Vakıfbank dersini almış

Üç gün önce her iki takımın da kötü oynadığı bir maçta daha kısır bir oyun sergileyen Vakıfbank, final serisinde 1-0 geriye düşmüştü. Bugün izlediğimiz son şampiyon, o maçtan çıkarılabilecek tüm dersleri çok iyi çalıştığını gösterdi sevgili voleybol severler.

İki vites yukarıdaydı

Cansu Özbay takımını bir maestro gibi yönetirken bu kez orta oyuncularını unutmadığını gösterdi izleyenlere. Köşe topları biraz daha adresi belli şekilde kullandıysa da milli pasörün pas dağılımını çok iyi bir şekilde gerçekleştirdiğini belirtebiliriz. Son maçlarda çok düşük bir oyun ortaya koyan Gabriela Guimares de bu maçta kendi standardını bulmuştu. %43 ile top öldüren (14 sayı) Brezilyalı smaçör, manşette hiç olmaması gereken hatalara imza attıysa da karşıdan gelen servislere karşı genelde olumlu bir grafik sergiledi.

Geçen maçta rakibin yağmur gibi gelen etkili servisleri karşısında bunalan Michelle Bartsch-Hackley ise bu kez daha rahattı. Zira Giovanni Guidetti, Guimares’i ABD’li smaçörün yardımına çok iyi kanalize etmişti. Aynı şekilde zaman zaman da ABD’li smaçörü basit bir pozisyon feyki uygulamak suretiyle Guimares’in yardımına gönderdi. Hackley’nin kağıt üzerindeki rakamları göz alıcı olmasa da çıplak gözle izlediğinizde adeta canlı bir voleybol dersine tanık oluyorsunuz. Bir deneyim abidesi olan ABD’li oyuncu, özellikle arkada yapılması gereken ne varsa kusursuz bir şekilde yerine getiriyor.

Özellikle 3.sette alev alan Isabelle Haak ise pozitif oyunu ile takım oyununda çok daha etkili görüneceğini ispatladı. 27 sayı üreten İsveçli yıldız, yalnızca fileye bariz değdiği anda Guidetti’ye itiraz hakkını boşu boşuna kullandırmak suretiyle takımı adına olumsuz bir işe imza attı.

Vakıfbank’ın ilk maçtaki tüm hatalarından ders çıkarıp bu maç özelinde yapması gerekeni sahaya koyduğu söyleyebiliriz. Bunun tek istisnası ise geri alan hücumlarında çapraza ölümcül toplar yönlendiren Arina Fedorovtseva’ya blok çıkan oyuncuların Guidetti’nin tüm ısrarlarına rağmen çaprazı kapamamasıydı.

Orta yoksa sıradanlaşma kaçınılmaz

Haftalardır söylediğimiz, Vakıfbank’ın orta oyuncularını devreye aldığı oranda büyüdüğü gerçeği, bu maçta da karşımıza çıktı. Özbay’ın gerek Kübra Akman, gerekse Zehra Güneş’i her uygun topta devreye alması, Vakıfbank’ın rakibine karşı en önemli üstünlüğü olarak göze çarptı. Güneş’in %80 ile top öldürüp toplamda 13 sayıya (8H, 4B, 1S) imza atması, maçın performansı olarak nitelendirilebilir. Ancak geçen maçta da olumlu bir oyun ortaya koyan Kübra Akman’ın 4.setin en kritik anlarında yaptığı bloklar –setin tamamında 4 blok sayısı- ve hızlı olmayan kolu ile öldürdüğü hızlı paslar, Akman’ı daha çok öne çıkaran faktörlerdendi. Gerek Melissa Vargas, gerekse Arina Fedorovtseva’yı bazen durdurup bazen de yavaşlatan sarı siyahlılarda bunu sağlayan en önemli faktör, Akman’dı serinin ikinci maçında.

Fenerbahçe Opet de yükseldi ama…

Üç gün önceki Vakıfbank yoktu karşısında. Beklenenin üzerinde bir performans gösteren Meliha İsmailoğlu ve Mina Popovic, geçen maça yakın bir oyun ortaya koyan Vargas ve Eda Erdem’in yanı sıra kritik yerlerde hayal kırıklığı yaşatan Fedorovtseva dahi geçen maçın üzerindeydi serinin ikinci maçında. Ancak ilk maçtaki kaosu lehine çeviren sarı kanaryaların kendi çizgisinde oynayan Vakıfbank’ı durdurmak için kullandığı servisler, ilk maçtakinden çok gerideydi.

