Her ne kadar maçları finalin dışında televizyondan izleme olanağı bulamasak ta internet ortamında herkes büyük bir heyecanla kazanılan bu önemli dereceyi adım adım takip etti.
Voleybolu yakından izleyenler henüz Meksika seyahati başlamadan bu şampiyonada iyi bir derece elde edilebileceğini, ilk sekize girilebileceğini tahmin ediyordu ve hatta yarı final niye olmasın diye düşünüyordu. Yarı final oynamak ülkemiz adına çok gurur verici bir durum diye düşünürken, bir de baktık ki takımımız final oynuyor. Sonrasında da finalde de kazanmayı düşledik. Ama olmadı. Hâlbuki şampiyonluğu bu güzel takımımıza baya yakıştırmıştık. Üzülmedik ama hayıflandık. Zarar yok ikincilik de çok büyük bir başarı, hatta üçüncülük ve dördüncülükte. Doğrusunu isterseniz dünyadaki iki yüzü aşkın ülkenin önemli bir kesiminde üşt düzeyde oynanan bir branş voleybol, hele çok güçlü Avrupa ülkelerinin takımlarının katıldığı eleme guruplarından çıkıp Dünya şampiyonası finallerinde bile yer almak çok önemli bir başarıdır. Onun için bu dünya ikinciliğinin çok önemli bir netice olduğunu düşünüyorum. Başta sporcular ve antrenörler olmak üzere bu derecenin alınmasında emeği geçen herkesi canı gönülden kutluyorum.
Bu vesileyle Yıldız Milli Voleybol takımımızın antrenörleri ile ülkemizin diğer antrenörlerinden de biraz söz etmek istiyorum.
Senelerce Türkiye’de iyi antrenörlerimizin olmadığı ve bunun sonucu olarak ta iyi oyuncuların yetiştirilmediği konuşuldu. Bu nedenden dolayı üst seviyede neticeler alması beklenen kulüp takımlarımızın başına genellikle yabancı antrenörler getirildi. Muhakkak ki bu yabancı antrenörlerin bir bölümü çok kaliteli ve kariyerli antrenörlerdi, ancak Türkiye’deki meslektaşlarının önemli bir bölümünün de onlardan hiç aşağı kalmadığı ve birçok imkânsızlara rağmen önemli başarılar kazandıkları bir gerçektir. Dikkat edilecek olursa son yıllarda milli takımlar seviyesinde dünyanın prestijli mili takımları arasında iyi performans gösteren ve başarılar kazanan takımlarımızın antrenörleri de yerlidir. Türkiye de liglerin üst derecelerine oynayan takımlarda bulunan yabancı antrenörler ve bu takımların yabancı lokomotif oyuncuların varlığı Türkiye deki voleybol seviyesinin gelişmesine katkıda bulunduklarını düşünebilirsiniz. Bu düşüncede bir miktar gerçek payı vardır. Ancak milli takım başarıları sadece büyükler kategorisinde elde edilmemiştir. Yani tamamen yerli antrenörlerimizin yetiştirdiği sporcularla alt yapılarda son on beş yıl içerisinde önemli başarılar kazandık.
Ülkemizde henüz meslek dalı sayılmayan voleybol antrenörlüğün en zor ve önemli işi Türkiye’ye yeni oyuncular kazandırmaktır. Bu görevi üstlenen antrenörler genelde Türkiye şartlarında hem en az parayı kazanır, hem de manen pek tatmin edilmezler. Bu antrenörler genelde genç ve tecrübesizdirler. Bu antrenörlerin eğitimlerinden sonra kendilerini geliştirebilmeleri, tecrübe kazanmaları, bilgi ve görgülerinin arttırmaları için başta kulüplerimiz olmak üzere federasyonlarımızın da fazla bir çaba sarf etmediği de bir gerçektir. Bu antrenörler, dar gelirleriyle kendilerini bireysel gayretleriyle kendilerini geliştirmektedirler.
İşte bu başarılar bahsettiğimiz zor şartlar içinde antrenörlük yapan arkadaşlarımızın başarılarıdır. Tabiî ki önce başarılı derece alan takımlarımızın başlarındaki antrenörleri kutluyoruz. Ancak bu kutlamalarda bütün altyapı antrenörlerinin kendilerine de pay çıkartmaları gerektiğini düşünüyorum.
Gelelim yazımın başlığına. Mehmet BEDESTENLİOĞLU senelerce yukarda sözünü ettiğimiz zorluklara göğüs gererek alt yapılarda ısrarla çalışmalarını sürdürmüş, Türkiye’ye sporcular yetiştiren değerli bir antrenörümüzdür. Bütün bunlara rağmen nedense ulusal takımlarımızda kendisinden çok fazla faydalanılmamıştır. Ancak bu sefer doğru bir tercihle yıldız bayan milli takımımızı oluşturan yirminin üzerinde oyuncunun hemen hemen hepsinin yetiştirilmesinde emeği olan Mehmet BEDESTENLİOĞLU’ nun göreve gelişi hem milli takımımız için iyi bir şans olmuş, hem de kendisine böyle önemli bir turnuvada oynama gururunu tatma fırsatı verilmiştir.
Mehmet BEDESTENLİOĞLU bilgisiyle deneyimiyle çalışkanlığıyla hırsıyla senelerce kulüplerde elde ettiği başarıları şimdi de milli takıma taşımasına ve kendisine hak ettiği bu görevi veren Voleybol Federasyonu’nu bir kere daha canı gönülden kutluyorum.
Bir sonraki yazımda görüşünceye kadar hoşça kalın.
Comments are closed.