Fenerbahçe ile Arkas arasında oynanan final serisinin ikinci maçı, seride her an her şeyin değişebileceğini, sarı lacivertlilerin favori olmasına rağmen İzmir temsilcisinin 2-0 geride olmasına rağmen şampiyonluk şansının rakibine hala çok yakın olduğunu gösterdi sevgili voleybol severler.
İnandıklarından vazgeçmediler
Arkas bir önceki maçta uyguladığı rotasyonu aynen sahaya yansıtırken Fenerbahçe küçük bir değişikliğe gitmişti. İlk maçın ilk 4 setinde uyguladığı rotasyonu tie-break bölümünde Emre Batur ile Oğuzhan Karasu’nun yerini değiştirerek uygulayan İstanbul ekibi, bu maça da o son setteki dizilişle başladı. Son derece tutucu bir formasyon mantalitesi olan Mariusz Sordyl, ikinci maçın tamamını bu şekilde oynarken oyuncuların başlangıç pozisyonunu hiç değiştirmedi.
Arkas iyi başladı ama…
Gerisini getiremedi. Zira ilk sette zayıf bir oyun sergileyen Robert Taht’a rağmen takımın lokomotifi konumundaki Adis Lagumdzija’ya eşlik eden Yiğit Gülmezoğlu, Mustafa Koç’un beklenen performansı gösterememesine ve Mert Matic’in eline top değmemesine rağmen seti takımına kazandıran isim oldu. Seti Arkas’a kazandıran unsurlardan biri de lacivert mavi beyazlıların çok iyi defans yapması oldu.
Fenerbahçe adına ise ilk sette Woter Ter Maat ile birlikte en çok (10) topu alan Kevin Klinkenberg’in adeta sahada dökülmesi (1/10 – %10) ve gelen çok iyi manşetlere rağmen Ulaş Kıyak’ın ortayı gerektiği gibi (4/28 – %14) kullanmaması göze çarptı. Bu da sarı lacivertlilerin kırılgan yapısını ortaya çıkardı.
Gününde olmayan Belçikalıdan umudu kesen Polonyalı çalıştırıcı, ikinci setin başında İzzet Ünver’i sahaya sürdü ve cesur kararının ödülünü aldı. Hücumda top gelmemesine karşın setin çok kritik anlarında 2 blok sayısı üreten Ünver, Fenerbahçe’nin setteki blok sayılarını (2) üreten tek isim olarak fark yaratan oyuncu oldu. Maç genelinde fazla top almamasına rağmen vasat (2/5 – %40) bir hücum sergileyen Ünver, manşetteki iyi performansının yanı sıra kritik anlarda ürettiği sayılarla takımına çok yardımcı oldu. Taraftarın göz bebeği Salvador Hidalgo’nun 4.sette yaptığı ölümcül hatalara rağmen hücumda ve manşette maçın en oyuncusu olması, Ter Maat, Batur ve Karasu’nun vasat altı oyunlarına rağmen Fenerbahçe’yi bir adım öne çıkaran faktörlerdendi.
Arkas ise 2.sette müthiş (11/33 – %33) bir orta hücumu yakaladı. Ancak takım oyunu oynamadığı anda yumuşayan İzmir ekibi, Murilo Radke’nin cesur pasör seçimlerine rağmen köşelerde %40’ın üzerine çıkamayınca hem seti kaybetti, hem de rüzgarın rakibinin arkasına geçmesine neden oldu.
Sarı lacivertli takım adına sezon boyunca bahsettiğimiz kırılganlık göstergesi, ilk setten sonra 4.setin sonunda da ortaya çıktı. Setin son virajını 2 sayı farkla (21:19) önde geçen Fenerbahçe, orta oyuncularının gününde olmadığı bir zamanda köşe oyuncularının bir anlık duraklamasıyla seti kaybetti. Setin tamamında Hidalgo+Ter Maat, toplam hücumun %74’üne (28/38) imza attı. Ancak bu ikili, hücumda doğrudan hata yaparak 6 sayıyı Arkas’a kazandırdı. Maçta ilk kez rakip hatalardan Fenerbahçe’ye oranla daha fazla sayı çıkaran İzmir ekibi, 3-1’e gidecek gibi görünen maçın final setine uzamasını bu yolla sağladı.
Elbette bu denli kötü bir Fenerbahçe’nin maç kazanmasında Arkas’ın yaptığı kritik hataların da rolü büyüktü.
Maç genelinde Fenerbahçe 35, Arkas ise 24 rakip hata sayısı elde etti. Maçın genelinde rakibine yakın blok sayısı (12 – 11) üretip rakibinden daha yüzdeli hücum eden (%41 – 57 sayı FB, %45 – 69 sayı ARK) konuk takım, maçı bir anlamda yaptığı hatalarla kaybetti. 3.sette rakibinden iyi hücum edip (%58 – 14 sayı, %60 – 18 sayı) eşit blok sayısına (3 – 3) imza atan Arkas, Fenerbahçe’nin 1 servis kaçırdığı yerde 4 servis hatasına imza attı. Bu rakam da sadece 2 sayı farkla biten bir setin kısa özetini sunuyor izleyenlere.
