Samsun Büyükşehir Belediyesi Anakent Spor Voleybol A takımının 2016-2017 sezonunda genç yaşında kendini kanıtlamış yeni transferi pasör Selmin Karahan ile voleybol, Samsun ve gelecek hakkında keyifli bir söyleşi..
-Selmin Karahan kimdir kısaca bahseder misin?
1998 yılında Ankara’da doğdum. Baba tarafım Karadenizli ve aslen Sinoplu’yum. Ankara’yı da Sinop’u da seviyorum. 12 sene Mersin’de yaşadım ve 14 yaşında Eczacıbaşı VitrA’ya transfer oldum. Onun dışında bu çok klasik bir cevap olacak ama kitap okumayı çok seviyorum genel olarak edebiyata düşkünümdür.
-Sporda aile desteği çok önemli ailen sana nasıl destek oldu babam antrenörüm demişsin?
Sporda ailenin desteği bence de çok önemli. Tabi ki sporcunun kendi kişisel başarısı ve performansı çok daha önemli. Onu etkileyen bir sürü faktör var, sporcu kendi başına sadece faktör olmalı onu etkileyen başka bir faktör olmamalı. Ama tabi ki de ailenin desteği de sporcuya çok büyük bir cesaret verir. Benim ailem bana çok destek oldu. Voleybola başladığımda ilk antrenörüm babam oldu, bu hem negatif hem de pozitif bir şeydi benim için. Tabi pozitif yanları daha fazla çünkü benim her zaman iyi olmamı istedi.
-Ailenden söz etmişken ikiz kardeşin var oda mı sporcu?
Evet erkek bir ikiz kardeşim var. Mersin’de birlikte spora ilk önce basketbol ile başlamıştık o basketbola devam etti ve 3 sene önce İzmir Karşıyaka Basketbol takımına transfer oldu ve şuan Karşıyaka’nın A takımında ilk 12’de görev alıyor. O benim için dünyadaki en önemli şey.
-Pasör Çaprazı olarak da oynayabiliyorsun bu senin mevki seçiminde kafanı karıştırıyor mu hangisini oynamak seni daha çok mutlu ediyor?
Voleybol hayatıma pasör olarak başladım. Küçük, yıldız ve genç takımda pasör çaprazı olarakta görev aldım ve 1,5 senedir de pasör çaprazı mevkisin de görev alıyordum. Ancak Samsun Büyükşehir Belediyesi Anakent Spor voleybol takımına pasör olarak transfer oldum. Smaçör ve pasör çaprazı olarakta oynamayı çok seviyorum ama ileride pasör olarak oynamayı daha çok istiyorum. Çünkü ne kadar ikisinde de zevk alarak oynasam da pasöre yatkınlığımın daha fazla olduğunu düşünüyorum. Hepsinin mevkisi çok farklı, pasör takımı kontrol eden tek kişi ama smaçör her topu öldürmek zorunda.
-Klasik olacak ancak örnek aldığın pasör ya da çok beğendiğin başka oyuncu var mı?
Örnek aldığım bir sporcu yok çünkü ben sadece kendi kendime yetebilmeyi tercih ediyorum. Yani kendi üstüme bir şeyler koymayı tercih ediyorum. Birini örnek aldığım zaman ondan daha iyi olmaya çabalarım ama ben kendimden daha iyi olmaya çabalıyorum. Her gün daha fazla performans sergilemek için çabalıyorum.
-Yurtdışında oynama konusunda ne düşünüyorsun?
Yurtdışında oynamayı çok isterim mesela İtalya olabilir. Aslında sadece İtalya ile sınırlandıramam yurtdışında oynamak kesinlikle isterim. Çünkü hem kültür olarak hem de voleybol kültürü olarak çok farklı şeyler katıyor insana o yüzden kendimi geliştirmek adına yurtdışında oynamak güzel olacaktır. Ama tabi bu tecrübeyi Dünyanın en iyi liglerinden birine sahip olduğumuz Türkiye de uzun bir süre oynadıktan belli bir seviyeye geldikten sonra isterim.
-Yıldız Kızlar Balkan Voleybol Şampiyonası’nda ev sahibi Bulgaristan’ı 3-0 yenerek şampiyon olan kadroda bulundun ve en iyi pasör ödülü aldın bu aldığın ilk bireysel ödül müydü, o anki duygularını bize anlatır mısın?
