Liglerimizde Playoff’lara yaklaştığımız, Taismary Aguero, Mirka Francia Vasconcelos gibi Kübalıların takımlarını maçlarda zirveye taşıdığı, rekabetin iyice kızıştığı şu günlerde Voleybolunsesi okuyucularını dünya voleybolunun bir dönem en çok konuştuğu isimlerden biriyle buluşturmak istedik. Bu isim, FIVB tarafından 20. yüzyılın en iyi voleybolcusu olarak seçilen, Aguero ve Francia ile uzun yıllar Küba Milli Takımı’nda beraber oynamış olan Regla Torres.
Regla Torres’i tanırken…
Regla Radames Torres Herrera Küba’nın başkenti Havana’da 12 Şubat 1975’te dünyaya geldi. “Torres” İspanyolca’da “Kule” anlamına gelir. Yıllar gösterecektir ki, Torres’in ailesinden aldığı en önemli özelliği soyadının anlamını profesyonel sporculuk hayatının her köşesinde file üstünde kurduğu kuleyi andıran bloklarıyla taşıyacak olmasıdır.
Voleybola daha 8 yaşındayken Havana’da Empeza Jugar adlı bir spor okulunda başlayan Torres, 14 yaşındayken Küba Yıldız Milli Takımı ile uluslararası turnuvalarda boy göstermeye başladı. 1990 yılında Seattle’da düzenlenen İyi Niyet Oyunları’nda ve Dünya Şampiyonası’na Küba Milli Takımı ile katıldı. Daha 16 yaşındayken Pan Amerika Oyunları ve Dünya Kupası’nda Küba Milli Takımı ile altın madalyaya uzandı.
Olimpiyatlar Tarihinde Altın Madalya Kazanan En Genç Oyuncu
Regla Torres, 1992 Barselona Olimpiyatları’nda finalde Sovyetler Birliği’ni 3-1 yenerek altın madalyaya uzanan Küba Milli Takımı kadrosunda yer aldı. 17 yaşındayken ulaştığı bu başarı ile Torres hala Olimpiyatlar tarihinde altın madalya kazanan en genç oyuncu unvanını korumaktadır. Küba A Milli Takımı için oynamayı sürdürürken bir yandan da Küba Genç Milli Takımı’nın başarısı için de ter dökmeye devam eden Torres, 1993 Dünya Gençler Voleybol Şampiyonası’nda takımını altın madalyaya taşıdı ve takım arkadaşı Taismary Aguero “En Değerli Oyuncu” seçilirken kendisi de “En İyi Smaçör” ödülünü aldı. 1.91 boyundaki orta oyuncu genç yaşında voleybolunu her gün geliştirmeye devam etti ve Küba Milli Takımı’nın dünya voleybolunda yıllarca zirvede kalmasında büyük pay sahibi oldu.
Ödüller ve Madalyalar üst üste Torres’e
Küba’nın şampiyon olduğu ve Torres’in “En Değerli Oyuncu” seçildiği ve “En İyi Manşet” ödülünü aldığı 1993 Dünya Grand Prix turnuvası, Küba ve Torres’in üst üste kazanacağı başarıların sadece bir başlangıcı oldu. 1993’te Grand Champions Kupa’sında “En İyi Manşet” ödülünü alırken yine takımıyla birlikte altın madalyayı kaldırdı. Bu ödülleri 1994 Dünya Grand Prix turnuvasında gümüş, 1994 Dünya Şampiyonası’nda finalde Brezilya’yı 3-0 yenerek aldıkları altın madalya izlerken her 4 yılda bir düzenlenen bu değerli turnuvada “En İyi Blokör” ödülünü aldı ve yine En Değerli Oyuncu seçildi. Takımın o zamanki lideri olarak gösterilen Torres’in takım arkadaşı Mireya Luis’e gitmesi beklenen bu MVP ödülü şampiyonanın tüm istatistiklerinde zirvede yer alan Torres’e gidince dünya voleybol otoritelerinin tüm dikkati sahalarda yeni yeni doğan 19 yaşındaki bu yıldıza yöneldi.
