Çaresizlik

Galatasaray’ın Fenerbahçe karşısında aldığı mağlubiyeti anlatan en iyi kelime, çaresizlik olarak nitelendirilebilir. Bugüne kadar defalarca yendi sarı lacivertliler ezeli rakibini. Bundan sonra da yenecektir elbet. Ancak bugünkü maçı izleyen sarı kırmızlı renklere gönül vermiş kitleler, ezeli rakip karşısında alınan yenilgi sonrasında takıma müdahale edilmesinin şart olduğu konusunda hemfikir.

Sadece altyapı ile olmuyor
Galatasaray’ın mevcut kadrosundan kaç oyuncu Fenerbahçe’de, sarı lacivertlilerde kaç oyuncu Cimbom’da ilk altı oynayabilir? İki takımın gücü arasındaki en temel farkı bu soru oluşturuyor. Elbette bu kadro yapıları doğrudan bütçeye dayanıyor ve belli ki sarı kırmızılı takımın mevcut bütçesi, rekabeti yeterli seviyeye taşıyacak durumda değil. Galatasaray’ın sezon başında bunu dile getirmek yerine alt yapıya yönelerek alttan gelen oyuncularla yeni bir oluşuma gittiğini belirtmesi, sarı kırmızılı taraftarların kolay hazmedebileceği bir durum değil. HDI Sigorta ile yapılan anlaşmanın ne getirisi varsa bunu takımı daha yukarı taşıyacak bir veya iki transfere yatırmak gerekecek. Aksi takdirde sarı kırmızılı takım geçtiğimiz seneleri mumla arayabilir.

Örneği var mı?
Maçın başında skorboardda yazan 8:0, Burhan Felek’in kapısından içeri adım attığım 1987’den beri profesyonel seviyede oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçlarında benim daha önce gördüğüm bir skor değil. Tam anlamıyla moral ve sinir bozucu bir durum. Kadroda yer alan tüm oyunculara süre verdi Ataman Güneyligil. Elindeki tüm imkanları kullandı. Pasör değişikliği yaptı, olmadı. Köşe oyuncularını rotasyona soktu, olmadı. Smaçörleri farklı pozisyonlarda denedi, sonuç vermedi. Orta oyuncuları değiştirdi, yine yetmedi. Son setteki skora ve Galatasaray’ın set için servis kullanmasına bakıp aldanmayın. Zira son sette sarı kırmızılıların ürettiği yalnızca 13 sayı var. Kalan 13 ise Fenerbahçe’nin “maçı nasıl olsa kazandık” havasına girdiği için yaptığı hatalardan geldi.

Galatasaray’ın bu maçta yapması gereken yegane şey, iyi servis atmak ve devamında üçüncü set misali rakibin hataları ile kazanmaya çalışmaktı. Bu servislerin adresi ise Eczacıbaşı’nın yaptığı gibi Fatma Yıldırım olmalıydı. Sarı kırmızılı takım, hedefi büyük ölçüde tutturdu. Ancak atılan servislerin kalitesi ve dönen toplarda yapılan hücum yüzdesi istenilen seviyeye ulaşmayınca, Cimbom’un tüm ümitleri söndü. Üstüne üstlük Samantha Bricio ve Melissa Vargas gibi etkili smaç servis atan oyunculara Yıldırım, Eda Erdem Dündar gibi nokta servis kullanan isimler de eklenince sarı kırmızılılar manşet getirmekte de zorlandı. Rakibine nazaran çok daha yüksek bir takım olan Fenerbahçe, kullandığı servislerden elde ettiği sayıların yanı sıra 9 da blok sayısı üretti ve rakibini paralize ederek maçı rahat kazandı. Sarı lacivertli oyuncular o denli rahattı ki, son sette kaybetme ihtimali çok yüksekken dahi zaten kazanacakmış havasında oynadı. Bu da iki takım kadroları arasındaki kalite farkından kaynaklanıyordu.

Herkes seyredebilir, ya hakemler?
Fenerbahçe’nin maça fırtına gibi başlayarak rakibi oynatmadan 8:0’ı yakalaması, hakemlerin konsantrasyon ve koordinasyonunu da bozdu. Nitekim Galatasaray’ın kazandığı sayıda 1 numaralı çizgi hakemi, önündeki çizgiye düşen topu takip edemedi ve kararsız kaldı. Pozisyonu iyi takip eden başhakem İlhami Şenyurt kurtardı çizgisini. Belki de sarı kırmızılı takımın sayı alabileceğine ihtimal vermemişti gidişata göre. Aynı çizgi bundan olumsuz etkilenmiş olacak ki, pozisyonu itibariyle hiç seçemeyeceği anten üzeri giden topa bayrak kaldırdı bir anda. Hatasını telafi etmek isterken başka bir hataya imza atmak üzereydi. Neyse ki bu kez de yardımcı hakem Ramazan Çevik koştu yardımına.

Çizgi hakemini kurtaran Şenyurt, yardımcısı Çevik’in file çaldığı bir pozisyonda onu hiç takip etmediğinden olsa gerek, kararı başka bir yönde verdi. Bir an gözü Çevik’e takılınca da hatasını düzeltti.

İkinci sette skor 13:6 iken maçtaki en büyük hatayı yine Şenyurt yaptı. Cansu Çetin’in hücumunda fileden dönen ve blok teması olmayan pozisyona devam dedi uluslar arası hakemimiz. O pozisyonun devamında ise Bricio’nun arka oyuncu olduğu için ön alandan yaptığı hücum vuruşuna ihlal çalarak sayıyı Galatasaray’a verdi. Halbuki o pozisyonda Meksikalı oyuncunun vurduğu top, file üst kenar seviyesinin bir hayli altındaydı. Böylelikle Şenyurt, bir rallide iki hata yaparak yönetimi hakkında soru işaretleri bırakmış oldu. Üçüncü sette ise Galatasaray hücumunda bloktan dönen top henüz yere düşmemişken heyecanına hakim olamayarak düdüğünü üfledi ve sayıyı Fenerbahçe’ye verdi. Ne olduğunu soran sarı kırmızılı oyunculara topun yere düştüğünü söylediyse de itirazlar uzun süre dinmedi. Bunun üzerine hata yaptığını kabul eden Şenyurt, ralliyi baştan oynattı ve hatasını düzelmiş oldu.

Voleybol dolu günler dileğiyle,

Kayhan Kösem

kkayhan@hotmail.com


Haberi Paylaş

Comments are closed.