Ziraat Bankası Spor Kulübü Başkanı Ali Kılıç uzun yıllardır voleybolun içinde. Göreve gelir gelmez ilk olarak kulübün bugünkü modern tesislere kavuşmasını sağladı. Türkiye genelinde büyük projelere de imza atan Kılıç, “Önceliğimiz Türk voleybolunun geleceği. Anlık başarılar yerine daha sağlam temelleri olan bir takım olacağız” dedi.
Ziraat Bankası en parlak dönemini sizin başkanlığınız döneminde yaşadı. Neler yaptınız?
Öncelikle voleybolu çok seven bir genel müdürümüz var. Ben de çok seviyorum. Daha önce Halkbank’ta da uzun yıllar görev yapmıştım. Voleybol bende bir tutku haline geldi. Her maçı imkanlar ölçüsünde takip etmeye çalışırım. En modern ve en medeni sporlardan biri. Sporcular arasında bire bir mücadele olmadığı için, istenmeyen olaylar yaşanmıyor. Genel müdürümüz Hüseyin Aydın, “Bu sene sen başkan ol” dedi. Ben de severek kabul ettim. Başladıktan sonra ilk iş spor salonumuzu bugünkü modern haline getirmek için uğraştık. Son zamanlarda bu tesisleşme konusunda İstanbul’da büyük atılım var. Vakıfbank, Fenerbahçe gibi takımlar muhteşem tesisler yaptılar. Biz de bunu Ankara’da yaptık.
Tesisler bu hale nasıl geldi?
Altyapımızda çok fazla sporcumuz var. Bu nedenle antrenman sahasında sıkışma oluyordu. İlk önce bu işe el attık ve salonu genişleterek, aynı anda iki takımın antrenman yapacağı bir salon haline getirdik. Sağolsun Yenimahalle Belediye Başkanımız Fethi Yaşar da destek oldu. Tatile girdiğimiz zamanda gerekli çalışmaları yaparak salonu genişlettik. Şimdi tüm oyuncularımız rahat bir şekilde antrenman yapabiliyorlar. Salonun hemen yanında Ankara dışından gelen sporcularımızın kaldığı bir merkez inşa ettik. Tam bir aile ortamı yaratmaya çalıştık. Çocuklarımız için modern odalar, dinlenme salonları var. Yemeklerini de buradaki eğitim tesislerinde yiyorlar. Çocukların her türlü ihtiyacını karşılıyoruz. Yüzde 100 burslu olarak okuyorlar. Lojmanlarımız var. Yurtdışından gelen oyuncular ve bazı genç oyuncularımız da orada ikamet ediyor. Her şey bir arada.
Türkiye liglerinde üç takımla mücadele ediyorsunuz…
Alt ligdeki takımımız şampiyon olup 1. Lig’e yükselince yönetim olarak 2. Lig’de bir takım daha kurmaya karar verdik. Bu talebimize TVF’ye ilettik, olumlu karşıladılar. Yani şu anda Efeler Ligi, 1. Lig ve 2. Lig’de üç takımı olan tek kulüp biziz. Bu takımlarımızın yanı sıra birçok oyuncumuz da Seydişehir Belediyesi adına mücadele ediyor. Bizi örnek alan kulüpler de benzer şeyler yapmaya başladı. Amacımız Türk voleyboluna yeni bir çok yıldız kazandırmaktı ve bunda da emin adımlarla ilerliyoruz.
Ziraat Bankası neden basketbol, futbol değil de voleybolu seçti?
Voleybol medeni bir spor. Ayrıca desteklenmesi gerekiyordu. Türk ailesi erkek çocuklarını önce futbola, sonra basketbola en son voleybola yönlendiriyor. Bayanlarda öyle değil. Onlar önce voleybola yönlendiriliyor. O nedenle bayan voleybolu çok iyi yerlere geldi. Erkek voleyboluna ilgiyi artırmak için proje üretmek gerekiyor. Burada Federasyon’a çok önemli görevler düşüyor. Bir kere voleybol maçlarının mutlaka televizyondan canlı olarak yayınlanması gerekiyor. Bu sayede kulüplere maddi destek sağlanabilir. Ayrıca bu voleybola olan ilgiyi daha da artıracaktır. Bugün Anadolu’daki kulüpler maalesef maddi yönden büyük sıkıntı yaşıyor. Özellikle doğudaki amatör ve okul takımları bizden destek istiyor. Biz de kurum olarak onlara her türlü malzeme desteğini sağlıyoruz. Ayrıca iddaa gelirlerinin yükseltilmesi gerekiyor.