Yıldız Kız takımı olarak Balkan Voleybol Şampiyonasında ev sahibini yenip şampiyonluk yaşadık. En iyi pasör ödülünü aldım. Bu benim için heyecan vericiydi ama Balkan şampiyonasında seni zorlayan çok rakibin yok yine de şampiyon olmak güzeldi.. Bu ödül benim için tatmin edici ödül olmadı hedef turnuva olmadığı için açıkçası ama tabi ki de ülkemizi bu şekilde temsil ettiğim ve sonunda ödüllendirildiği için mutlu oldum.
-Milli takım kampından dolayı takıma geç katıldın bu durum uyum açısından seni etkiledi mi?
Milli takım kampından sonra direk takıma katılmak biraz beni zorladı açıkçası. Uyum sağlamakta biraz zorlandım çünkü benden büyük ve bu kadar tecrübeli oyuncularla ilk defa bir takımda yer alıyorum onlara uyum sağlamayı çok istedim bu yüzden ekstra çabaladım. Şuan hiç bir problemim yok. Takıma çok iyi adapte olduğumu düşünüyorum. Bir pasör olarakta pas organizasyonu ve tekniksel olarakta hepsini çözdüğümü düşünüyorum ama tabii ki de çözmeye devam ediyorum. Zaten tecrübeli ablalar var ve bana çok yardımcı oluyorlar, kendi yaşıtlarımla da her şeyimi paylaşıyorum o yüzden bir sıkıntım yok her şey çok güzel gidiyor mutluyum.
-Sezona “Hedef Sultanlar Ligi” parolası ile başladınız grubunuzu değerlendirebilir misin bize?
Ligde B grubunda yer alıyoruz, Anadolu takımlarının daha fazla olduğu bir grup ve tüm takımlar transferler yaptılar. Grubumuz da Yabancı oyuncu transferi olsun Türk oyuncu transferi olsun çok iyi transferler yapan kulüpler var ama biz hepsine ayrı ayrı konsantre oluyoruz ve her hafta başka bir takımla oynadığımız için her hafta o takıma göre antrenman yapıyoruz, o takımın oyun tarzına göre bizde kendi oyun kuralımızı belirliyoruz. Antrenmanlarımızda çok iyi çalışıyoruz ayrıca bana göre grubumuz diğer gruba göre daha zor bir grup ama biz playoffa çıkabiliriz, bunu zaten yapabilecek bir düzeydeyiz şuanda.
-Samsuna transferini değerlendirir misin Samsunu nasıl buldun?
Daha önce Samsun’a hiç gelmemiştim transferim sonrasında takım için bu şehre ilk gelişim oldu. Açıkçası çok ümitli değildim buraya gelirken ama Samsun’u ilk gördüğümde gerçekten de yanıldığımı anladım çünkü burada insanlar çok duyarlı ve şuana kadar hiç kötü bir şeyle karşılaşmadım. Sahil olsun, kaldığımız yer ve civarı olsun çok güzel, çok nezih bir şehir. Biz takım olarak çok rahatız, huzurluyuz tabi bu durumda bende rahatım. Samsun çok güzel bir şehir Off günümüzde dinleniyoruz ve gezebildiğimiz kadar mutlaka geziyoruz.
-Son olarak neler söylemek istersin?
Şuan da 3’te 3 galibiyet ile gidiyoruz. Ama ileriki zamanlarda maçlarımız daha da zorlaşacak. Her rakip bizim için çok önemli ama ileriki zamanlarda oynayacağımız rakiplerimiz ile çekişmeli maçlarımız da mutlaka olacak. Açıkçası bizi çok iyi maçlar bekliyor. Evimizde oynadığımız maçlarımıza Samsun halkıda gelirse gerçekten güzel karşılaşmalar izleyebilir bu keyifli maçlardan zevk alabilirler. Bizde onlara oyunumuzu, kendimizi ve voleybolun ne kadar zevkli bir branş olduğunu göstermek isteriz. Çünkü voleybol gerçekten de güzel bir spor, gerek izlemesi gerek desteklemesi. Zaten bizde desteklendiğimiz zaman çok daha iyi olacağız. Maçlarımıza gelip bizi destekleyip yanımızda olurlarsa çok mutlu oluruz.
Comments are closed.