Rakibini sürekliliği olan servislerle bunaltamayan Fenerbahçe Opet, İsmailoğlu ve Fedorovtseva’yı kapamaya çalışan Gizem Örge’nin aşırı zorlanmasıyla kendi ritmini bulamadı. Buna Naz Akyol’un orta oyuncularını yeterince kullanmaması, kullandığında da gerekli pas seviyesini tutturamaması eklenince, konuk takım bir kez daha Vargas’ın ellerine fazlaca bakmaya başladı. Ancak Vargas, 2.set haricinde takımı taşımak bir yere dursun, sarı siyahlı kolları istediği oranda aşamadı. Zoran Terzic ise pas korelasyonunun bozulduğu 1. ve 4.setlerde Akyol’u kenara çekip Buse Ünal’ı sahaya sürdü. Aslen Ünal’ın görevini yerine getirdiğini, 5 sayı geri düşen Fenerbahçe Opet’in skor üstünlüğünü ele geçirdiğini dahi gözlemledi maçı izleyenler. Maçın genelinde en skorer 3.oyuncu olan Rus smaçör ise kazanılan 2.set haricinde geçen maçtan bile kötüydü. Böyle olunca da İsmailoğlu’nun kendini aşan performansı belirleyici bir hal alamadı.

Fenerbahçe Opet adına düşünülmesi gereken en önemli hususlardan biri ise setlerde durum eşit iken 3.setteki “defanstan hücuma çıkan topların sayıya dönüşme” yüzdesinin neden 0 olduğudur. Rakibin 9 sayı üretti bir alanda 0 çekmek, tahmin edileceği üzere seti kazanmaya pek de yardımcı olmuyor.

Gelişme hızlı gerçekleşti

İkinci sette tüm oyuncular adeta dökülürken seti %100 ile hücum ederek takımın tek istisnası olan Zehra Güneş’in, karşıdan gelen bazı topları yapmaması gereken şekilde ilk topta karşıya göndermeye çalıştığını, bundan dolayı bazen basit hatalarla rakibe sayı hediye ettiğini, bazen de rakibin o topu alıp yeni bir hücum kurma şansı bulduğunu söylemiştik. Bu maçta da buna benzer toplarla buluşan Güneş, bu kez topu karşıya göndermek yerine pasörüne yükseltip takımının hücumunu başlatan isim oldu. Birkaç kez yaşanan benzer pozisyonlarda Güneş’in sürekli doğru uygulamayı yapması, milli orta oyuncunun kısa zamanda önemli bir gelişme kaydettiğini gösterdi.

Kim koydu o fanı?

4.sette 5 sayı geriden gelen Fenerbahçe Opet skoru eşitlemiş, müthiş bir ralli oynanıyor. Sarı lacivertlilerin hücumunda Vakıfbank defansından seken top saha dışına uçtu. Son hızla koşup topa yetişen libero Ayça Aykaç, takımının 3.topu olumlu kullanma zamanı yakalaması adına topu olabildiğince yukarıya yönlendirdi. Vakıfbank taraftarı coşup sayıya dönüşecek bir hücum beklerken top havalandırma borusunun alt tarafına sarkan bir fana çarptı ve sayı sarı lacivertlilere gitti. Doğal olarak sarı siyahlı taraftarlar da başlıktaki soruyu sordu.

İtiraz hakkını yerinde kullanmak önemli

4.sette skor 15:14 iken Gabriela Guimares’in hücumunda top dışarı gidince baş hakem Nurper Özbar, sayıyı Fenerbahçe Opet’e verdi. O ana dek 2 itiraz hakkını da kullanarak haksız çıkan Giovanni Guidetti, yardımcı hakem Metin Korkut’un yanına giderek topun bloktan dışarı gittiğini ve bu pozisyona itiraz etmek istediğini belirttiyse de hakkı kalmadığından sayıyı kazanamadı. İtalyan çalıştırıcı için bu durum bir ders olmuş mudur bilinmez. Ancak Özbar’ın böylesine kritik bir anda, -çok yakın geçmişte Erdal Akıncı’nın yaptığı gibi- “kendi inisiyatifiyle” GDS’ye gitmemesi de gözlerden kaçmadı.

Voleybol dolu günler dileğiyle,

Kayhan Kösem

kkayhan@hotmail.com

Haberi Paylaş

Comments are closed.