Beşiktaş ile VakıfBank arasında oynanan Vestel Venus Sultanlar Ligi play-off açılış maçı, ligimizin hala istenilen rekabet seviyesine sahip olmadığını açıkça gösterdi. Toplamda 75-47 gibi açık bir skorla biten bir play off mücadelesi, takımlar arasında inanılmaz bir fark olduğunun ispatı gibi adeta.
VakıfBank’ın anahtarı çok
Beşiktaş karşısına çıkan VakıfBank’ın klasik rotasyonunda çokça gördüğümüz Gözde Kırdar-Milena Rasic ikilisi yerine Kelsey Robinson-Zehra Güneş ikilisi sahadaydı. Buna rağmen sarı-siyahlı takımın alıştığımız makine düzeni hiç bozulmadı. Giovanni Guidetti’nin zaman zaman uyguladığı rotasyonlar, takım mekaniğinin ne denli oturmuş olduğunu da gözler önüne seriyor. Gün geliyor, dünyanın en iyi smaçörü Zhu Ting kenarda bekliyor, gün geliyor Avrupa’nın en iyi pasör çaprazlarından Lonneke Slöetjes kadroya alınmıyor. Buna rağmen VakıfBank’ın ne oyun formasyonu değişiyor ne de uyguladığı sistem. Geçen seneki kadrosuna yalnızca bir ekleme yaparak yoluna devam eden VakıfBank, kadroda oturmuş bir yapı oluşturmanın ne denli önemli olduğunu da gösteriyor.
Beşiktaş ne yapsın?
Eldeki kadro kısıtlı. Rakip çok güçlü ve iyi hazırlanmış. Böyle olunca siyah-beyazlı takımın elinden fazlaca bir şey gelmiyor. Olesia Rykhliuk’un liderliğinde dayanmaya çalıştı Beşiktaş. Ancak rakibin yağmur gibi servislerine iyi manşet gelmeyince VakıfBank karşısında top öldürmek pek mümkün olmuyor. Kamil Söz ve ekibinin müdahale noktaları, ara ara pasları kapalı noktalara gönderen Seda Uslu yerine Simay Gazi’yi kullanmak, bunu yaparken de ikili değişiklik ile Rykhliuk’u dinlendirmek; zaman zaman da manşette sıkıntı yaşayan Olga Biryukova yerine Hümay Topaloğlu’nun kullanmak şeklinde sıralanabilir. Azizova’nın beklenen katkıyı verdiği söylenebilir, ancak Topaloğlu’ndan aynı şeyi beklemek çok gerçekçi olmaz VakıfBank gibi bir rakibe karşı.
Neticede formaliteye benzer bir maç oynandı. Rövanşın da benzer şekilde gerçekleşeceği söylenebilir.
Seyirci gelir mi?
Dışarıda yağmur olanca şiddetiyle sürüyor. Gün ve saat de çok fena değil. Buna rağmen 7000 kişilik salonda 400 kişi ya var ya yok. Buna çevik kuvvet polisleri de dahil. VakıfBank’ın kendi salonunda 3000 civarı seyirciye oynadığını gördük. Rakip de Türkiye’nin en büyük 3 kulübünden biri. Buna rağmen seyirci yoksa, şapkayı öne alıp düşünme vakti gelmiş demektir. Rekabetin zayıf olması bir faktördür elbet. Ancak bu ve bunun gibi sorunları çözmek, voleybola daha fazla ilgi olması ve seyircinin salona gelmesi için temel şart olarak duruyor önümüzde.
Seyirci demişken, Beşiktaşlı 30 civarında taraftar, takımını desteklemekten çok rakip takımlara küfretmekle meşguldü maç boyu. Hani seyirci gelsin diye yırtınıyoruz ya, bu tarz taraftarı görünce insan neredeyse fikrini değiştirecek gibi oluyor. Sahi 6222 kapı numarası mıydı?
Salon neden akıyor?
