Sporda Şiddet ve Düzensizliği Önleme Yasa Tasarısı, İstanbul’da ele alındı

Sporda Şiddet ve Düzensizliği Önleme Yasa Tasarısı, İstanbul’da düzenlenen bir toplantıda ele alındı.

Hafta sonunda İstanbul’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu Başkan Vekili Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, Antalya Milletvekili Abdurrahman Arıcı, Futbol Federasyonu, Basketbol Federasyonu, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Başbakanlık, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlğı, Adalet Bakanlığı temsilcilerinin katılımıyla yapılan toplantıda Türkiye Voleybol Federasyonu adına çözüm önerilerini dile getiren Başkan Erol Ünal Karabıyık; ağırlıklı olarak Türkiye Futbol Federasyonu’nun inisiyatifinde hazırlanmakta olan yasa tasarısında tümüyle İngiltere’deki futbol holiganizmini önlemeye yönelik düzenlemelerden esinlenildiğini söyledi.

Başkan, amatör ve profesyonel branşların özenle ayrıştırılması zorunluluğundan, aynı kefeye konmalarının büyük hata olacağından yola çıktığı konuşmasında, kanunlaştırılmak üzere imzaya açılan Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun Tasarısı’nda profesyonel ve amatör branşların sık sık iç içe geçtiğine, bunun da kavram kargaşasına yol açtığına dikkat çekti. Bu sorunun giderilmesi için profesyonel spor müsabakası ile amatör spor müsabakasının çok net ve anlaşılır biçimde Taslaktaki “tanımlar” başlığı altında yer almasının sağlanması gerektiğine vurgu yapan Karabıyık; “Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından profesyonel ve amatör branş tanımı ne ise Taslakta da o olsun, tanım kanunlaşsın.” talebini belirtti.

Futbol Federasyonunun öncülük ettiği spordaki şiddeti önlemeye yönelik yasa tasarısında İngiltere’deki yasalardan esinlenildiğine vurgu yapan TVF Başkanı Karabıyık şöyle devam etti: Oysa bu ülkedeki düzenlemeler; futboldaki şiddetin önlenmesine yönelik düzenlemelerdir ve bu yüzden de Futbol Seyircileri Yasası (1989), Futbol Suçları Yasası (1991) ve Futbol (Asayişsizlik) Yasası (2000) adlarıyla yürürlüğe konmuştur.
İngiltere’de spor terörizminin asla yaşanmadığı, olup bitenin yalnızca futbol holiganizminden ibaret olduğu göz önüne alınırsa, hazırlanan mevzuatın, yalnızca futbol sahalarını şiddetten ve şiddete meyilli seyirci profilinden arındırmayı amaçlayan bir mevzuat olduğu daha net görülecektir.”

Türkiye’de yaşananların da aynı olduğunu anlatan Başkan Karabıyık, “Basketbol, voleybol ve hentbol gibi amatör branşları tehdit eden şiddet bu branşların değil, futbol holiganlarının şiddetidir. Salonlarda çıkan olaylar incelendiğinde, futbolda faaliyeti olan kulüplerin basketbol, voleybol, hentbol maçlarında olay ya da çirkin tezahürata rastlandığı derhâl tespit edilebilir” diye konuştu.
 
“Futbol holiganizmi, sporda şiddetin ulaştığı en üst noktadır” saptamasını yapan Erol Ünal Karabıyık şu görüşleri aktardı:
“Fanatizm, hiçbir branşta futbolda eriştiği boyuta erişmemiştir. Tedbirleri futbola göre almak, futbol için makul, hâttâ zorunludur. Ancak bu tedbrilerin amatör spor dallarına yansıtılması, ekonomik olarak futbol endüstrisi ile komşu bile sayılamayacak durumdaki amatör branşları ciddi açmazlara, kulüp ekonomilerini de iflasa sürükleyecektir. Oysa futbol müsabakalarındaki şiddet ve düzensizliğin önlenmesi hâlinde, diğer branşlara stadyumlardan taşınan kötü alışkanlıkların da sona ereceği görülecektir.”
 
