Amerika’daki gururumuz: Tilbe Yağlıoğlu

1996 doğumlu ve bir dönem ülkemizde Sarıyer Belediyespor’da misafir oyuncu olarak forma giyen Tilbe Yağlıoğlu, Amerika’da NCAA Division I takımlarından Robert Morris Üniversitesi’nde yardımcı antrenör olarak göreve başladı.

1980-1986 yıllarında Eczacıbaşı’nda forma giyen eski milli voleybolcu Yurdagül Yağlıoğlu ve kendini 40 yıldır voleybola adamış Süha Yağlıoğlu’nın kızı olarak dünyaya gelen Tilbe Yağlıoğlu, voleybola başlama hikayesinden şöyle bahsediyor, “Voleybol salonunda büyümeme rağmen, voleybola 14 yaşında başladım. Yoğun antrenmanlar sayesinde arayı çabuk kapatabildim. Erkek ve kız voleybol takımlarıyla antrenmana çıktım. Almanya’da genç lig takımlarında oynadım. 2014 senesinde liseyi bitirdikten sonra Sarıyer Belediyespor’da misafir oyuncu olarak forma giydim. 2015 senesinde Amerika’dan tam burs alarak Eastern Washington Üniversitesi’ne pasör olarak gittim. Bir sene sonra James Madison Üniversitesi’ne transfer oldum. Oynadığım her iki üniversite, NCAA D1’de yer alıyor yani birinci ligde. 2016 ve 2017 sezonu CAA Konferans şampiyonu olduk. 2020 senesinde iletişim bölümünü bitirip Boston’da bir dönem staj yaptım. Korona dönemine denk geldiği için üniversiteye geri döndüm, mezun asistan olarak işe başladım. Hem erkek hem kız takımının asistanı oldum ve aynı zamanda yüksek lisansa başladım. Aralık ayında Coaches Convention’den, Coaches4Coaches bursu kazandım. Burs kazananlar arasında özel bir ek bursa seçildim. Sue Enquist Bursu; Amerika Birleşik Devletleri’nin Tokyo 2020’de şampiyon olması adına verilen ilk burstu.”

Şubat ayında Robert Morris Üniversitesi ile anlaşan ve Mart ayında göreve başladığını söyleyen Tilbe Yağlıoğlu, “Division 1’e geri dönmek çok güzel. Takım yetenekli, genç ve istikrarlı kızlarla dolu. Onların başarılarına katkıda bulunabilecek olmak beni çok heyecanlandırıyor. Amerika Division 1’de şampiyonluğa oynayan bir takıma koçluk yapmak ve şampiyon olmak şu anki kariyer hedeflerim de en başta geliyor. O seviyeye ulaşabilmek için bir hayli çalışmak ve sabırla gelişmek önemli. Ben de elimden gelenin en iyisini yapmaya hazırım.” dedi.

Voleybolu sevme nedenim babamın spora yaklaşımıdır

Kendisine örnek aldığı voleybol antrenörlerinden bahseden Tilbe Yağlıoğlu, ” Listenin en başında açık ara babam var. Sabırlı ve sağduyulu bir antrenör. Oyuncu yetiştirmede olsun, voleybola yaratıcı bir bakış açısıyla yaklaşma da olsun, benim için her zaman fark yaratmıştır. Voleybolu zaten bu kadar sevme nedenim de herhâlde babamın spora yaklaşımıdır. Almanya 1.Ligi Bundesliga takımlarından VC Neuwied 77’de baş antrenör olan abimde de aynı heyecanı ve yaratıcılığı görüyorum. Ondan da voleybolu dinlemek, fikir danışmak heyecan verici oluyor. Amerika’da ise bütün kadın baş antrenörlerine hayranlık duyuyorum. Maalesef Avrupa ülkelerinde kadın baş antrenörler çok temsil edilmiyor ama bu konuda da Avrupa’nın Amerika’ya yetişmesini ümit ediyorum. Genç kızların, kadın antrenörlerle çalışmaya ve onları örnek almaya ihtiyaçları var.” dedi.

Tilbe Yağlıoğlu hakkında çalıştığı bazı antrenörler bunları söyledi:

James Madison Baş Antrenörü Lauren Steinbrecher: “Tilbe saf altındır ve bu sektörde parlak bir geleceğe sahiptir. Karakteri, tutkusu, iş ahlakı ve öğrenci-sporcularla olan ilişkisi anında bir etki yaratacaktır. Coloniallerin ilerlemedeki başarısını takip etmekten heyecan duyuyorum.”

Eastern Mennonite Baş Antrenörü Casey Steinbrecher: “Tilbe ile inanılmaz gurur duyuyoruz. Son iki yılda programımızın büyümesinde önemli bir rol oynadı. Buradaki oyuncular ve personel kesinlikle onu özleyecek. Ancak koç olarak büyümeye devam etmesini ve daha birçok öğrenci-sporcuyu olumlu yönde etkilemesini izlemekten kesinlikle heyecan duyuyoruz.”

Eastern Mennonite Direktör Yardımcısı Carrie Bert: “Tilbe’yi düşünürken akla birkaç kelime geliyor: olgun, otantik, algısal, fena halde akıllı, ilişkisel, meraklı, kendinden emin ve eğlenceli. Bir insan genellikle bu özelliklere aynı anda sahip olamıyor. Robert Morris ve Koç Doherty bir mücevher buldu. Tilbe bu programa muazzam bir değer katacak.”

 

Haberi Paylaş

Comments are closed.