Eskiyen yıldızları ne yaparlar ?

Emeğinize sağlık arkadaşlar, bunca yıldır voleybol adına uğraşılır çeşitli başarılar kazanılır   (Buna Avrupa Şampiyonlukları da dahil) ama camia olarak kamu oyundan ve televizyonlardan hakettiğimiz ilgiyi yeterince göremezdik.  Şimdilerde dikkat ediyorumda, üstünden haftalar geçmesine rağmen hala daha Fenerbahçe Acıbadem’in Avrupa Kupalarında final oynaması dillerden düşmüyor.

NTV Spor’da Hıncal Uluç ve Mehmet Arslan’ın hazırlayıp sunduğu Kırmızı Çizgi programın da dahi konu ballandıra ballandıra anlatılıyor…  Tabi bunda kulübün adının Fenerbahçe olması da oldukça etkili, bunu kabul etmek lazım. Keza benzeri başarıyı diğer futbol ağırlıklı kulüplerimiz de yapsa benzeri bir sonuç doğurabilirdi. Sonuçta mevzuu ne kadar çok insana ulaşabildiğiniz ile ilgili.

Gelgelelim bu kıymetli derecenin ardında emeği geçen idarecisi, sponsoru, yönetimi,  malzemecisi ve aklıma gelmeyen veya gelse de konuyu uzatmaya gerek duymadığım için yazmadığım çok değerli insanlar haricinde, olayı fiilen gerçekleştiren sporcular var ki; emeğinize sağlık arkadaşlar…

Bu günün yıldız sporcularını herkes ayakta alkışladı ve bunu sonuna kadar hakettiler, biz seyirciler oyunu seyredip keyif alıp veya almayıp geçiyoruz; sonrasında diğer kanalda hangi film varmış, yarın da şu tiyatroya gidelim diyoruz. Ancak sporcuların cephesinde konu öyle değildir. Dışardan top oynuyorlar bir de üstüne para kazanıyolar gibi gözükse de  çok acılar, çok baskılar vardır o başarının altında ama bu konu reyting yapmaz ve seneye bu sporculara ne olacak kimse umursamaz. Geçen sene Lig şampiyonu ve CEV CUP 3.’sü olan Fenerbahçe Acıbadem takımının, kaç oyuncusunu bu sene seyrettiniz?

Vefa kelimesinin anlamını aslında bir semtten aldığı gerçektir ama bu günlerde de kelimenin geriye dönüp sadece bir semt adı olarak kalması üzücü geliyor bana.

Bugün hayranlık duyduğunuz, adını sürekli andığınız, belki de resimlerini sağa sola astığınız insanların yarın ne oldukları bu kadar önemsiz midir?

Bu vefa örneğini bu günlerde (Belki de mecburen, detayını bilmiyorum) uygulayan bir kulüp var.

Dinamo Moskova…

Bütün bu paragrafların sonunda varmak istediğim nokta bir insanın hayatıyla ilgili. Kendisini şahsen tanıma şansım olmadı ama en azından hikayesi yazımda can bulsun. Yakın bir dostundan bana gönderilen iletiyi aynen bende size iletiyorum…

NATALİ SAFRONOVA. 1979 doğumlu. Rus milli takımının oyuncusu. 15 yaşında Uraluçka’da voleybola başladı. En son Dinamo Moskova’da oynadı. Ülkemizde Kocaeli Sporda forma giydi. Rusya Milli Takımı’yla Avrupa Şampiyonası’na, Dünya Şampiyonası’na ve Olimpiyatlara katılan başarılı voleybolcu, aralık ayında Dinamo Moskova’da oynarken antrenmanda beyin kanaması geçirdi. 19 gün komada kaldı.

Şu anda Almanya’nın Köln şehrinde damar hastalıkları ile ilgili özel bir klinikte tedavi oluyor. Temmuz ayına kadar tedavisi devam edecek. Bu klinik Avrupa’nın en pahalı hastanelerinden birisi. Kulübü Dinamo Moskova tedavinin bir bölümünü üstlendi. Ancak hepsini üstlenmediği için Safranova maddi sıkıntı içinde. Şu andaki durumu iyi ama ameliyat olacak durumda değil. Beynine giden damarlardan birinde kan pıhtılaşması olduğu için o damara kemoterapi uygulanıyor. Kemoterapiden sonra ameliyat olacak. Hali hazırda  yardımla yürüyor, konuşamıyor ama herşeyi duyabiliyor. Aşırı derecede kilo verdi. Fizik tedavi uygulanıyor.

Annesi sürekli yanında ve ona moral veriyor. Tüm voleybolcu arkadaşları annesi vasıtası ile onunla irtibat kuruyor. Dinamo Moskova tarafından bir yardım hesabı açıldı ve Rus Devlet Televizyonun’da ilan edildi. Biz eski takım arkadaşları bunun haricinde onun ameliyattan sonra hayatını devam ettirebilmesi için ayrı bir hesap açtırıyoruz ve bu hesaba para topluyoruz. Türk voleybolcularını ve voleybol severlerin karınca kararınca yardımlarını bekliyoruz.

Alıcı: 
Safronova Natalia Andreyevna

Alıcı  hesap:

– Ruble – 40817810000000032728

– Euro – 40817978500000001861

– ABD Doları  – 40817840700000022697

Alıcı  Banka: JSCB Avangard

BIK 044525201 INN 7702021163
 

Bizde de benzeri vefa örnekleri yok değil tabi ki; özellikle bizden de eski jenerasyondan abilerimizin, voleybolun “Yüzü eskimiş” kahramanlarına nasıl destek olduklarını bilir ve duyarız. Amma velakin keşke bu işler hatır gönül ile değil de, dernekle düzenle olsa.

Belki arkadaşlarının N. Safronova’dan start alarak kurmayı planladıkları, ihtiyacı olan sporculara destek amaçlı kurumun benzerini kurmayı, bizler de becerebiliriz… 

Yıldızları parlarken görmek kolaydır. Söndüklerin de görecek kadar, gönül gözümüz açık mı?

Emrah AKSOY


Haberi Paylaş

Comments are closed.