Komple Bir Oyuncu
Artık Regla Torres, hem sahadaki mücadele azmi hem dikkat çekici güzelliği hem de ortaya koyduğu oyunun etkisiyle FIVB tarafından tüm tanıtım filmlerinde oynatılmaya başlandı. FIVB’nin amacı Torres’i bir kamu figürü haline getirerek voleybolu izleyen seyirci kitlesini artırmaktı.
1995’te gelen Dünya Kupası altın madalyasından sonra Torres için altın madalya yolu 1996 Atlanta Olimpiyatları’nda o kadar kolay olmayacaktı. Grup maçlarında en büyük rakipleri Brezilya ve Rusya’ya yenilen Küba, daha sonradan toparlanıp finalde Lang Ping’in antrenörlüğünü yaptığı Çin Halk Cumhuriyeti’ni 3-1 yenince Torres üst üste ikinci altın madalyasına kavuşmuş oldu.
Regla Torres hem hücumda etkiliydi, hem dünyanın en blokörlerinden biri olarak anılıyordu ama belki de onu tüm orta oyuncularından ayıran en önemli özelliği arka alanda özellikle blok üstünden gelen toplara müthiş bir defans yapabilmesiydi.
Fazla azmin getirdiği sportmenlik dışı hareketler ve ardından alınan dersler
1996 Atlanta Olimpiyat Oyunları sonrası yapılan Dünya Grand Prix turnuvasından Küba bu kez finalde Brezilya’ya yenilerek büyük bir hayal kırıklığı yarattı. 21 yaşındaki Torres artık tüm dünyanın gözünün üstünde olduğu bir yıldızken kaybettikleri bu final sonrası Brezilya’nın yarı sahasına geçerek saldırgan hareketlerde bulundu. Tüm voleybol izleyicilerinin hayretle izlediği ve şiddetle kınadığı bu davranışından sonra FIVB Torres’i, sembolik yüzlerini, reklâmlarında artık daha fazla kullanmayacaklarını açıkladı.
Regla Torres bu hareketinden sonra kendini sadece oyununa verdi ve bir daha böyle bir olayın tekrarlanmayacağını açıkladı. Torres bu söylediklerini sahada pratiğe döktü; Torres sahadaki sportmence hareketleriyle zamanla herkesin sevgisini kazandı ve 1996 finalindeki hareketlerini saygılı ve zarif davranışlarıyla herkese unutturdu. Bundan sonra da Torres yine mükemmel oyunuyla anılmaya devam etti.
1997 Grand Champions Kupası ve Dünya Grand Prix turnuvasında gümüş madalya ve 1998 Dünya Grand Prix’de gelen bronz madalya sonrası özlenen altın madalya 1998 Dünya Şampiyonası ile yine Küba Milli Takımı’nın oluyordu. Burada kazandığı “En İyi Blokör” ödülü ve yine En Değerli Oyuncu seçilmesi ise Torres’in oyununun hala büyük takdir topladığının en büyük kanıtıydı. Regla Torres, 1999 yılında gelen Dünya Kupası şampiyonluğu ve 2000 Dünya Grand Prix birinciliği ile ulusal takımlar bazında en prestijli 4 turnuvayı (Olimpiyatlar, Dünya Şampiyonası, Dünya Kupası ve Dünya Grand Prix) kazanarak “Voleybol Grand Slam”i yapan ve 20. yüzyılın efsanevi takımı olarak gösterilen Küba Milli Takımı’nın as oyuncularından biri oldu.
