Lige çok kötü bir başlangıç yapan Fenerbahçe, Mariusz Sordyl ve Salvador Hidalgo’nun takıma katılmasıyla inanılmaz bir çıkış yakaladı ve normal sezonun son 6 maçını da kazandı. Ancak İnegöl Belediye karşısında bugün izlediğimiz sarı lacivertli takımın play-off mücadelesinde üst sıraları hedeflemesi için bundan fazlasını yapması gerek. Zira kazanmak her ne kadar bir nevi alışkanlık olsa da oyun seviyesini bir yere getirmeden alışkanlığın da bir noktada biteceğini söylemek kehanet olmaz.
Kırılganlık gözle görülür seviyede
İkinci setin teknik molasına kadar olan bölüm ve üçüncü setin tamamını göz önüne alırsak sarı lacivertli takımın bir anda oyundan düşebildiği kolayca anlaşılacaktır. Takımın birincil skor opsiyonu Wouter Ter Maat-Salvador Hidalgo-Emre Batur üçlüsü olarak düşünülürse temel anlamda Kevin Klinkenberg-İzzet Ünver-Oğuzhan Karasu-Ferhat Akdeniz’den oluşan yedek opsiyonun ilk bölümdeki performansa ulaşması pek mümkün görünmüyor. Pasör Ulaş Kıyak’ın 3 numarada olduğu anda Batur 5, Ter Maat 6, Hidalgo ise 1 numarada yer alıyor. En büyük skor opsiyonlarınız arkada iken İnegöl Belediye gibi kümede kalma mücadelesi veren ekiplere karşı fazla sıkıntı yaşamasanız da şampiyonluk yarışı içindeki takımlar bu durumu büyük bir avantaja çevirebilir. Bugünkü maç özelinde Polonyalı baş antrenör, üçüncü setteki yıkıma rağmen dizilişi değiştirmeyi hiç düşünmedi. İstatistik kağıdına baktığınızda Sordyl’in haklı olduğu açıkça görülebilir. Ancak bunun başka takımlara karşı değişmeyeceğinin bir garantisi var mı?
Taktiksel uygulama haricinde Hidalgo yine başrol oyuncusuydu. Kübalı smaçör, takımın en çok sayı üreten (23) ve manşet alan (20) oyuncusuydu. Hidalgo ile aynı hücum yüzdesini tutturan Batur (%77), ürettiği 5 blok sayısı ile sahanın en çok blok sayısına imza atanı oldu. İlk sette eline top dahi değmeyen Oğuzhan Karasu ise sonradan açıldı ve %83 ile hücum ederek (5/6) takımına artı bir değer kattı. Ter Maat ve Ünver beklentilerin altında kalan, oyuna sonradan (3. setin sonlarında) dahil olan Klinkenberg ise geçen haftadan bu yana oyununu yükselten isimlerdi. Ulaş Kıyak ve Oğulcan Yatgın, genelde oyunu hızlandırmasına rağmen özelde beklenmedik hatalara imza attı.
İnegöl’ün şansı yüksek
Jeopark Kula Belediye’nin ligden düşmesi haftalar önce kesinleşmişti. Bu nedenle baraj maçlarında kalan 3 takımdan (İkbal Afyon Bld. Yüntaş, Arhavi Bld., İnegöl Bld.) 1 tanesi alt ligin yolunu tutacak. Voleybolumuzun kaderi midir bilinmez, belediyelerin biri geliyor, biri gidiyor. Asansör misali. İşte bu mücadelede İnegöl temsilcisi Afyon’a göre 2, Arhavi’ye göre 4 puan avantajlı durumda. Fazıl Demirci’nin göreve gelişinden sonra 9 puan kazanan Bursa ekibi, bu puanların 6’sını Ziraat Bankası ve Tokat Bld. Plevne gibi play-off oynayacak takımlara karşı alırken 3 puanı da deplasmanda Arhavi’den kazandı. Bu durum sadece İnegöl Belediye’nin mevcut gücünü değil, aynı zamanda Artvin ekibine karşı olan psikolojik üstünlüğünü de yansıtıyor. İnegöl’ün Arhavi’yi her iki maçta da yenmiş olmasının getireceği psikolojik üstünlük, kuşkusuz baraj etabında da ortaya çıkacak ve İnegöl’ün ligde kalma şansını arttıracak. Elbette Afyon Bld. Yüntaş’ın da İnegöl’ü her iki maçta mağlup etmesi, işleri karıştıran başka bir faktör.
Bu maçta takımın yükünü çeken isimse %61 ile hücum ederek 23 sayı üreten Rolanda Cepeda. Kübalı pasör çaprazı, takıma geç katılmanın getirdiği uyum sorununu aşmış görünüyor. Gerek manşette, gerekse hücumda beklenenden uzak bir performans sergileyen Vojin Cacic takımın yumuşak karnı, Kanadalı çaprazı Steven Marshall ise fizik zafiyetine rağmen zirveye yakın bir noktadaydı. Bir deneyim abidesi olan Hüseyin Koç hırsıyla takımını ateşlemeye çalışsa da 40 yaşının getirdiği yorgunluk, milli pasörü itici güç olmaktan alıkoyuyor. Maçın genelinde deneyimli İnegöl Belediye pasörü gelen topların sadece %11’ini (12/109) ortaya atarken Fenerbahçe’nin her iki pasörü toplamda %17 (19/114) gibi bir oran tutturdu. Bu durum, umut verici bir oyun sergilese de yeterli oranda top alamayan Cüneyt Dağcı ve Cansın Hacıbekiroğlu’nun beklenenden az katkı vermesine neden oldu. Her iki takımın çok etkili olmayan servislere rağmen beklenen oranda iyi manşet getiremediğini söylemek yanlış olmaz. Buna rağmen her iki takımın da köşelere gereğinden fazla yüklendiğini belirtmek şart.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.