Burhan Felek, tüm voleybolseverler için gurur duyulması gereken bir eser. Birçok maçta ortalama %10’u dolmasa bile. Bu nedenle bu esere gözü gibi bakmalı tüm voleybolseverler. Elbette başta Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF). Bugün oynanan maçta oyuncular, sahada bazı noktaların ıslandığını fark ederek baş hakem Ramazan Demiröz’ü uyardı. Bunun üzerine ekstra kuru bezler temin edildi ve zemin, maçın her boş anında silindi. Kısacası böyle bir esere layık olmayan bir manzara ile karşılaştık. Lig sona ermeden bu sorunu çözmek şart. İster oyuncuların sakatlanmasını önlemek için deyin, isterseniz Türk voleybolunun prestiji için.
Takibin önemi
Çekişmenin olmadığı bugünkü maçta çok güzel ralliler de izledik. Özellikle oyuncuların müthiş bir özveri ile defanstan top çıkardığı anlar. Ancak bunların en güzeli, Beşiktaş’ın liberosundan geldi. Vakıfbank’ın etkili hücumunda yapılan defansta top neredeyse yere temas edecekti. Ama ikinci dokunuşu da yaptı siyah-beyazlı oyuncular. Yere çok yakın bir yükseklikte saha dışına doğru giden topu gören VakıfBanklı oyuncular, sayı için kutlamaya başladı. Ancak o anda uçarak gelen Pınar Eren, gitti denen topa müdahale ederek fileye doğru yönlendirmeyi başardı. Filenin üst kısmına çarpıp seken top, VakıfBank alanına düştü ve Beşiktaş liberosunun bu müthiş azmi tüm salonca alkışlandı.
Tam tersi denebilecek bir takipsizlik ise VakıfBank liberosu Gizem Örge’den geldi. Beşiktaş hücumunda bariz bloktan gelen ve çok rahat karşılayacağı topu aut diye bırakan Örge, takipsizliğinin kurbanı oldu ve rakibine adeta 1 sayı hediye etti.
Skor hakemi konuşturmamalıydı
Bu denli açık skorlarla biten bir maçta hakemi eleştirmek anlamsız görünebilir. Ancak hakemlerimizin daha ileri gidebilmesi adına birileri bunu yapmalı.
Özellikle Challenge sisteminden sonra hakemlerin hata yüzdesi ciddi oranda düştü. Düşmeyen ise takımların itiraz yolunun kapalı olduğu topa temas anındaki hatalar. Buna bugün örnek olarak verebileceğimiz;
-İlk sette 5-7 iken Uslu’nun pas atarken topa iki kez dokunmasına çalınmayan düdük, Guidetti’nin itirazına neden oldu ama olay fazla büyümedi. Ancak birkaç dakika sonra 9-12’de Naz Akyol’a çalınan çift vuruş düdüğü, VakıfBank’ın İtalyan çalıştırıcısını çileden çıkardı adeta. Bununla birlikte Vakıfbank’ın milli pasörünün maçın geri kalanında yaptığı çift vuruş hatalarına düdük çalınmadı ve Guidetti, yaptığı itirazın çok da doğru olmadığının farkına varmış oldu.
Biz bize benzetiriz
Ülkemize gelen yabancı oyuncuları kendimize benzetmek gibi çok kötü bir huyumuz var. Özellikle de yanlış işler konusunda. İlk sette skor 4-6 iken hücum yapan Slöetjes, bloktan geri gelen toptan kaçamadı ve top Hollandalı oyuncunun sırtına çarparak dışarı gitti. Buna rağmen bir sonraki topa konsantre olmak yerine burnunun dibindeki hakemi kandırmayı düşünen Hollandalı yıldız, topun kendisine değmeden dışarı gittiği konusunda adeta yeminler etti Demiröz’e.
Maç bitiminde soyunma odasına doğru giden Rykhliuk’un ise kendisine çok servis kaçırdığını anımsatan bir taraftara söylediği “Bir dahaki sefere sen servis at da daha iyisini hep beraber görelim” mealindeki sözler de pek uygun kaçmadı.
Türk oyuncuların sıkça yaptığı bu tarz hareketlerin yabancılar tarafından da uygulanması, insanları kendimize benzetme konusunda ne denli yetenekli olduğumuzu ortaya koydu adeta.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan KÖSEM
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.