Üçüncü Olimpiyat Altın Madalyası
2000 Sidney Olimpiyat Oyunları’nda Regla Torres, Rusya’yı 3-2 yendikleri efsanevi final maçında Aguero’nun pasıyla tek ayak üzerinde vurduğu altın madalyayı ülkesine getiren smacıyla bir kez daha tarihe geçti. Burada aldığı “En İyi Smaçör” ödülü ise üst üste almış olduğu üçüncü Olimpiyat altın madalyası yanında aldığı onlarca bireysel ödülünden sadece bir tanesi olmuş oldu. Torres maç sonunda duygularını şöyle ifade etmişti: “Bu Olimpiyat Oyunları’nın bu kadar zor olacağını hiç düşünmemiştim. Bu hayatım boyunca unutmayacağım bir başarı oldu. Bu galibiyeti Küba’ya armağan ediyorum. Umarım bu şampiyonluk Küba’nın kadınları için bir ilham kaynağı olur.”
1990’ların dünya voleybolunda smaçlarındaki gücüyle, “kule”yi andıran bloklarıyla ve akıl almaz derecede inanılmaz defansıyla FIVB tarafından “20. Yüzyılın En İyi Voleybolcusu” seçildi ve sadece 25 yaşında geldiği bu noktayla ve bu kadar kısa süre içinde dünya voleybolunun en iyilerinden biri olmayı başarmasıyla voleybol tarihinin en önemli isimlerinden biri olmayı başardı. Blok, smaç ve manşet gibi voleybolun tüm alanlarında dünyanın en önemli turnuvalarında almayı başardığı bireysel ödüller ise onun ne kadar komple bir voleybol oyuncusu olduğunun en önemli göstergesi olmuş oldu.
Daha sonra Torres dizinden çok talihsiz bir sakatlık geçirdi ve bir süre voleybola ara vermek zorunda kaldı. Bu sırada Torres eğitimine devam etti. 2002 Dünya Şampiyonası’nda ise takımına geri dönse de Torres artık ilk 6’da değildi ve oyuna girdiğinde de pasör çaprazı olarak oynuyordu. Daha sonra ise sakatlığı yüzünden çok erken bir yaşta voleybolu tamamen bırakmak zorunda kaldı.
FIVB’den Torres’e ödüllerin en anlamlısı
Ancak Torres’in voleybolu bırakması onu ne hafızalardan ne de insanların günlük hayatlarından silebilecekti. 2004’te, her yıl İsviçre’de düzenlenen Montrö Voleybol Turnuvası’nın 20. yüzyılı şerefine Torres’in aldığı “Yüzyılın Oyuncusu” ödülünü abideleştirmek adına FIVB tarafından efsanevi oyuncunun blok yaparkenki bir heykeli diktirildi. FIVB’nin o dönemki Genel Müdürü heykelin Montrö halkına gösterildiği açılış gününde şöyle konuşmuştu: “Heykel, Montrö’de voleybolun tanıtımı için bir sembol anlamı taşıyor. Bu heykelle voleybola çok katkısı ve emeği geçmiş olan dünyanın gelmiş geçmiş en önemli yıldızlarından birini onurlandırmak istedik.” Torres ise bu heykelin kendisi için ne kadar inanılmaz bir anlamı olduğunu ifade etmiş ve çok duygulanmıştı.
Regla Torres, bugün dünya voleyboluna adını altın harflerle yazdırmış ve birçok genç voleybolcuya örnek olmuş isimlerin belki de en başında geliyor. Sahadaki azmi, mücadele hırsı ve genç yaşta başardıkları kırdığı tüm rekorların ve aldığı tüm ödüllerin bu işe küçüklükten beri verdiği emeklerin sonucu olduğunu gösteriyor. Regla Torres bugün hafızalardaki oyunuyla ve heykeliyle yaklaşık 15 yıllık voleybol kariyerinde elde ettiği başarılarla bir yüzyıla damgasını vurmuş ve voleybolun kulesi olarak tarihte kendine en şerefli podyumu bulmuş gibi gözüküyor.
Murat Nur Çolakoğlu
co.murat@gmail.com
Comments are closed.