Voleybolunsesi farkı

İyi haftalar sevgili voleybol severler. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz hafta içerisinde Teledünya Türkiye Kupası Erkekler çeyrek final ilk maçları oynandı. Ancak bu turun da tek maçlı eleminasyon sistemine göre oynandığını düşünen birçok ulusal gazete ve bazı internet siteleri, galip takımların tur atlayarak yarı finale çıktığını duyurdular izleyicilerine. Kurulduğu günden bugüne tarafsız, ilkeli, doğru yayın anlayışı doğrultusunda voleybolu sizlere getiren Voleybolunsesi, farkını bir kez daha ortaya koyarak haberlerinde rövanş maçlarının da yapılacağını duyurdu.

Domuz gribi

Ligler tüm hızıyla devam ederken tüm Dünyayı etkisi altına alan domuz gribi salgınından voleybolumuz da nasibini aldı. Pazar günü oynanması gerek Beylikdüzü-Nilüfer Belediye maçı konuk takımın birçok oyuncusunda enfeksiyona rastlanması nedeniyle ileriki bir tarihe ertelendi. Umarım bu hastalık voleybolumuzu daha fazla baltalamaz.

Amatörlük

Hastalığın ardından bir darbe de havadan yedi voleybolumuz. Ülkenin genelini kaplayan yoğun sis nedeniyle ulaşımda yaşanan aksamalar, Karşıyaka Bayan Voleybol takımının İstanbul’a gelişini geciktirdi. Bu nedenle saat 15.00 olarak belirlenen başlama saati, mecburen 19.30’a alındı. Önceki maçın uzaması nedeniyle FB Acıbadem-Karşıyaka maçı daha da geç başladı. Hava tahminlerinin doğruluk oranı %90 civarında seyrediyor. Yaklaşık beş gün önceden yoğun sis olacağı belli, ulaşımın bundan etkilenmemesi ise mümkün değil. Peki yılların tecrübesine sahip, Türk sporunun mihenk taşlarından olan Karşıyaka Spor Kulübünün yöneticileri bu durumdan habersiz olacak kadar amatör mü? Uçakların kalkamayacağı belliyken neden kara yolu tercih edilmiyor? Maçtan önceki gece oyunculara “İstanbul’a gidemeyeceğiz, maç başka bir tarihte oynanacak” diyerek onları eve gönderdikten sonra sabah 10.00’da tüm oyunculara (Hem A takım hem de genç takım) tek tek telefon açarak “Haydi hazırlanın, İstanbul’a maçı oynamaya gidiyoruz” demek nasıl bir yönetim anlayışıdır? Bu şartlar altında bu oyunculardan verim almak mümkün olabilir mi?

