Galatasaray evinde Arkas’ı mağlup ederken yalnızca ilk devre İzmir’de yaşadığı hezimetin rövanşını almakla kalmamış, aynı zamanda ligdeki tüm devlerle baş edebileceğinin mesajını vermiş oldu.
Mesajın özü
Sarı kırmızılı takımın verdiği mesajın özü, kazandığı setlerde yatıyor. Ritmini bulduğu zaman kartopu misali yuvarlanarak büyüyen Cimbom, karşısındaki rakibi de bir anlamda çaresiz bırakıyor.
Bugünkü maçın genelinde ev sahibi takımın deneyimli pasörü Selçuk Keskin, adeta bir maestro gibi yönetti takımını. Bu sezon takımın lokomotifi konumundaki Oliver Venno’nun tüm topların %44.3’ünü aldığına bakılıp Keskin’nin düzensiz bir pas dağılımı yaptığını düşünmesin kimse. Zira Estonyalı pasör çaprazının aldığı topların hatırı sayılır bir bölümü, kendisine zorunluluktan iletildi. Bazı pasların Keskin’e ulaşmadan Venno’ya gittiğini de ayrıca belirtelim. Keskin’i bu maçta öne çıkaran detay ise attığı paslardan ziyade bloktaki örümcek tarzı hareketleri idi. Kanadalı orta oyuncu Justin Duff ile birlikte file üzerine adeta ağ geren Kaptan, kendi bölgesi haricinde uzak köşeye de yardıma gitti sürekli. Harika zamanlamasının ödülünü de maçın en fazla blok sayısına (6) imza atan ismi olarak aldı. Keskin’in bu maç özelinde eleştirilebilecek tek yönü, ilk setin sonunda üst üste 2 pası, o pozisyonda arka alanda yer alan Venno’ya uzatması olabilir. Bunun sonucunda Estonyalı oyuncu her iki topta da hızlı ayaklara sahip yüksek Arkas bloğuna yakalandı ve Cimbom seti kaybetti. Buna rağmen Venno’nun bu maçta da üzerine düşeni fazlasıyla yaptığını belirtelim.
Galatasaray adına sezonun en önemli kazanımlarından olan Doğukan Ulu ise maçın gizli kahramanı idi. 4 blok sayısı üreten müthiş bir yüksekliğe sahip Duff gibi bir gücü bile gölgede bırakıp Mert Matic gibi bir kule ve Mustafa Koç gibi bir istikrar unsuruna karşı mükemmel bir performans sergiledi Ulu. Sadece %86 (6/7) ile hücum etmekle kalmadı, aynı zamanda 2 blok ve 1 servis sayısı üretti genç oyuncu. Bunun yanı sıra etkili servislerle rakibin hücum düzenini bozdu. Öyle ki, üçüncü sette rakibi çaresiz bırakınca Arkas’ın deneyimli çalıştırıcısı Glenn Hoag, Koç’u kenara alıp maçın geri kalanına Hasan Sıkar ile devam etti.
Yasin Aydın ve Roland Gergye ise gerek köşe gerekse geri alan hücumlarında kusursuza yakın oynadı. Özellikle Macar smaçör ne bir bloğa yakalandı, ne de topu saha dışında bir yere gönderdi. Ürettiği 4 servis, 3 blok sayısı ile de takımına büyük katkı verdi.
Sarı kırmızılı takımda maçın görünmeyen kahramanı ise genç libero Onurcan Çakır’dı. Can Ayvazoğlu gibi bir teknik dehanın yanında kendini sürekli geliştiren Çakır, bu maçta mükemmel defans yaptı. İzmir ekibinin hızlı ve güçlü hücumcularının her vurduğu topa yetişti neredeyse. En ölümcül topları defansta takımına geri döndürmesi, rakibin moral motivasyonunu olumsuz etkilediği gibi Galatasaraylı oyuncu ve taraftarın coşmasını da sağladı. Arkas’ın maç boyunca yaptığı 119 hücumdan 31’i (%26) defanstan geri çevrildi sarı kırmızılı takımda. Bu 31 topun da 16’sı sayıya dönüştü ki (%52) erkek voleybolunda beklenen bir oran değildir. İşte bu oranda en büyük emek sahibi Çakır, günün gizli kahramanı idi.
