Japon eski oyuncu Yuko Sano, insanüstü defansları ve kurtarışlarıyla tarihin en başarılı liberolarından biri. Başarılı libero, pozisyonundan ve iyi bir liberoda olması gereken özelliklerden bahsetti.
“Yalnızca savunma yapmak asla yetmez, defanstaki genel kural her zaman etrafa göz kulak olmaktır.” diyen Sano, “Voleybol bir takım oyunu, defansınız yalnızca takım arkadaşlarınızla birlikte iyi bir oyun ortaya koyduğunuzda anlam kazanır.” diye ekliyor.
“İyi bir libero olmak için, bütün değişik formasyonlara ve oyun tarzlarına adapte olmak gerekiyor. Takım arkadaşlarınızın durumunu ve olanaklarının yanı sıra, rakip takımın sistemini de iyi bilmek zorundasınız. Libero takımın başarısında kilit rolde olan bir pozisyon, bu nedenle takıma destek olabilmek için her zaman iyi bir oyun ortaya koymalısınız.”
Sano, oyunun defans tarafındaki hızı ve tekniğiyle bilinen bir sporcuydu. Sanki bunun için yaratılmış gibi, kariyeri boyunca defanstaki bu başarısını defalarca gösterdi. Ne var ki, Sano voleybola smaçör olarak başladı. Libero pozisyonu voleybol dünyasına ilk kez 1998 FIVB Dünya Şampiyonası’nda tanıtıldı ve Sano’nun kendi ve takımın başarısı için bu yeni pozisyona geçip geçmeyeceğini belirlemesi gerekiyordu.
“Voleybola 10 yaşında arkadaşlarımla oynarken başladım. Libero sistemi benim liseden mezun olduğum yıl açıklandı ve ardından bir kulüple anlaştım. Antrenörüm tarafından libero pozisyonuna uygun görüldüm ve eskiden smaçör olmama rağmen, bu pozisyonda görev yapmaya başladım.”
“İlk zamanlarda libero sistemi bütün antrenörler için zordu, çünkü pozisyonun doğru dinamiğini kimse bilmediği için, pozisyondan nasıl yüksek verim alınacağı bilinmiyordu. Daha önce libero oynayan biri de olmadığı için rol model alacağım bir oyuncu da yoktu, bu yüzden çalışmalara en başından başladım.”
Sano zamanla kendini libero pozisyonunda geliştirdi ve performansıyla modern voleybolda libero pozisyonunun önemini adeta kanıtladı. Defansta inadı asla bırakmayan Sano, 2010 FIVB Dünya Şampiyonası, 2012 Londra Olimpiyat Oyunları ve 2013 FIVB Dünya Şampiyonlar Kupası’nda bronz madalya kazanan Japon milli takımının şüphesiz kilit isimlerinden biriydi.
“En iyi oyunumu 2012 Londra Olimpiyat Oyunları çeyrek finalinde Çin’e karşı oynadığımı düşünüyorum. Çin takımı ile her karşı karşıya geldiğimizde oldukça zorlu maçlar oynuyoruz, ancak o gün ben ve takımım iyi oynayarak güzel bir maç ortaya koyduk.”
Sano ayrıca, Fransa, Azerbaycan, Türkiye ve İsviçre’deki kulüp takımlarında oynamanın kendisini nasıl geliştirdiğini anlatıyor.
“Bir zaman sonra Japonya’dan ayrılmam ve dünyanın en iyi kulüplerinde en iyi oyuncularıyla birlikte oynayarak tecrübe kazanmam gerektiğini düşündüm. Bu benim deneyimlerimi arttırdı ve bireysel oyunuma, dolayısıyla milli takımdaki performansıma olumlu anlamda yansıdı.”
Sano başarılı kariyerini 2014 Dünya Grand Prix’inde gümüş madalya ve “En İyi Libero” ödülünü kazanarak taçlandırdı. Sano, bu turnuvanın yanı sıra kariyeri boyunca defalarca en iyi libero, en iyi defans yapan oyuncu ve en iyi servis karşılayan oyuncu seçildi.
“Dünya Grand Prix, benim son turnuvamdı ve kariyerimi bitirirken bu turnuvadan bir ödül kazanmak benim için büyük bir gurur ve mutluluk kaynağı olmuştu.”
Sano, bir libero olarak hiçbir zaman görünür bir kahraman olmamış olabilir, ancak sporcu arkadaşları ve rakipleri tarafından her zaman saygı gösterilen bir sporcu oldu. Bunun yanı sıra, Sano da filenin karşı tarafındaki rakiplerini iyi tanıyor.
“Benim zamanımda beni en çok zorlayan oyuncu Ekaterina Gamova’ydı çünkü filenin çok üstünden ve çok yüksekten hücum ediyordu. Eğer hala oynuyor olsaydım, en çok İtalyan Paola Egonu ile karşı karşıya oynamak isterdim. O da savunması zor olan çok yetenekli bir oyuncu, bu yüzden onu savunmak güzel olurdu.”
“Bugünkü liberolar içinde ise en çok Monica De Gennaro’yu beğeniyorum. Milli takımdayken ona karşı oynama şansı bulmuştum. Oyunu iyi takip ederek kontrol etmenin yanında, takım arkadaşları üzerinde de etkisi olan bir oyuncu, oyununu gerçekten beğeniyorum.”
Kariyeri boyunca yaptıklarına bir dönüp baktığında Sano yalnızca olumlu şeyler söylüyor ve onu örnek alan bütün liberolara bir mesaj veriyor.
“Benim gibi bir libero olmak isteyen herkesin öncelikle çok çalışması ve tecrübe kazanması gerekiyor. Başlarda işler yolunda gitmese bile, tekniklerini ve yeteneklerini geliştirmek için farklı yollar bulmaları lazım. Benim gibi kısa oyuncular için bile bu şans varken, herkesin bu sporda başarılı olmak için fırsatı olduğunu bilmesini istiyorum. Yalnızca önünüze bakmalı ve devam etmelisiniz.”
Kaynak: asianvolleyball.net
Comments are closed.