Voleybola Vakıfbank altyapısında başlayan ve sonrasında Yeşilyurt, Sarıyer Belediyespor, Fenerbahçe, Beşiktaş gibi takımlarda forma giyen Ceren Kestirengöz Kapucu, şimdi kariyerine Brezilya’da Osasco takımında devam ediyor. Başarılı pasör çaprazı ile Brezilya’ya nasıl transfer olduğunu, oradaki hayatını ve daha fazlasını konuştuk.
Brezilya’ya transferiniz nasıl gerçekleşti? Teklif geldiğinde şaşırdınız mı?
Bir akşam evde otururken menajerim Tunç Afşar böyle bir teklif olduğunu söyledi. İlk duyduğumda çok şaşırdım açıkçası. Yurtdışından teklif var sence neresi diye sorsanız aklıma ilk Brezilya gelmezdi yani öyle söyleyeyim. Güney Amerika, bambaşka bir kıta, Türkiye’den çok uzak, saat farkı, mevsim farklı nerden bakarsanız bakın çok şaşırtıcı bence. Bir o kadar da heyecanlandırıcı çünkü voleybol için ekol ülkelerden biri. Burada oynamanın önemli bir fırsat olduğunu düşünerek, teklifi çok kısa sürede kabul ettim.
İki kere MVP seçildin, ilk maçında MVP seçilince neler hissettin?
İlk maçımı kariyerim boyunca unutmayacağım maçlar listesine ekledim. Brezilya’da El Clasico olarak görülen bir karşılaşmaydı. Uzun zamandır o kadar dolu bir tribün önünde oynamamıştım. Tribünler tıklım tıklımdı. Öyle bir atmosferde dışardan oyuna girip takımıma yardım etmem, maçı 3-1 kazanmamız, MVP ödülü… Hepsi bir arada harika bir başlangıç oldu benim için. Maç sonunda gerçekten çok mutlu ve gururluydum. Çok keyif alarak oynadım. Bu, Türkiye’deki insanlara da yansımış. Tanıyan tanımayan herkes mutluluğumu görebildikleri ile ilgili çok fazla yorum yaptı. Burası benim kariyerimdeki ilk yurtdışı deneyimim ve geriye dönüp baktığımda yurtdışı serüvenimin başlangıç hikayesini bence çok güzel hatırlayacağım.
Brezilya’da çok sevildin harika bir ilgi var sana, takımla ve taraftarlarla iletişimin nasıl?
Bu soruya biraz uzun ve teşekkür dolu bir cevap verebilirim. Öncelikle inanın bu kadarını ben de beklemiyordum. İlk soruda dedim ya aslında çok farklı bir kültüre geldiğimi düşünürken insanların sıcaklığının, samimiyetinin, misafirperverliğinin o kadar bize benzediğini gördüm ki. Onlar sayesinde ilk haftadan itibaren yaşadığım yeri evim olarak benimsedim diyebilirim. Takım arkadaşlarımın hepsi birbirinden tatlı, komik ve samimi. Hepsini çok sevdim. Beni çok güzel bir enerjiyle karşıladılar. İlk günden beri saha içinde ve dışında hep destek oluyorlar. Bu konuda gerçekten çok şanslıyım, hepsi mükemmel insanlar. Teknik ekiptekiler de aynı şekilde, sanki sezon başından beri buradaymışım gibi hissettirdiler. Gerçi antrenörüm Luizomar ile 2009’dan beri tanışıyoruz zaten. Ben yıldız milli takımdayken, Tayland’da Dünya Şampiyonası yarı final maçında Brezilya ile oynamıştık. Yıllar sonra burada bir araya geldik, gerçekten çok iyi bir antrenör ve o da bana adaptasyon sürecimde çok yardımcı oldu. Kulüp içindeki organizasyon da çok güzel. Yönetimsel olarak her şeyle ilgileniyorlar ve desteklerini hissettiriyorlar. İletişim çalışmaları bence çok başarılı aslında taraftarın da bu sayede beni daha çabuk benimsediğini düşünüyorum. Taraftarlar, transferim açıklandıktan sonra mesajlarıyla yanımda olduğunu zaten hissettirmişti. İlk maçımdan itibaren tribünden ve sosyal medyadan gösterdikleri destekten dolayı da çok mutluyum. Voleybola olan ilgileri harika. Onların önünde maç oynamak benim için büyük bir keyif. Kısacası Brezilya’da geçirdiğim bir ayda birbirinden harika insanlarla tanıştım diyebilirim. Bu sayede adaptasyon sürecim de çok hızlı oldu. Hepsine bir kez daha sonsuz teşekkür ediyorum.