“Salon sporlarının yalnızca seyirci profili değil, birçok yönü futboldan farklıdır ve farklı ele alınmak gerekir.” diyen Karabıyık, “Örneğin bu yasayı müsabaka periyodlamasına uygulamak ne fiziken, ne de ekonomik açıdan mümkündür. Şöyle ki; bir futbol stadyumunda bir gün içinde yalnızca bir müsabaka yapılırken voleybolda aynı gün aynı salonda yedi-sekiz müsabaka yapılmaktadır ve bu somut durum, seyircinin spor alanına alınması ve tahliye edilmesi süreçlerine büyük bir farklılık getirmektedir” diyerek görüşlerini somut örneklemelerle aktardı.
 
Amatör branşlar bu yükü kaldıramaz…
Yasa taslağı ile kulüplere yeni maddi yükler getirildiğini dile getiren Başkan Erol Ünal Karabıyık şunları söyledi:
“Taslakta Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ve Uluslararası Olimpiyat Komitesince “amatör branş” olarak kabul edilen voleybola spor alanı güvenliğinin sorumluluğu ismen yüklenirken amatör futbola hiçbir zorunluluk getirmeyerek futbol odaklı çözüm bulma mantığı, bu noktada basketbol, voleybol, hentbol branşlarının 2, 3 ve daha alt ligleri ile amatör futbolu da Spor Güvenlik Kurullarına zorunluluklar kapsamına alabilme imkânı vererek kendisiyle bir defa daha çelişmektedir.
Bu çelişkiyi ortadan kaldırmanın en iyi yolunun profesyonel futbol haricindeki branşlarda, şiddet ve düzensizliği önleme görevinin Genel Kolluk Kuvvetleri tarafından sağlanması olduğunu mülahaza ediyorum.”
 
Taslaktaki cezai müeyyidelerin de yüklenilemeyecek kadar ağır olduğunu ve amatör sporların önünde devasa bir başka engel oluşturduğunu anlatan Başkan Karabıyık sözlerini şöyle tamamladı:
“Taslakta (yasalaştığı takdirde), Kanun’un 5. maddesindeki yükümlülüklerini yerine getirmeyen voleybol, basketbol ve hentbol kulüplerine 100 bin Türk Lirası tutarında cezai müeyyide getirilmektedir.
Bu miktar, amatör bir branş olan voleybol için çok yüksektir. Voleybolda kulüplerin futbol kulüpleri gibi her hafta iddaa kuponlarına girip ek gelir elde etme imkânları yok, girseler dahi iddia kuponlarının getirisi futbolun çok altında iken, müeyyidenin Üçüncü Futbol Ligindeki kulüplere 15 bin TL, bu kulüplerin çok altında bütçelerle yaşamaya çalışan voleybol kulüplerine bunun yaklaşık 7 misli (100 bin TL) olarak getirilmesi de Federasyonumuzun ve kulüplerin önüne beklenmedik şekilde çıkan bir diğer engeldir.
Maddenin 3. bendinde de tasarının 6, 7 ve 8. maddelerindeki yükümlülükleri yerine getirmeyen kulüp, kurum ve kuruluşlara 200 bin TL’lik bir müeyyide getirilmekte, 3. Profesyonel Futbol Ligi bu müeyyideden muaf tutulmaktadır.”
 