Bıkkınlık

Haftalardır yazıyorum, kimseden tık yok, herkes memnun demek ki halinden. Ne hakemler değişiyor, ne istatistik. Bir şeyleri düzene sokmak, yanlışları düzeltmek neden bu kadar zor oluyor anlamıyorum. Sanırım cevabı sadece voleybolda aramak yerine ülkenin geneline bakmakta fayda var.
Cumartesi günü oynan Beşiktaş-Ziraat Bankası maçı, müthiş bir mücadeleye sahne oldu ve ev sahibi BJK, maçı 3-2 kazanarak birçok kişiyi şaşırttı. Ancak Ziraat Bankası’nın uçan pasör çaprazı Gundars Celitans’ın yokluğunda bir sıra takımına dönüştüğünü görenler, bu kadar da şaşırmadılar. Bu maçta hakemler çok kötü bir yönetim gösterdiler, hataları saymakla bitmez. Ziraat Bankası’nın Dünya starı Frantz Granvorka’nın parke olarak topu yerden çıkarmasına düdük çalan Uluslar arası hakemimiz, oyuncunun haklı itirazına da sarı kart göstererek bir anda oyunun gidişatını değiştirdi. Ha bu demek değil ki, Beşiktaş kazanmayı hak etmedi. Sonuna kadar haK etti siyah beyazlılar. Aynı pozisyon birkaç sayı sonra libero Özer’in başına geldi, top yine çıktı ancak sayı rakibe gitti. En azından sarı kart gelmedi bu kez. Ve üçüncüsü; Bülent Bozkurt hocam, voleybol sürekli aynı hareketlerin dar bir alanda yapılarak oynandığı bir spordur. Yani bir pozisyon, maç boyu sürekli önünüze gelir. Eğer iyi özümsemezseniz bu maçta olduğu gibi başınızı ağrıtır. Aynı pozisyon üçüncü kez gerçekleştiğinde 5.set oynanıyor ve Beşiktaş maç sayısı kullanıyordu. Maçı Ziraat Bankası da kazanabilirdi. Libero Özer aynı hareketi aynı yerde yaptı, ama bu kez çalamadınız aynı pozisyonu. Kendi kendinizi bağladınız hocam, eğer ilk iki pozisyondaki düdükler doğru ise, son pozisyonda çalamadınız aynı doğruyu, maçı o şekilde bitiremediniz tepkileri düşünerek. Ama son pozisyonda çalmayarak doğruyu yaptınız, çünkü ilk iki pozisyondaki düdükler hatalıydı. Bu pozisyonda doğru ve yanlışın nasıl ayırt edileceğini merak edenlere ayrı bir yazıda cevap verebilirim. Yine maçta ilk set oynanıyor, Granvorka arka alandan smacı vuruyor, bloğa çarpan topun sesi tribüne kadar geliyor, ancak önündeki pozisyonu göremiyor Bülent Hoca. Dördüncü sette Ziraat Bankası pozisyon hatası yapıyor, herkes uykuda. Ne masa farkına varıyor ne de yardımcı hakem Hikmet Ay. Pozisyonda Ziraat sayıyı alıyor, kaptan Selçuk yardımcı Ay’dan pozisyon isteyerek doğru yere geçiyor. Bu kadar kritik maçta bu kadar basit ve bariz hatalar yapılıyorsa, şapkayı alıp düşünmek gerek. Kararlar hatalı, kararlar doğru hakem işareti hatalı. MHK ne yapsın? Yeni hakemlerin önünü açsın artık. Bu Ulusal – Uluslar arası ayrımı bir şey fark etmiyor annemizin liginde. Uluslar arası hakemin göremediği fileden ya da bloktan seken topu Ulusal hakem Gökhan Dağ müthiş seziyor ertesi gün oynanan BJK-Eczacıbaşı maçında. Bir kez kaçırıyor Sanja Popovic’in smacında, fileden dönen topa devam kararı veriyor. Bir kez de arka oyuncu olan Cansu’nun Mirka’ya yaptığı bloğu yakalayamıyor ve oyunu sürdürüyor. Belki de yardımcısına fazla güvenip hata yapıyor. IBB-Arkas Haldun Alagaş’ta müthiş bir maç oynuyor, sahnede sadece oyuncular olsun diyoruz, olmuyor. Jeroen Trommel altı numaradan asılıyor tüm gücüyle, top bloktan IBB benchinin üstüne kadar uçuyor. Başka bir Uluslar arası hakem Nihat Ermihan top banttan döndü diyor. Arkamızdaki bir seyirci lafı yapıştırıyor:”Hoca top banttan nasıl diagonal falso alıyor? Nasıl 12-13 metre geri sekiyor” Doğru söze ne denir? MHK ne yapsın diyoruz, hep aynı hakemleri atamasın. Öğlen Akatlar’da maça gidiyoruz bir hakem, ikindi vakti Burhan Felek’te aynı hakem. Eğer yetişebilirse akşam da Haldun Alagaş’a gidip görev alıyor aynı hakem. Pes doğrusu!
Aynı şey istatistik için de geçerli. Biraz özen, biraz ilgi, biraz dikkat dedik, kimse umursamadı. BJK-Eczacıbaşı maçı sonrası bakıyoruz istatistiğe. Ne Gökçen Denkel yazıyor, ne de Büşra Cansu. Biri A Milli, diğeri ise Genç Milli oyuncu. Beşiktaş için çok mu zor bu oyuncuların kim olduğunu öğrenmek? Şampiyonlar ligi gediklisi Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom’dan geliyor bu kez istatistik. Orada da unknown player ve boş haneler göze çarpıyor. Acaba IECL maçında CEV görevlilerine verseniz bu istatistiği, ne kadar ceza gelir düşündünüz mü?

Geriye kalan

Geriye kalan kısmı, lig ve kupa maçları hakkında konuşmaya kalıyor. Önceden de söylediğimiz gibi fazla değişiklik yok. Erkeklerde Beşiktaş, bayanlarda ise İller Bankası haftanın en karlı takımları. VGSTT’ya puan vermeyen Galatasaray’ı 3-1 gibi net bir skorla yenerek Türkiye’de haftanın takımı olmayı hak ettiler. Beşiktaş’ın Ziraat Bankası’nı eksik dahi olsa yenmesi büyük başarıdır. Bu başarı için konuşmamız gereken iki kişi var ki, bahsetmeden geçmek olmaz.

Berkan Bozan

Gencecik yaşına rağmen takımını müthiş oynattı. Sakat Mustafa’nın yokluğunu aratmadı. Zaman zaman pas tercihlerinde hatalar yapması nazar boncuğu oldu. Aferin Berkan, devam bu yolda. Biraz daha kuvvet ve maç tecrübesi kazandığında A Milli takım ve Avrupa yolu açık olacaktır senin için.

İbrahim Ersin Başaran

Bir başka genç orta oyuncu. Bu oyuncuları gördükçe Türk voleybolu adına sevinmemek elde değil. Takımının sıkıştığı anlarda yaptığı hızlı hücumlarla Ziraat Bankası’na defans şansı tanımadı. Etkili servis attı, blok yaptı. Takımına kazandırdığı 16 sayının üçünü servis, beşini bloktan elde etti. Haftanın oyuncusu sıfatını Berkan’la paylaştı, bravo İbrahim.

Dünya Büyük Şampiyonlar Kupası

Geçtiğimiz hafta İtalya’nın şampiyonluğu ile sonuçlanan bayanlar turnuvasından sonra erkekler turnuvası da sona erdi. Brezilya, yenilgisiz şampiyon olarak üçüncü kez adını zirveye yazdırdı. Avrupa Şampiyonu olarak Japonya’ya giden Polonya’nın ancak dördüncü olabilmesi, Avrupa voleybolunun düşüşünün delili olarak yorumlandı. Ancak bu turnuvanın en önemli sonucu, Küba’nın yetiştirdiği yeni jenerasyonun gümbür gümbür gelmesi oldu. Bu konuyla ilgili ligler devre arasına girdiğinde ayrıca bir yazı yazacağız.

Sevgiyle kalın,

Kayhan KÖSEM


Haberi Paylaş

Comments are closed.