Mucize değil, Halkbank

Delecta Bydgoszcz karşısında iki farklı Halkbank izledik. Deplasmanda oynanan maçta takım olgusundan uzak, uyumsuz ve kendine güveni olmayan bir ekip… Ankara’da ise daha sahaya çıkarken ‘Bu takımı yener, eleriz’ öz güvenini kafasına yerleştirmiş bir Halkbank…

Altın setle gelen galibiyet işte bu nedenle bir mucize değil. Kadrosu rakibine oranla daha kaliteliydi başkent temsilcisinin. Ligdeki ilk üç haftanın o kötü görüntüsü, kafaların da karışmasına neden oldu.

Oysa Halkbank, lig öncesi fazla hazırlık maçı yapamamanın sıkıntısını yaşıyordu. Geçtiğimiz yıllara baktığımızda sezona iyi başlayan ancak play-off’ta kötü bitiren bir ekip izliyorduk. Bu kez kötü başladıkları ligin devamı şeytanın bacağını kırma adına farklı olacak gibi.

Tekrar kadro yapısına dönersek… Antrenör Veselin Vukovic, Türkiye’yi ve oyuncuları iyi tanımamanın handikaplarını yaşıyor. Milli takımda dört numara oynayan ve performansıyla beğeni kazanan Emre Batur’dan orta oyuncu olarak yararlanma düşüncesi, görünen o ki, yanlış bir seçim. Burada amaç, Venezüellalı Luis Augusto Diaz’a yer açmak. Ama Diaz, henüz tam anlamıyla fazla kilolarından kurtulmuş ve üst düzey bir performans yakalamış değil.

Takımı sırtlayan isimler de var. Mısırlı Ahmed Salaheldin, bunlardan biri. Cesur oyunuyla, sert smaçlarıyla Halkbank’a güç katıyor. Pasör Hüseyin, tecrübesiyle hem önemli işler yapıyor, hem de ağabeylik rolünü üstlenmiş durumda.

Şimdi önlerinde Hollanda sınavı var. 13 Kasım’da Landstede Zwolle’yi Ankara’da konuk edecekler. Kağıt üzerinde başkent ekibi favori gözüküyor. Maç yaptıkça form tutan Halkbank’ın bu engeli aşacağına inanıyoruz.

Bir de teşekkür etmemiz gerek Halkbank yöneticilerine. Bildiğiniz gibi Gazi Üniversitesi bayan takımına sahip çıktılar. Ankara’da spor, salonlardan bir bir uzaklaşırken, birilerinin özveride bulunması gerekiyordu. Bu noktada Halkbank sorumluluk aldı. Bu da sporda ekol olma, kurumsallaşma adına alınan mesafenin en güzel göstergesi.

Murat TARHAN

 


Haberi Paylaş

Comments are closed.