Kulüpler sezonuna verilen uzunca aranın ardından Milli takımlar döneminin sonuna geldik. Hazırlık maç ve turnuvalarının ardından ülkemizde resmi maçlar, Balkan Kupası denilen garabetle başladı sevgili voleybol severler.
BVA denilen ucube
Kısa adı BVA olan kuruluş, dilimizde Balkan Voleybol Birliği (Balkan Volleyball Association) anlamına geliyor. Resmi internet sitesinde 11 üyesi olduğunu görüyorsunuz. Balkanlar denilen bölgede ise değişik coğrafi kaynaklara göre 8-12 ülke mevcut. Peki hiçbir anlamı olmayan bu kupaya kaç takım katılıyor? Erkeklerde 4, kadınlarda ise sadece 3! Bu turnuva yapılsa ne olur, yapılmasa ne kaybedilir?
BVA denilen ucube birlik, sadece yaptığı bu uyduruk organizasyonla değil, diğer unsurlarıyla da tam bir garabet örneği olduğunu gösteriyor. Uzun bir zaman boyunca Halkbank’ın sponsorluğunda ayakta kalan BVA, kendine ait bir bürosu dahi olmayıp Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) bünyesinde yer alan sığıntı bir organizasyon adeta.
Kendine ait bağımsız bir elektronik posta adresi (bva@tvf.org.tr) dahi olmayan birliğin resmi internet sitesinde turnuvaya ait bir haber bölümü var. Ancak yazının yazıldığı an (15.09.2019/11.08) itibariyle günün ikinci maçıyla ilgili hiçbir bilgi yok.
Muhtemel bütçe sıkıntısı nedeniyle 3 gün sürecek ve sadece 3 maç oynanacak organizasyona bağımsız hakem atayamamış! Türk Hava Yolları (THY) ile CS Dinamo Bucuresti (Bükreş) arasında oynanan dünkü maçta baş hakem Türk, yardımcısı ise turnuvaya katılan üçüncü takımla beraber ülkemize geldiği muhtemel bir Sırp vatandaşıydı. Tam bir tarafsızlık hakimdi yani!
Bu turnuvanın tek önemli görülebilecek yanı ise kazanan takımın CEV Challenge Kupasına 2.turdan katılacak olmasıydı. Avrupa’da voleybolu bitiren CEV adlı ticari kuruluşun böyle bir garabete onay vermesi ise kendisinden beklenecek düzeyde bir hadise. Böyle ucube bir organizasyonla voleybolu ayağa düşüreceğine, katılan 3 takımı da kupaya ilk turdan dahil etse bu garabet yaşanmaz, Avrupa’da bitme seviyesinde olan voleybol da ilave bir yara daha almazdı.
THY iyi sinyaller vermedi
Dinamo Bükreş Sultanlar Ligi’nde yer alsa, büyük ihtimalle ligden düşecek ilk takım olur. 1-2 oyuncusu haricinde adeta bir genç takımı andırıyor. O derece zayıf anlayacağınız. Buna rağmen temsilcimizin ikinci sette adeta dökülmesi, ülkemizin bayrak taşıyıcı havayolunun yeni sezona hiç de hazır olmadığını gösteriyor. Anne Buijs’in Milli takım ile Japonya’da olması elbette bir handikap. Ancak böylesi bir rakibe karşı böyle tecrübeli bir kadronun çok daha fazlasını yapması için hiç bir mazeret olmamalı.
Geçen sezonun sonlarına doğru yaşanan orta oyuncu problemi, köşe oyuncuların genel istikrarsızlığı ve yeni oluşturulmuş bir kadro yapısı, THY’nin her kritik durumda “tehlike anında camı kırınız” misali Aneta Havlickova’yı bir nevi can simidi yapmasına neden olmuştu. Çek oyuncunun çok üst düzey performansı THY’yi taşımış ve ligi iyi bir yerde tamamlamasını sağlamıştı. Ancak Havlickova’nın dünkü görüntüsü, aynı durumun bu sezon gerçekleşmeyeceğinin habercisi gibi.
THY teknik ekibinin mevcut çalışma/çalıştırma düzeninin yanı sıra takıma yapabilecekleri en büyük katkı, lig başlayana dek her gün, oyunculara bu maçın ikinci setini izlettirmek olmalı. Zira o sette yapılan yerleşim hataları, takım taktiğinin istenilen düzeyde uygulanamaması ve tercih yanlışları, THY’nin bir üst seviyeye çıkmasına engel olacak türdendi.
Taraftar organizasyonu geliştirilebilir
Geçen sezon salona gelmeyen THY taraftarı, böylesi bir günde beklenmedik seviyede destekledi takımını. Burhan Felek’te birçok takımdan fazla sayıda seyirci toplayan Türkiye’nin dev kuruluşu, bu organizasyonu daha da geliştirebilir. Müessese takımlarının kulüp takımlarına göre daha centilmen bir taraftar kitlesine sahip olduğu uzun zamandır bilinen bir gerçek. Bu nedenle gerek THY, gerekse diğer müessese takımlarının taraftar sayısını arttırması, voleybolumuzu daha da renkli bir hale getirecektir.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.