Voleybol için büyük zorluklar var…
Futbol seyircisi ile voleybol seyircisinin stada giriş çıkısı, bilet satışı arasında farklılıklar bulunduğunu dile getiren Karabıyık, “Futbolda seyirci, müsabakadan belli bir süre önce ev sahibi kulübün kontrolündeki stada alınıp müsabaka biter bitmez de tahliye edilebilir. Aynı uygulamayı voleybolda yapmak; çoğunlukla Federasyon ya da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne ait salonlarda oynanan her maça ayrı bilet basmak, art arda oynanacak maçlar nedeniyle her müsabaka bitiminde içerideki seyirciyi tahliye etmek ve yeniden bilet kesme, yeni bir üst arama ve sair zorluklar nedeniyle ciddi sıkıntılara ve yanı sıra seyirci kaybına da neden olacaktır.
Futbol seyircisi bir günde bir maç için, voleybol seyircisi ise o gün o salonda oynanacak bütün maçlar için bilet alma alışkanlığına sahiptir. Bunu zorunlu değilken değiştirmeye çalışmak, branşı ayakta tutma gayreti içindeki kulüplere ve kulüpleri ayakta tutmaya, branşa ilgi sağlamaya çalışan Federasyona çok büyük engel çıkartmak anlamına gelir.
Benzer şekilde, kulüpler, güvenlik hizmeti sağlama yükümlülüğü nedeniyle ilave mali külfet altına sokulmakla kalmayıp bir de her müsabakadan sonra zaten salona zorlukla getirdikleri seyirciyi tahliye etmek zorunda kalacaklardır” diye konuştu.
Tasarının 4. maddesinde; “Spor alanlarında, sağlık ve güvenlikle ilgili her türlü düzenlemeyi yapmak görevi ev sahibi kulübe aittir.” dendiğini hatırlatan B
aşkan Karabıyık, amatör sporların futboldaki yayın, hasılat, sponsorluk, iddaa vb. gelirlerine sahip olmadığının burada göz ardı edilmiş göründüğünü söyledi.
Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Karabıyık, amatör bir branş olan voleybolda birçok kulübün; şu ana kadar uygulamaya konulan bu güvenlik tedbirleri nedeniyle tutmak zorunda kaldığı güvenlik görevlisine ödeyeceği bedelden daha düşük bütçelerle sezonu tamamlamaya çalıştığının iyi bilindiğini hatırlatarak voleybolda, özellikle 2 ve 3. Lig kulüplerinin böyle bir maliyeti göğüsleme şansının bulunmadığını belirtti ve “Tamamen futbol odaklı hazırlanmış bir kanunun amatör sporları yok olma noktasına getirebileceğini endişeyle gözlemliyoruz” dedi.
 
Bu problem çözülmek zorunda…
Başkan Karabıyık özel güvenlik uygulaması ile ilgili görüşlerini şöyle aktardı:
“Tasarıya göre spor kulüplerine, müsabakaları için İl Güvenlik Kurulunun uygun bulacağı sayıdaki özel güvenlik elemanını müsabakanın yapılacağı yerde bulundurma ve spor alanının iç güvenliğini sağlama yükümlülüğü getirilmiş oluyor. Bunun, pratikte çözülmesi çok güç bir problem olduğunu değerlendiriyorum.”
Devamında; “Genel Kolluk Kuvvetlerinindüzeni sağlama görevinin amatör branşlarda sürdürülmesi, böylelikle kendi geçimini temin etme savaşı veren amatör kulüplerin sırtından özel güvenlik endüstrisinin geçim yükünün kaldırılması hayati önem taşımaktadır.” uyarısında bulunan Karabıyık, konuşmasının Anayasa’nın 59 Maddesine gönderme yaptığı bu bölümünde şu görüşleri savundu:
“Anayasa, 59.Maddesi ile; her yaştaki Türk vatandaşının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirlerin alınması, sporun kitlelere yayılmasının teşvik edilmesi görevini Devlete vermiştir. Devlet bu görevini, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Federasyonlar; Federasyonlar da kulüpler aracılığı ile yaptığına göre, Devletin kendi üstlendiği görevi engelleyici bir tavrı olmamalıdır. Federasyonlar kulüpleri özendirip spor branşlarına çekmeye çabalarken, özel güvenlik görevlisi ve benzeri maddi külfetlerin kulüpler üzerindeki caydırıcı etkisi büyüktür.” 
 
Futbol müsabakalarında görevlendirilen hakem, gözlemci ve temsilcilerin, kendilerine karşı işlenen suçlarda kamu görevlisi sayılmalarını düzenleyen 25. maddeye de değinen Karabıyık; “Başından beri tüm tedbirleri futbola göre alarak hiçbir amatör branşa farklı uygulama getirmeyen Taslak, burada birdenbire futbolu diğerlerinden ayırıvermekte ve temel aldığı “futbol odaklı tedbirlerin tüm branşlarda işe yarayacağı” ilkesine ters düşerek futbol lehine ayrımcılık yapmaktadır. Oysa lehte ayrımcılık yapılacaksa, Devlet adına topluma spor yaptıran amatör spor federasyonları lehine yapılması beklenirdi.” diyerek bir tarafta hiç yayın geliri olmayan en üst voleybol ligiyle 40.250.000 Lira TV yayın geliri olan Bankasya Ligini müeyyide uygulamasında aynılaştıran Taslaktaki bu farklılaştırma çelişkisine işaret etti.

 


Haberi Paylaş

Comments are closed.