Bu dönem son..’’Şiddet içermeyen bir Şiddet ile reddediyorum’’
“VOLEYBOLUN SESİ” sitesinde TVF Sn. Başkanımız Ü. EROL KARABIYIK’ın bir röportaj yayınladı. Bu röportaj içinde ilgimi çeken ve beni 10 yıl öncesine götürüp bir kez daha üzen kısmı aynen şöyle; Önce aktaralım; Başlık; “Bu dönem son’’
“Başkanlığa adaylığımı koymayı düşünmüyorum”
Soru-Yani önümüzdeki dönem başkanlığa adaylığınızı koymayacak mısınız?
Yanıt-Bugün itibari ile önümüzdeki dönemde aday olmayı düşünmüyorum.
İşte bunu “Şiddet içermeyen bir şiddetle reddediyorum.”
On yıl önce de Sn. Ahmet Gülüm “GÜL” bırakıp giderken, Türkiye’de bir tek ben itiraz etmiş ve aynen “Kime sordunuz, Kimden izin aldınız?” diye yazmıştım.
Sn. Gülüm, ekibi ve voleybol ailesince bu yazım nedeniyle çok eleştirildim. Onlara aynen, “Bugün sizlere kızmayacağım, ancak 2 yıl sonra “haklıymışsın” derseniz o zaman çok üzüleceğim” dedim.
O zaman çabuk geldi ve “….haklıymışsın, bir dönem daha kalmalıydık” dediler. Ve ben çok
üzüldüm.
Şimdi Sn. Başkanımız da,
“BU DÖNEM SON”
“Bugün itibari ile önümüzdeki dönemde aday olmayı düşünmüyorum” diyerek, ardından da gerekçelerini sıralıyor.
Ve,
Ben Aritun Hançer, diyorum ki; “Şiddet içermeyen bir şiddetle reddediyorum.’’
Benim de kendime göre bir çok İtiraz gerekçem var, ancak önemli olan bu gerekçeler değil. Ben voleybol ailesinde iyi bir bellek, sağlıklı bir düşünce diyalektiği içinde olaylara bilimsel açıdan doğru/yanlış olarak, sübjektif değil objektif, voleybol ailesinin geleceği
açısından, hiçbir çıkar beklemeden bakmak istiyorum.
Başkanlık seçimleri öncesi adaylar voleybol ailesine, programlarını, kadrolarını taahhütlerini
açıklar ve onlardan “Oy = Onay” alırlar. Ancak her nedense giderken veya ayrılırken böyle bir “Onay alma” gereğini duymazlar. “GÜL “ bırakanlar, veya gülücüklerle Genel kurulda bir faaliyet raporu sunarak işin içinden çıkarlar. Acaba voleybol ailesi bunu onaylıyor mu? Sivil toplum kuruluşları, “İzin veriyor mu ?”, hiç belli değil. Her nedense dört yıl idare ettikleri, çalıştırdıkları, beraber oldukları bu aileden gelirken “Onay” aldıklarını unuturlar, giderken ise böyle hiçbir şey düşünmezler. Halbuki giderken de aynı toplantıları yapıp “Onay” almaları gerekmez mi? Aday olarak göreve talip olmak da Genel Kuruldan bir nevi Onay almak gibidir.
Sn. Başkanım, şimdi siz voleybol ailesinde yarattığınız düşünceleri, hayalleri, arzuları ve rüyaları, yarattığınız geniş ufukları yarıda bırakıp “Bu dönem son“ diyerek gideceksiniz öyle m? İşte bunu “Şiddet içermeyen bir şiddetle reddediyorum.”
Açmış olduğunuz okulun ilk mezunlarına ilk diplomalarını vermeden mi gideceksiniz? Veya bu törenin geldiği günde bir davetiye gelir mi, beni hatırlarlar diye mi bekleyeceksiniz?
Yoksa oraya bir sığıntı gibi gelip kenardan veya köşeden boynu bükük hayallerinizi mi seyredeceksiniz? Hangi yürek buna dayanır? Hangi yürek bunu kabul eder ki ?
