Galatasaray Bayan Voleybol Takımı’nın yeni transferi Neslihan Demir Güler, Galatasaray Dergisi’nin 167. sayısının kapağına konuk oldu
Neslihan’ın röportajından öne çıkanlar ise şöyle:
“BAŞLAYINCA KEYİF ALDIM”
Ben daha öncesinde basketbol ve atletizmi denedim ve ikisini de sevemedim. Başarılı olurum, olamam diye bakmadım. Sevemedim. Benim voleybolla hikâyem orta ikinci sınıfta bir dersin ortasında beden eğitimi öğretmenimiz Bekir Sütçü ve Eskişehir DSİ Bentspor’un antrenörü Kazım Tokat’ın “Kızlar ayağa kalksın” dedikten sonra birkaçımızı göstererek, “Sen, sen, sen yarın antrenmana geliyorsunuz” demesiyle başladı. Biz de “İyi, tamam nereye?” diye sorduk doğal olarak. “Biz size söyleyeceğiz” diye aldığım kısa cevabın ardından o antrenmana gittim ve voleybol hayatım da başladı. Aslında o güne kadar voleybolla hiçbir alakam yoktu. Başlayınca keyif aldığımı anladım.
“GALATASARAY GERÇEKTEN İYİ BİR EKİP”
Galatasaray geçtiğimiz sezon ligde final yaptı. Yine CEV Cup’ta final oynadı. Aslında çok daha iyi bir takım olduklarını önceden göstermişlerdi. Ben de bu takıma artı güç sağlamaya çalışacağım. Bu takıma adapte olmalıyım. Gerçekten çok iyi bir ekip… Takım arkadaşlarımla birlikte yapabileceğimizin en iyisi için sahaya çıkacağız.
“GALATASARAY TARAFTARINI YANIMDA GÖRMEK GURUR OLUR”
Ben de çok merak ediyorum. Bir an önce sezon başlasa da ilk maça çıkalım hevesindeyim. Galatasaray taraftarı gördüğüm kadarıyla her zaman takıma destekte bulunuyor. O taraftarın gücünü yanında hissetmek bir baskı değil, bir gurur olur benim için.
“SORUMLULUK ALMAYA ALIŞKINIM”
Sorumluluk alarak oynamaya alışkınım. Gençken bu böyleydi. Sahada her zaman 18 yaşındaki kafamdayım. Tabii şimdi biraz daha farklı… Voleybol bilginiz artıyor yıl geçtikçe. Sorumluluk sahibi demeyeyim de, biraz daha bilerek ve anlayarak oynuyorsunuz. Kendimde geliştirdiğim şeyler bunlar ama kafa olarak halen 18’imdeyim. Kafamdakileri halen yapabileceğimi düşünüyorum.
“DIŞARIDAN BAKINCA SÜRPRİZ, İÇERİDEN BAKINCA NORMAL”
Geçen sezon ben takımın içinde değildim. Takım için yani onlar için kesinlikle sürpriz değildi. Çünkü onlar sahaya çıktığında, “Biz yeneceğiz bunları” diye çıkıyorlardı. Yani onların yüzünde bunu görüyordunuz. Dışarıdan izleyen biri için ise gerçekten büyük sürprizdi. Özellikle ilk maçın 3-0 bitmesi büyük sürpriz olmuştu benim için. Ben Nihan’ı, “Siz ne yaptınız öyle…” diyerek aradım maçın ardından. Çok büyük başarıydı.
“ATAMAN GÜNEYLİGİL KARŞISINDA ZEYNEP’İ BULACAK”
Zeynep zaten inanılmaz bir baskı yaptı bana, “Anne bak Galatasaray’a gel” diye. Tabii şimdi biraz daha büyüdük, çok yakınız Zeynep’le. Birbirimizden hiç ayrılmak istemiyoruz. Siz de biliyorsunuz, çok fazla deplasmanımız oluyor, yoğun bir maç trafiği var. Gitler, geller… Deplasman dönüşü ertesi gün çift antrenmanımız oluyor. Zeynep, “Bak anne Galatasaray’da oynasaydın, Ataman Abi hiç bu kadar çok antrenman koymuyor” diyordu. “Kızım nereden biliyorsun, belki daha fazlasını yapıyorlar” diyerek gülüyordum ben de… “Yok yok zannetmem” diye baskı yapıyordu. Şimdi maç dönüşü Ataman Hoca çift antrenman koyarsa karşısında Zeynep’i bulacak. (Gülüyor)
“DÜNYA VOLEYBOLUNA ADAPTE OLMAK LAZIM”
Şu anda ben de milli takım kampından geliyorum. 33 kişiyiz takımda, 33 tane milli takıma seçilen kız var. Gerçekten çok büyük rakam, potansiyel? Ve bu kızların hepsi de iyi. Giovanni Guidetti’nin işi bu anlamda çok zor, birilerini eleyecek. Çünkü turnuvalara 12 ya da 14 kişilik takımla katılınabiliyor. Spor okulu gibiyiz. Dört tane saha yetmiyor. Alttan çok iyi oyuncular geliyor. Ama işte dünya voleybolu da çok hızlı gelişiyor. Buna adapte olmak lazım. Ben, genç dönemimde şanslıydım. Dünya voleybolu bu kadar sert, bu kadar güce dayalı olmadan önce 16 yaşında bir şekilde parladım ve çıktım. Şu anda 16’lı, 18’li yaşlarda parlamak, çıkış yakalamak çok kolay değil. Oyuncular 22-23 yaşlarında bu aşamaya gelebiliyor.
Comments are closed.