İnanılmaz lider ve mutlak bir canavar: Hırvatistan’ın son on yıldaki en büyük yıldızının zorlu ama muhteşem kariyeri.
Maja Poljak, şüphesiz Hırvatistan kadın voleybolunun en bilinen ismi. Dünyanın en önde gelen kulüplerinde oynadı ve yaklaşık üç yıl önce emekli olmadan önce sporda önemli bir iz bırakarak çok sayıda bireysel ve uluslararası ödüller kazandı.
Eski takım arkadaşı ABD’li Jordan Larson onun için: “İnanılmaz bir lider ve mutlak bir canavar!” ifadelerini kullanıyor.
Poljak, 1998’de Hırvat ekip Mladost Zagreb ile ilk kez sahaya çıktığında henüz 15 yaşındaydı, 16 yaşındayken CEV Avrupa Şampiyonası’nda gümüş madalya kazandı ve aynı yıl Dünya Kupası’nda milli takımda mücadele etti.
Ne var ki genç Maja, Hırvatistan’ın 2000 Sidney Olimpiyat Oyunları kadrosuna giremedi. O günleri şöyle anlatıyor: “Takım arkadaşım Mia Jerkov ve ben çok gençtik, ancak çok yetenekli kabul ediliyorduk ve bu yüzden o zamanlar Hırvatistan milli takımının geleceği olduğumuz düşünülüyordu. Bundan dolayı da kadronun bir parçası olmayı bekliyorduk, ancak maalesef listenin 13. ve 14. oyuncuları olduk ve sadece ilk 12’si Sydney’e gidiyordu. O an gerçekten benim için büyük bir hayal kırıklığıydı, ama aynı zamanda hayatımda sahip olduğum en eğitici şeydi, beni farklı bir motivasyon aramaya itti.”
Yurtdışında oynamak için bir teklif aldım ve liseyi henüz bitirmemiş olsam da kendime doğru zamanın olduğunu söyledim ve şansımı denemeye karar verdim, çünkü farklı bir şey yapmam ve bir şeyleri değiştirmem gerektiğini fark ettim. İtalya’ya gitmek muhtemelen verebileceğim en doğru karardı. En iyi oyuncularla ve en iyi antrenörlerle çalışma şansı, o yaşta inanılmaz ilerleme kaydetmeme yardımcı oldu. Belki Olimpiyatlarda oynasaydım, bu kadar genç yaşta yurtdışına çıkma motivasyonunu kendimde asla bulamazdım. Sanırım hayatımızda kötü şeyler olduğunda, bunun dünyanın sonu olduğunu düşünmek zorunda değiliz çünkü ondan gerçekten olumlu bir şey çıkabilir. Ve yine de lise eğitimimi bitirdim ve ardından Hırvatistan’daki bir devlet üniversitesinden mezun oldum ki bunun en büyük başarılarımdan biri olduğunu düşünüyorum.”
Yetenekli orta oyuncu, ilk yabancı kulübü İtalyan Minetti Vicenza ile 2001 yılında CEV Kupası ve İtalya Süper Kupası’nı kazandı. Ardından 2005 ve 2007’de CEV Şampiyonlar Ligi ve 2004 CEV Kupası ile birlikte birçok ulusal kupa da kazanan Foppapedretti Bergamo takımında yer aldı.
Poljak sonraki sekiz sezonunu Türkiye’de geçirdi. Türk Telekom ile bir yıl geçiren Maja, ardından iki sezon Vakıfbank’ta ve beş sezon Eczacıbaşı VitrA forması giydi. Burada CEV Şampiyonlar Ligi’ni iki kez daha kazandı, 2011’de “En İyi Orta Oyuncu” oldu ve 2015’te de rüya takımda yer aldı.
“Kariyerimdeki çoğu başarı kulüp kariyerim ile ilişkili çünkü milli takımım o kadar da başarılı değildi. Şampiyonlar Ligi finaline her çıktığınız zaman adeta farklı bir boyuta geçiyorsunuz ve o an düşündüğünüz her şeyi unutup yalnızca kazanmaya odaklanıyorsunuz. Şampiyonlar Ligi Final Four’larında mücadele etmiş olmak benim için inanılmaz bir duyguydu.”
Hırvat yıldız Eczacıbaşı VitrA ile 2015 yılında hem Avrupa’nın hem de dünyanın zirvesine ulaştı. Takım ile birlikte 2015 FIVB Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda zafere ulaşırken Poljak aynı zamanda yine rüya takımdaydı.
İki yıl sonra ise Rusya’da Dinamo Moskova’da oynayan Poljak, burada Rusya Süper Ligi’ni kazandı. Her ne kadar Dinamo Moskova 2017 Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda yarı finale yükselmeye hak kazanamasa da Poljak yine de rüya takımda kendisine hak ettiği yeri buldu.
“En dikkat çekici deneyimimi 2017 Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda yaşadım. Her zaman olduğu gibi yine tüm takımlar çok iyiydi ve seviye oldukça yüksekti. Ayrıca bu şampiyona benim son turnuvamdı ve bu konuyla ilgili karışık duygular hissediyordum. O zamanlar sakatlıklarımdan dolayı oynarken yaşadığım acılar azalacağı için rahatlamıştım, ama öte yandan, hayatımın önemli bir bölümündeki hikayem biteceği için üzgündüm.”
Maja Poljak voleybolda kaldı ve şu anda Avrupa Voleybol Konfederasyonunda (CEV) etkinlik koordinatörü olarak çalışıyor.
Comments are closed.