Portekizce öğrenmeye başladın mı? İlk öğrendiğin kelime ne oldu?
Portekizce öğrenme konusunda çok hevesliyim. Bence ilk aya göre fena değilim. Fransızca bildiğim için dilin yapısına ve bazı kelimelere aşinayım. Günlük hayatta çok kullandığım iki-üç kelimelik minik cümleler kurabiliyorum. Umarım önümüzdeki süreçte daha da ilerletebilirim. İlk öğrendiğim kelime ‘teşekkür ederim’ oldu. Obrigada.
Brezilya mutfağından en sevdiğiniz yemek ne oldu?
Çok zor soru. Yemek konusunda da diyetisyenim (Gözde Nur Artıkoğlu) hiç zorlanmayacağımı söylemişti ama o konuda da bu kadarını beklemiyordum. Gerçekten çok lezzetli yemekler var. İlk aklıma gelen; Brasilian Barbecue için yaptıkları et ‘Churrasco’. Geldiğim ilk hafta takım kaptanımız Camila Brait’nin evinde yedim ve benim gibi et seven bir insan için ziyafet gibiydi. Onun dışında kahvaltıda ya da ara öğün gibi günün her saatinde yenebilen ‘Pão de queijo’ var. Böyle peynirle hamurdan yapılan toplar gibi düşünebilirsiniz. Ona da bayıldım. Deplasmana gittiğimizde her otelde mutlaka var. Bir de açai diye bir meyve var, onu böyle dondurma gibi bir hale getiriyorlar, burada baya tüketiliyor. Çok fazla yapan yer var, ben geçen hafta tavsiye üzerine bir yerde denedim çok beğendim, onu da listeye ekleyebiliriz. En sevdiğimi sordunuz ama ben seçemedim, hepsini söyledim. Üçte bırakayım yoksa uzayıp gidecek gibi bu liste.
Yurtdışında oynamayı düşünen oyunculara neler tavsiye edersiniz?
İlk ve bence en önemli tavsiyem, yurtdışında oynamak istiyorsanız hiç düşünmeyin, çıkan ilk fırsatı değerlendirin. Çok netim bu konuda. Benim için demek ki doğru zaman buymuş diyorum ama erken yaşta yurtdışı tecrübesi de çok büyük katkı sağlar diye düşünüyorum. Burası benim ilk yurtdışı tecrübem ve daha sadece 1 ay olduğu için bu cevap yeterli diye düşünüyorum. Sezon sonunda, süreçte edineceğim tecrübelerimle daha çok tavsiye verebilirim belki.
Türkiye ve Brezilya Ligi arasında benzerlik ve farklılıklar var mı?
Türkiye dünyanın en iyi oyuncularının oynadığı bir lig, biraz klişe olacak ama şampiyonluğa oynayan takımlarla diğer takımlar arasında her anlamda çok fark var. Brezilya’da daha mücadeleci bir lig olduğunu düşünüyorum. Yani her maçta uzun ralliler olabiliyor ve bu top nasıl çıkar dediğim çok maç izliyorum. Kendi maçlarımızda da bunu yaşadım. O anlamda mücadele seviyesi yüksek bir lig diyebilirim.
Comments are closed.