Mutlu Çocuklar Projesi ile bir ilke imza atmıştınız? Ne durumda?
Öncelikle 10 ilde ücretsiz voleybol okulları açtık. Spor kulübümüze bağlı antrenörlerimiz ve yöneticilerimiz bu çocuklarla yakından ilgileniyor. Onlara voleybolu baştan öğretiyor. İçlerinde yetenekli bir çok gencimiz var. İşte biz bunları alıp, kulübüzün gelecekteki oyuncuları olmaları için altyapılarımıza dahil ettik. Projenin ilk etabını başarıyla gerçekleştirdik ve 10 ilde yaklaşık 400 çocuğumuzu voleybolla tanıştırdık. Sonrasında bu projeyi 10 İlde 10 Milli Sporcu olarak genişlettik. Şu an 4. yılımızdayız ve bu okullarda voleybola başlayan 6 oyuncumuz şu an milli takımlarda forma giyiyor. Bu çok maliyetli bir şey değil. Tüm spor kulüplerinin yapması gereken bir şey. Bu projeye 8 kulüp katılsa 80 ilde voleybol spor okulu olurdu. Bu tür okulların sayısını artırmak, hem çocukların hem de ailelerin ilgisini çekecektir. Zaten ilgi artmazsa yabancı oyuncuya mahkum kalırız. Bu projemizi genişleterek devam edeceğiz ama diğer kulüpler de taşın altına elini sokmalı.
TVF Başkanı Akif Üstündağ’a bir mesajınız var mı?
Yeni federasyon başkanıyla zaman zaman görüşüyoruz. Akif Bey benim arkadaşım. Türkiye’deki tesisleşme konusunda bir sıkıntı olmadığını düşünüyorum. Özellikle İstanbul’da çok fazla yatırım yapıldı. Oradaki her takımın kendi salonu var. Türkiye genelindeki her ilde bir salon mutlaka var. Yeni federasyonun yapması gereken en önemli şey maçların canlı yayınlanmasını sağlamak olmalı. Voleybola ilgi artırılmalı. Yeni projeler üretilmeli. Bizlerin vermesi gereken bir destek olursa da elimizden geleni yaparız.
Maçları izlerken bir uğurunuz var mı?
Maçlarda çok heyecanlanırım. Zaman zaman oyun kötüye gittiğinde yer değiştirdiğim oluyor. Bizim temel amacımız farklı. ‘Her maçı kazanacaksın’ diye bir şey yok. Gün gelir iyi, gün gelir kötü olursun. Önemli olan mücadelenin iyi olması. Çok basit hatalar yapıldığı zaman üzülüyorum. Benim için kazanmaktan ziyade sahadaki duruş önemli.
Şampiyonlar Ligi’nde geçen sezon büyük bir başarı elde ettiniz…
İlk kez katıldığımız Şampiyonlar Ligi’nde tarihi başarılara imza attık. Paris Volley, Friedrichschafen ve Dinamo Moskova gibi Şampiyonlar Ligi tecrübesi olan, çok kaliteli takımlarla aynı grupta yer aldık. Favori gösterilmediğimiz grubu, voleybolun ekol takımlarının önünde lider bitirerek 12’li final etabına kalmayı başardık. Şanssız bir şekilde Polonya takımına elendik. Doğrusunu söylemek gerekirse biz bu denli bir başarıyı beklemiyorduk. Takımımız gruplarda çok iyi mücadele etti. Bizim için iyi bir tecrübe oldu. Gelecek sezondan itibaren bu başarının üzerine çıkmak istiyoruz.
Bu sezon hedefiniz nedir?
Bu sezon Efeler Ligi’ne iyi başladık. Hem Avrupa hem de Türkiye’de hedeflediğimiz yerdeyiz. Play-Off’lara kadar bu şekilde devam etmek istiyoruz. Orada çapraz eşleşmeler olacağı için ligi en yukarılarda bitirmek önemli. Sonrasında 4’lü finale kalarak şampiyonluğa ulaşmayı hedefliyoruz. İnşallah bu sene ilk kez bu mutluluğu yaşayacağız. CEV Challenge Cup’da çeyrek finale yükseldik. Hollanda’nın Apeldoorn takımı ile oynayacağız. Bu turu da geçerek, Ankara’da bu kupayı kazanan ilk takım olmak istiyoruz.
Comments are closed.