Bu kez davranmadı
Geçen maç kötü giden bir maçı çevirmek adına son şansını kullanarak 2-0’dan geri gelen Glenn Hoag, bu kez tercihlerini değiştirmedi. Geçen maça göre daha başa baş bir mücadelenin sergilenmesi, Kanadalı baş antrenörün elini kolunu bağlamış olabilir elbette. Ancak ikinci sette Robert Taht ve Mustafa Koç’un vasat altı performansı, Hoag’un geçen maçtaki cesaretini ister istemez hatırlattı.
Arkas’ın saha içi yerleşiminde dikkat çeken bir ayrıntı da son 2 sette Taht’ın 5, Matic’in ise 6 numarada defans yapmaya çalışması oldu. Klasik voleybolda servisi kullanan orta oyuncu 5, gerideki smaçör ise 6 numarada top bekler. Zira defanstan çevrilen top sonrası 6 numarada bekleyen smaçör, hücumu çeşitlendirmek ve rakip bloğu şaşırtmak adına arka ortadan geri hücuma katılır. Defansta beklenen sonuç alınamayınca, İzmir temsilcisinin neden klasik formasyonu değiştirdiğini anlayamadık.
Bu seviyede bu tarz hatalar olmamalı
Zaman zaman bu köşede bazı temel teknik konulara değinirim. Özellikle “Güç voleybolunun” oynandığı günümüzde arka ortada defans yapan oyuncunun mutlaka geri çizgi üzerinde beklemesi gerektiğini, karşıdan çok yüksek ya da geri hücum yapılıyor ve blok da iyi zamanlama ile kurulmuşsa bekleme noktasının saha dışı olması gerektiğini belirtirim. Zira o bloktan seken toplar çoğu zaman saha dışına doğru uçar ve yakalayabilmek için o noktaya yakın konumlanmak gerekir. Dünkü maçta birkaç pozisyon haricinde hiçbir arka orta oyuncu bu düşünceye uymadı. Bunun neticesinde Ter Maat, Hidalgo, Lagumdzija ve Taht gibi güçlü oyuncuların hücumu sonrası bloktan seken toplar, istenildiği gibi kurtarılamadı. Birkaç pozisyonda ise Yiğit Gülmezoğlu doğru noktada bekleyerek topu kontratak sayısına çevirmek üzere oyuna döndürdü.
Göze çarpan başka bir husus ise çok kötü yerlerde 2.topla buluşan pasör harici oyuncuların topa yaklaşımı idi. Topu çok kötü bir noktadan manşetle -çoğu zaman sırtı dönük vaziyette- file önüne yükseltmek isteyen 2 takım oyuncuları da rakibine ucuz sayılar hediye etti. Üst seviye voleybol oynayan ülkeler ile farkımızı ortaya koyan hususlardan biri olan bu hatayı mutlaka düzetmemiz gerekiyor. Bu topları alan oyuncular, mutlaka sahanın ortasına doğru yükseltmelidir.
Ekranda gördük
Çok kritik bir yerde Emre Batur’un vurduğu topa doğrudan dışarıda kararı veren Erdal Akıncı-Mehmet Topal ikilisinin şanssızlığı, Fenerbahçe’nin itirazı üzerine ekrana gelen GDS görüntüsünün pozisyonu göstermemesiydi. GDS’nin bir defosu daha ortaya çıkarken Arkas pasörü Murilo Radke’nin son derece centilmen bir tavırla topun kendi elinden dışarı gittiğini söylemesi, olası tartışmalara nokta koydu. Bu tavrıyla Brezilyalı pasör, “Sezonun En Centilmen Oyuncusu” olmayı şimdiden hak etmiştir.
Bunu haricinde ilk sette skor 7:7 iken çalınan dört pas kararının hatalı olduğunu televizyon ekranından teyit ettik. Zira pozisyonu hem salonda canlı, hem de ekrana yaklaşık iki ralli geriden gelen görüntüde izledik.
Yine ilk sette skor 19:20 iken Matic’in vuruşu taşıma değildi ve Akıncı doğru kararı verdi. Final setinde de Hidalgo’nun havada dönen topuna Arkas’ın yoğun itirazı oldu. Ancak ekseni etrafında her dönen her topun çift vuruş olmayacağını belirten Akıncı burada da oyunu devam ettirerek doğru kararı verdi. Akıncı’nın göze batan bir diğer hatası ise üçüncü sette skor 18:17 iken Arkas’ın defans yaptığı topun yere değdiğini çalması oldu. Halbuki top yere değil, “parke yapan” oyuncunun eline değmişti. Ancak zorluk seviyesi bu denli yüksek bir mücadelede yapılan birkaç hata, ancak nazarlık olabilir.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.