Aldırma Cimbom aldırma

Galatasaray, müthiş bir tempoda başladığı maçın sonunu getiremedi ve Trentino Itas’a yenilerek 2019 CEV Kupasını ikincilikle tamamladı. Sarı kırmızılıları tebrik ediyor, sonunda buruk bir tat bırakan muhteşem voleybol gecesi ve sonrası ile ilgili gözlemlerimizi paylaşıyoruz sevgili voleybol severler.

Taraftar…

Galatasaraylı taraftarların maç öncesi düzenledikleri stadyum şovlarının dünyaca meşhur olduğu hepinizin malumu. Dün akşam oynanan final ikinci maçında uygulanan koreografinin ise Türk voleybol tarihinin gelmiş geçmiş en muhteşem gösteri olduğu tartışmasız bir gerçek. Maç öncesi sarı kırmızılı taraftarların uygulanması oldukça zor olan salon ortamında böylesi bir gösteriye imza atması, takımlarının şampiyonluğu için İstanbul’un yolunu tutan yaklaşık 100 İtalyan taraftarı bile hayretler içerisinde bıraktı. 1987’den beri voleybolun içerisinde yer alan bir insan olarak böylesi bir şovu hatırlamadığımı belirtmek isterim. Eğer şimdiye dek izlemediyseniz, videosunu bir yerlerden bulup mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.

Yaklaşık 5000 taraftarın takımına dört set boyunca verdiği destek, insanı kıskançlıktan çatlatacak cinstendi. Ancak şampiyonluğun kaybedilmesi sonrası yaşanan sessizlik, böylesi bir geceye yakışmadı doğrusu. Hele final seti öncesi birçok taraftarın salonu terk etmesi, kalanların da ödül törenini beklemeden Burhan Felek’ten ayrılmaları, zorluklar içerisinde bu noktaya kadar gelen takımın emekçilerine saygısızlık oldu. Evet maç hafta içi geç denebilecek bir saatte başladı ve ?ödül töreni de dahil edildiğinde- oldukça geç denebilecek bir saatte bitti. Ancak tarihinde ilk kez böylesi bir başarıya imza atmış bir takımı gerekirse sabaha kadar beklemeliydi vefakar Galatasaray taraftarı.

Bu organizasyon son derece başarılı bir şekilde noktalandı. Şimdi ise play-off başlıyor ve sarı kırmızılı takım, oldukça zorlu bir turnuva sürecinde lig şampiyonluğunu kovalayacak. Sarı kırmızılı taraftarlara buradan çağrımız, takımınız finale gelmeden de desteğinizi sürdürün. Zira kulüp takımlarına göre daha yüksek bütçelerle kurulan müessese takımlarına karşı takımınızın en büyük avantajı sizin desteğiniz.

Yönetim…

Oldukça zorlu geçen bir genel kurul sonrası kulübün gerek başkanı, gerekse yöneticilerinin maça gelerek takıma destek olması çok güzeldi. Umarız Galatasaray Spor Kulübü yönetim kurulu (ve elbette diğer büyük kulüp yönetim kurulları) voleybolda başarının diğer takım sporlarına göre daha kolay gelebileceğini anlamıştır. Umarız bu takımın daha fazlasını hak ettiğini görmüşlerdir. Umarız kendilerine bu gururu yaşatan voleybol emekçilerine daha fazla yatırım yapılması gerektiğini özümsemiştir.

Teknik ekip…

Deneyimli baş antrenör Nedim Özbey, maç sonrasında bir yandan böylesi bir başarının gururunu, bir yandan da kapının önüne kadar gelen şampiyonluk fırsatının çok basit detaylar yüzünden kaçtığının farkında bir teknik adam olmanın üzüntüsünü yaşıyordu. Özbey’in en yakınındaki iki yardımcısı Umut Çakır ve Hüseyin Gültekin, sezon başından beri hem takımı bir adım ileri taşımak, hem de deneyimli hocanın sahanın tamamını izleyen radarı olmak adına görünmez kahraman olmanın buruk sevincini hissediyordu. Öyle ki, bu iki teknik adam ödül töreninde takımın yanı başında dahi yer almadı. Başta Özbey olmak üzere, Galatasaray’ın saha içinde ve dışında görev yapan tüm teknik ekibi, böylesi bir başarının mimarı olarak her türlü övgüyü hak ediyor.

Ve oyuncular…

Maçın başında kendi kendime karar aldım. Sonuç ne olursa olsun, sadece bu başarıyı ve onun yaşattığı duyguyu yazacaktım. Bu nedenle teknik-taktik anlamda not dahi almadım. Zira sezon boyunca sahada ter döken kahramanlar, böylesi bir gecede sadece alkışlanabilirdi.

Neredeyse yeni kurulmuş bir kadro. Bazı oyuncular sonradan takıma dahil edilmiş. Ve zor şartlar altında takım olabilmeyi başarmış bir grup fedakar. Tecrübelisinden gencine sahada varını yoğunu ortaya koyan, taşıdığı formanın ne denli ağır olduğunun bilincindeki oyuncular. Her yeni turda, “Artık bu turda elenirler” denilen, ama kendisinden çok daha etkili oyunculara sahip olduğu düşünülen kadroları takım oyunuyla deviren oyuncular. Dile kolay, Kulüpler Dünya Şampiyonluğunu 5, Şampiyonlar Ligini 3, Dünyanın zor ligi olan İtalya Ligini 4, İtalya Kupasını 3 kez kazanmış bir takıma karşı oynuyorsunuz. Bu sezon Şampiyonlar Ligini süpüren Sir Colussi Perugia’nın 1 puan ardında normal sezonu ikinci sırada tamamlayan bir rakip. CEV Kupasında finale namağlup gelmiş. Liginde set alamadığı maç yok. Ve böylesi bir rakibe karşı çok zor şartlar altında (48 saatte hem Türkiye Kupası finali, hem de İtalya’nın en ücra köşelerinden Bolzano’da oynanan Trentino maçı) oynadığınız ilk maçı 3-0 kaybetmenin getirdiği moral bozukluğu. Buna rağmen ayağa kalktı bu oyuncular. Rakibine sezonun ilk 3-0’lık mağlubiyetini yaşatmaya çok yaklaştı. Ama olmadı. Varsın olmasın. Herkes duysun bilsin ki, böylesi bir performansın ardından her türlü övgüyü hak ediyor bu oyuncular.

Voleybol dolu günler dileğiyle,

Kayhan Kösem

kkayhan@hotmail.com


Haberi Paylaş

Comments are closed.