Burhan Felek’i bitirip, açıp teslim edeceksiniz. Peki buranın geleceği için kurulan veya yarattığınız hayalleri hiç düşündünüz mü? Modern bir kütüphane bölümü, son teknoloji ile donatılmış, en eski TV maçları ( siyah-beyaz), oturup her kişi, kuruluş geçmişi seyretme ve o günleri yaşama mutluluğunu ellerinden mi alacaksınız? Mesela ben 1980’lerden Eczacıbaşı -Filamet maçını oturup seyredemeyeceğim mi? Veya Ankara’da (1980) Erkekler Avrupa Şampiyonası finallerinde kendimi, gençliğimi görmeyecek miyim? Hele bunlar çocuklarımla yapma mutluluğumu alıp beraberinizde mi götüreceksiniz? Herkesin böyle maçları, anıları var. Onlardan bunu nasıl esirgersiniz? Siz bu kadar Gaddar mısınız? Bunlar çok ağır yükler, taşıyıp götüremezsiniz. Altında ezilebilirsiniz.
Rahmetlilerin arşiv köşesi, resimleri, madalyaları, kupaları evlerde iki nesil sonra belki yok olup gidecek ama burada yaşayabilir. Burhan Felek’in eski hali veda tören resimleri o kütüphanenin bir arşivinde bulunmayacak mı? Geçmişini bilmeyen-bulamayan nesilleri, tarih yaratmadan gitmek, insanlık suçudur. Bu suç size hiç yakışmaz.
Yayınlanmış her türde kitap, dergi, gazeteler ve diğerlerinin bir odası olmayacak mı?
Voleybol ailesinin hep bir çatı altında, bir mekanda toplanma, buluşma vs. arzularına cevap vermeden, dışarılarda, otel salonlarında yapılan yemekli vs. toplantıların bir mekanda
toplamadan mı, yaratmadan, sunmadan, “Bu dönem son’’ “Bugün itibari ile önümüzdeki dönemde aday olmayı düşünmüyorum.” diyerek gideceksiniz.
Sayın Başkanım, siz bu izni kimden aldınız?
Lütfen isimlerini tek tek açıklayınız. Biz de onlarla konuşalım. Son teknoloji ile Türk ve Dünya voleybolunu anında bulacağımız WEB siteleri ve bilgileri ile bir köşemizi de, faaliyete geçirmeden mi gideceksiniz? Şapkanızı alıp gidecek misiniz?
Anlatılmakla bitmeyecek yarattığınız hayaller, ufuklar vs. eğer tamamlanmaz ise bu siz/bizi
çok üzer.
Burhan Felek atletizim pistinin üstündeki alana İstanbul için bir İlk Öğretim Okulu yapmadan ve açmadan mı gideceksiniz? Bilimsel Sporun “Antrenman Dizgesinin” ufak bir örneğinin yaratmadan/kurmadan mı gidiyorsunuz?
Her ortamda yirmi dört saat yayını yapan, Televizyonu’nu kurmadan ve bizlerin voleybolun bir TV kanalında yayınlanması için kapı kapı dolaşıp, yalvarmasını mı seyredeceksiniz?
Ve daha saymakla bitmeyecek yaratılan yeni ufuklar hepsi yetim mi kalacak?
Eğer bunlar yaratacak/yapacak gerçek bir adayınız insan yoksa, bilin ki iki elim hep yakanızda olacak. İsterseniz dava açın, isterseniz ceza kuruluna sevk edin. Artık her şey kayıt altındadır. İnkar etmem. Hiç üzülmem ve hiç kızmam. Size olan sevgimden saygımdan hiçbir şey eksilmez.
Ancak şunu iyi bilin ki,”GÜL” bırakıp gidenlerin yaptığı gibi Siz de “BIYIK” bırakıp giderseniz ve tarihi süreçte tekrar bir yerde karşılaştığımızda siz geriye bakarak “ Haklıymış Hançer’ciğim” derseniz, işte o zaman bilin ki ikimizde “ölmüşüz”.
En derin saygılarımla,
ARİTUN HANÇER
Comments are closed.