Sırbistan’ın başantrenörlüğünü yapan Zoran Terzic, mozzartsport.com’a verdiği röportajda 20 yıllık serüveni ile birlikte hem Olimpiyat beklentilerinden, hem de Boskovic-Egonu rekabeti hakkında samimi açıklamalarda bulundu.
“Biri bana bu takımda 20 sene başantrenörlük yapacağımı söylese muhtemelen ona doktora gitmesini söylerdim çünkü bu kulağa inanılmaz geliyordu. Başladığım zamanı çok iyi hatırlıyorum, dünya sıralamasında 50. veya 70. gibi oldukça düşük bir yerdeydik. O zamanlar tek hedefimiz önemli turnuvalara katılabilmekti. Şimdi bakıyorum da, bu takımın en büyük başarısı bir Dünya şampiyonluğu, Olimpiyat gümüşü ya da üç Avrupa şampiyonluğu değil, en büyük yarışmalarda oynama sürekliliğini elde etmiş olmamız. Madalya kazanmak çok güzel, o anı hayatınız boyunca hatırlarsınız, ancak 15 yıldan fazla bir süredir orada olmak önemli olan şeydir. Bir milli takımın başarısı bana göre böyle anlaşılır.”
“İnsanların yüzde 99’unun Olimpiyat madalyasını en değerli olarak gördüğünü biliyorum. Benim için ise Dünya Kupası ile karşılaştırılamaz. Orada iki kat daha fazla takımla çok daha zor bir rekabet var. Normal bir düzenin var, her şey sana bağlı. Ve olimpiyatlarda bazen sabah 08.00’de oynuyorsun, bazen 23.00’te maça neredeyse toplu taşıma ile gidiyorsun, hiçbir şeyin olmadığı apartmanlarda yaşıyorsun, öğrenci kantininde yemek yiyorsun… Ben hep Dünya şampiyonu olmak istemişimdir, benim ana dileğim buydu ve sonunda üç yıl önce gerçekleşti.”
“2016 Rio’dan sonraki tüm turnuvaları kazandık – iki Avrupa ve bir Dünya şampiyonluğu. Bundan sonra herkes, Olimpiyat altın madalyasını şimdi almanın mantıklı ve doğal olduğunu düşünüyor. Yani, nazikçe söylemek gerekirse, anlamsız bir düşünceye sahipler. Buradaki diğer takımlar da çok güçlü. Bahisçilere bakarsak, sadece dördüncü veya beşinci favori olduğumuzu görüyoruz. Amerika, Çin, İtalya ve ancak bu takımların ardından Brezilya ve Sırbistan. Genel olarak Sırbistan’daki insanlar o madalyayı çoktan aldığımızı ve sırf onu almak için Japonya’ya gittiğimizi düşünüyorlar. Sonra geri dönüyoruz ve Belgrad’daki Avrupa Şampiyonasını oynuyoruz, burada altını da alacağımıza eminler. Favori olmadığınızda bazı yarışmalarda oynamak daha kolaydır. Ancak kızlar o kadar tecrübeli ki, bu hikayeler ve beklentiler Olimpiyatlarda onları etkilemeyecek. Tokyo’da elimizden gelen her şeyi yapacağız, ve bunun ne kadar yeterli olacağını göreceğiz.”
“Tijana ile birlikte, Egonu Dünyadaki en iyi pasör çaprazıdır. Şimdi söyleyeceğim şey yüzünden herkes bana kızabilir, gerekirse Tijana da: Egonu en üst seviyesinde oynadığında Tijana’dan daha iyi bir oyuncu. Her topa vuruyor ve durdurulması zor. Ancak hiçbir zaman Tijana Boskovic gibi bir oyuncu olamayacak çünkü her şeye sahip değil. Fizik, ve mental durumdan bahsetmiyorum, ancak performansı stabil değil ve oyun içinde çok fazla iniş çıkış yaşayabiliyor, bu yüzden hiçbir zaman her müsabakayı en üst seviyede oynayamıyor. Tijana ise çok istikrarlı ve hep belirli bir performansın üstünde oynayabiliyor. Bu yüzden o gerçekten dünyanın en iyisi, çok basit.”
Kaynak: mozzartsport.com
Comments are closed.