Neler gördük?

Aroma Voleybol Ligleri 2008-2009 sezonu sona erdi. Eylül ayında yapılacak olan Avrupa Şampiyonası’na kadar 4 aylık bir boşluk olacak voleybol severler için. Bu sürede Milli takımlar düzeyinde eleme grup turnuvaları, hazırlık müsabakaları ve plaj voleybolu, bizleri voleybolsuz bırakmayacak olan alternatifler.

Şampiyon olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Fenerbahçe Acıbadem takımlarını kutlayarak başlayalım. Ve 2008-2009 sezonunda gözümüze çarpan bazı ilginç şeyleri kısaca gözden geçirelim. Neler gördük?

– Yeni kurulmuş bir ekip de olsa, “Takım” ruhuyla şampiyon olabileceğini (İBB)
– Türkiye’yi ve Türk voleybolcusunu tanımasa da, yabancı bir antrenörün kısa bir sürede takımını başarıya taşıyabileceğini (Jan de Brandt)
– Tüm sezonu forse edip hedeflediği 3 kupanın ikisini alsa da, üst düzey bir takımın bir noktada tükenebileceğini (Arkas)
– Sezon ortası yapılan yanlış transferlerin takımı ne denli olumsuz etkileyebileceğini (Neslihan Darnel, Heather Lee Hughes, Ralph Bergmann, Riley Salmon)
– Sezon ortası yapılan doğru transferlerin takımı ne denli olumlu etkileyebileceğini (Jan de Brandt, Arto Hanni, Stacey Louis Gordon, Alexander Moreno)
– Voleybol sevgisinin her şeye yetmediğini (MEF Okulları)
– Çok para harcamanın her şeye yetmediğini (Türk Telekom, Halkbank, Güneş Sigorta)
– Dünyanın en iyi liginden gelmelerine rağmen İtalyan antrenörlerin Türk oyuncusunun karakterini anlayamadığını (Giovanni Guidetti, Giuseppe Cuccarini)
– İstikrar ve tecrübenin her zaman başarı getirmediğini (Fenerbahçe)
– Fazla yabancının her zaman başarı getirmediğini (Türk Telekom)
– Salonlardaki seyircinin voleybola hala çok yabani olduğunu (Üç Büyük Takım)
– Normal sezonun play-off için bir gösterge olamayacağını (Güneş Sigorta, Fenerbahçe)
– Küçük bütçelerle de iyi işler yapılabileceğini (Ereğli Belediyesi)
– Hatırı sayılır bütçeyle de küme düşülebileceğini (MEF Okulları)
– Ligde yeni olunsa da fazla para harcamadan tutunmanın sağlanabileceğini (Ereğli Belediyesi, Maliye Milli Piyango)
– Çok küçük detayların çok büyük sonuçlar doğurabileceğini (Tenerife Başkanının vefatı, Fenerbahçe Acıbadem’in şampiyonluğu, DYO Karşıyaka’nın Genç Takım katkısı sonucu 7.liğe yükselmesi)
– Çok iyi hazırlanmış bir organizasyonun hüsrana dönüşebileceğini (All-Star)
– Voleybolun sanatla birleştirildiğinde seyirciye çok daha cazip görüneceğini (Maç günleri orkestra ve bando dinletileri, çeşitli görsel şovlar)
– Voleybolun marka değerinin gittikçe yükseldiğini (Aroma)
– Küçük de olsa bir teşvik ile Türkiye Kupası’nın popüler olabileceğini (Teledünya)
– Bütün bunlara rağmen Avrupa’da halen yetersiz olduğumuzu (Eczacıbaşı, Güneş Sigorta, Türk Telekom, Karşıyaka, Fenerbahçe, Halkbank)
– Bunun neticesinde Milli Takım sorumlularının kara kara düşündüğünü (Tüm idari ve teknik heyet)
– İstanbullu voleybol severlerin TVF 50.Yıl Spor Salonu’nda bir kantinin hayalini kurduğunu
– Aynı salonda tuvaletlerin sigara dumanından geçilmediğini (Üç büyük takım taraftarı)

Sezon boyunca bizim gözümüze çarpan bazı ilginç şeyler bunlar. Mutlaka sizlerin de gözüne çarpan enteresan olaylar vardır sevgili voleybol severler. Eğer bunları paylaşmak isterseniz mesajlarınızı bekleriz.

Kayhan KÖSEM
kkayhan@hotmail.com


Haberi Paylaş

Comments are closed.