını koyduğunu kaydeden Mehmet Öz, maçların televizyonlarda yayınlandığını, bütün bu organizasyonlardan doğan gelirlerden ise ancak 10 ila 15 bin liranın kulüplere ertesi sezonun başında ödendiğini ileri sürdü.
Voleybolun Türkiye’deki en başarılı spor branş olduğunu savunan Öz, açıklamasının sonunda şu görüşleri paylaştı:
“Voleybol ülkemizdeki en başarılı branş olmasına rağmen isim hakkı bir türlü satılamıyor. Bu lig bir dönem Aroma Ligi oldu, sonra bir yıl Acıbadem Ligi ve sonrası ise Türkiye Bayanlar Ligi olarak devam ediyor. İlginç olan CEV Şampiyonlar Ligi’nin sponsoru ise DenizBank. CEV, Türkiye’de pazarlama yapabiliyor ama kadın voleybol ligimizin bir sponsoru bile yok. Böyle federasyon veya konfederasyon yönetmek çok zevkli olsa gerek. Bütün ekonomik yük kulüplerin sırtında olacak, başarı gelirse herkes paylaşacak. Son söz olarak, böyle mantalite ile kulüp yönetmek, sporcu yetiştirme ve başarı beklemek zor olsa gerek diyorum.”
Comments are closed.