İstikrarsızlık can yakabilir
Maçı kaybetmesine rağmen 1 puanı koparan Arkas’ta göze çarpan en önemli husus istikrarsızlıktı. Adis Lagumdzija’nın rakibin moralini bozan etkili oyunu, Matic’in düşük teknik kapasitesine rağmen sergilediği üst düzey performans ve Murilo Radke’nin dengeli pas dağılımı maçı kazandırmaya yetmedi. Zira tabanca gibi smaçör olmasına ve etkili smaç servisler kullanmasına rağmen fizik kapasitesi düşük Robert Taht ve pasör kökenli smaçör Yiğit Gülmezoğlu’ndan beklediği katkıyı alamadı İzmir ekibi. Klasik voleybolda her iki smaçörünüz de beklentinin altında kalırsa denginiz bir rakibe karşı maç kazanmak çok zor olur. Arkas adına bir artı da Mustafa Koç’un yerine kritik bir anda oyuna dahil olan Hasan Sıkar’ın iyi bir performans göstermesiydi. Libero Burak Mert ise genelde iyi bir oyun sergilemesine karşın karşıdan gelen zorlu smaç servislerde smaçörlerine yardımcı olmak istersen çok zorlandı ve doğrudan sayıya dönüşen 4 manşet hatası yaptı. Ancak Mert’in en büyük hatası, defanstan çıkan 2. topta ön alanda iken parmak pası atması oldu. Bu topa file üzerinde hücum eden takım arkadaşı, çok basit bir sayıyı doğrudan rakibe hediye etmiş oldu olmasına ama bu denli deneyimli bir liberonun o topu mutlaka manşetle yükseltmesi gerekirdi.
İzmir ekibi adına göze çarpan başka bir husus da saha yerleşimindeki düzene rağmen yapılan topa girme hataları oldu. Bu nedenle karşıdan gelen smaç servisi 8.5 metrede bekleyen Arkaslı oyuncular, hatırı sayılır sayıda dışarı giden topa müdahale etti. Öyle ki, klasik voleybolda pasör çaprazının manşet almamasına rağmen Lagumdzija ilk topa girdi. Genç oyuncu, geri çizgide olmasına ve topun bariz bir şekilde dışarı gitmesine rağmen topu bırakmadı. Bu nedenle konuk takımın kazanabileceği basit sayıları rakibine kaptırdığını da ayrıca belirtelim.
Antonov hazır değil
Galatasaray’ın yeni transferi Oleg Antonov’un kariyerini düşündüğünüzde sarı kırmızılıların büyük bir iş yaptığını anlıyorsunuz. Ancak bugünkü kısa oyununu değerlendirmek gerekirse Rus asıllı İtalyan smaçörün henüz adaptasyon sürecinde olduğu aşikar. Kurt hoca Nedim Özbey, İtalyan milli oyuncuyu yavaş yavaş alıştıracaktır takıma. Bugünkü maçta Antonov, 2 ve 3. sette alıştırma amaçlı, 4. sette ise Yasin Aydın’ın küçük sakatlığından dolayı zorunluluktan dahil oldu oyuna. Özbey, sahada üç yabancı oyuncu varken Antonov’u oyuna dahil etmek adına Justin Duff-Emin Gök değişikliğini de yapmak durumunda kaldı. Ancak İtalyan oyuncunun hazır olmadığını gören deneyimli teknik adam, kendini iyi hisseden Aydın ile birlikte Duff’ı yeniden sürdü sahaya.
Tecrübe bu işte
Üçüncü sette skor 9-5 iken Arkas hücumunda top defanstan döndü. Geri çizgiye yakın bir noktada havalanan topa hem Selçuk Keskin hem de Yasin Aydın koştu. Hem Keskin hem de Aydın topun düştüğü yere aynı anda ulaştı. İki oyuncunun çarpışması ve topun istenmeyen bir noktaya giderek sayının kaybedilmesi çok yüksek olasılıktı. (Çoğu maçta gördüğümüz manzara bu şekilde gelişiyor) Ancak Adyın’ın kolunu topa uzattığını fark eden Keskin, son anda toptan ve Aydın’dan kaçarak çarpışmayı engelledi ve pozisyonu heder etmekten kurtardı. Aydın’ın manşetle yükselttiği top da sarı kırmızılı takımın hücumuna döndü. Merak edenler için hatırlatalım; yükselen topu Venno sayıya çevirdi. Böylelikle deneyimli pasör, profesyonelliğin nasıl uygulandığını izleyenlere göstermiş oldu.
Konuşmaya dahi gerek yok
İlk sette skor 19-20 iken Doğukan Ulu’nun attığı şüpheli pas, Arkas kenar yönetimini ayağa kaldırdı. Başhakem Erdal Akıncı, pozisyona devam kararı vererek doğrusunu yaptı. Zira kendi ekseninde dönen her topun çift vuruş olmadığını sürekli belirtiyoruz burada. Aynı pası Murilo Radke 4. sette durum 2-2 iken attı. Akıncı, ilk sette olduğu gibi buna da devam dedi ve doğrusunu yaptı. Galatasaray kenar yönetimi ise gerek standart karar nedeniyle hiç itirazda bulunmadı.
Aynı sette 13-14 iken Mert Matic’in attığı pasın çift vuruş olduğu ise uzaydan dahi görüldü. Boşnak asıllı Milli oyuncunun haricinde (kendi takım arkadaşları ve teknik ekibi de dahil) kimsenin üzerinde durmaması, pozisyonun konuşmaya dahi değmez olduğunun en güzel kanıtıydı.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.