Bu konuya geçen sezon da değinmiştim sevgili voleybol severler. Daha önceki yazılarımda, salonlarda yapılan anonsların ne denli hatalı olduğunu, voleybolumuza yakışmadığını söylemiştim defalarca. Buna rağmen hiçbir gelişme olmadığını görmek, beni hem üzüyor, hem de kızdırıyor. MHK bu konuya el atsın lütfen. İçinizden; “Önce hakemlerin maç yönetimlerini düzeltsin, hakemlerin doğru dürüst maç yönetmesini sağlasın” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Bunu da defalarca işledik sevgili dostlar ama çözüm yok maalesef. Hakemlerin çapı, kapasitesi bu! MHK’nın alttan gelen genç hakemlere şans vermek gibi bir adeti de olmadığından bu konunun çözümünü unutun artık. Hakemlerin yönetme kapasitesine yapacak bir şey yok ama anonsları geliştirilebilir en azından. Sezon boyunca aşağıda örnekleri yazılı anonsları düzeltmek kolay olsa gerek.
– Galatasaray Yurtiçi Kargo Spor Kulübü
– Fenerbahçe Grundig (Universal) Spor Kulübü
– Beşiktaş Spor Kulübü
– Yabancı oyuncuların isimlerinin yanlış okunması
gibi örnekleri arttırabiliriz ama gereği yok. Bunları düzeltse yeter anons yapan hakemlerimiz. Lütfen aylık toplantılarda sorun bu yaptığımız hataların doğrusu nedir diye. Eğer hakem hocaları öğretemiyorsa, bir zahmet kulüp yöneticilerine sorun doğrusu nasıl diye. Yabancı oyuncular sürekli değişiyorlar. Eskileri gidiyor, yenileri geliyor her sezon. Farklı ülkelerden gelen farklı oyuncuların kendi dillerinde okunuşları farklı olabiliyor. İşte bu yüzden o oyunculara ve temsil ettikleri takımlarına saygı adına öğrenin anons yapacağınız isimlerini. Hiçbir şekilde çözemiyorsanız kendilerine sorun, emin olun sizleri terslemeyeceklerdir.
Maliye Milli Piyango ilginç bir takım
Sahaya bakıyorsunuz. Garip bir kadro. Çek pasör Ondrej Boula, geçen yıl da takımda olan Makedon pasör çaprazı Nikola Gjorgiev, 39’luk tecrübe abidesi Gökhan Öner baş smaçör pozisyonunda, çaprazında ise Murat Aslan. Hani bir zamanlar geleceğin smaçörü dedikleri, ancak manşet sıkıntısı yüzünden orta seviye takımlara demir atan yetenek. Ortada ise ligin en kıdemlilerinden Barış Hamaz ve tüm çalışma azmine rağmen kritik eşiği geçemeyen Şevki Pehlivanoğlu. Libero harici yaş ortalaması 31. Yaşlı bir takım yani. Rotasyon uygulanmadığı takdirde uzayan setlerde dezavantaja sahip olacağı düşünülebilir. Ancak kazın ayağı öyle değil. Hem tecrübeli, hem de dirençli bu Ankara takımı. Üstelik fizik kapasite olarak üst düzey bir ekip de değil.
Peki neden kaybetti?
Maçın ilk setini seyredenler, İBB’nin set almasının zor olduğunu düşünmeye başlamıştı. Zira etkili servislerle Maliye’nin oyununu bozamayan İBB, Çek pasörün takımını çok hızlı oynatması sonucu ne blok yerleşimini düzgün yapabildi, ne de defanstan top çıkarabildi. İBB’nin asli planı, manşeti göreli olarak zayıf olan Murat Aslan’ın üzerine servis atarak MMP’nin oyununu bozmaktı. Ancak Murat Aslan’ın iyi manşet alması (%52 pos. %48 exc. 4 hata), İBB’nin etkisiz servisleriyle birleşince, ilk set adeta bozgun oldu İstanbul takımı adına. Aslen Murat Aslan’ın zayıf kaldığı nokta, beklenen manşet kısmında değil, hücum kısmıydı.
İşte bu kısır döngüyü kıran, Amerikalı pasör çaprazı Brook Billings yerine Belaruslu Sergey Antanovich’in oyuna dahil olması oldu. Gerek hücumda (%52) gerekse serviste (22 servis, 9 doğrudan sayı) mükemmel oynayan Belaruslu oyuncu, MMP’nin sonunu hazırladı. Hele tie-break setinde arka arkaya attığı servisler, sadece oyun değil, aynı zamanda moral de bozan cinstendi. Son seti adeta tek başına aldı Antanovich.
Ondrej Boula – Gökhan Öner
Çek pasör, çok isabetli bir transfer. Manşet geldiğinde takımını mükemmel yönetiyor. Karşı bloğun dizilimini kontrol ederek hücum oyuncularını yönlendiriyor. Her oyuncunun kendi hücum karakterine göre top atarak takım arkadaşlarını inanılmaz rahatlatıyor.
Böyle bir pasörle oynayınca, 39 yaşındaki Gökhan Öner, neden Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu olduğunu bir kez daha gösterdi. Çocuğu yaşındaki rakiplerine karşı inanılmaz bir efor sarf etti. Kaptanlığıyla da takımına çok iyi örnek oldu. Elbette rakamları eskisi gibi değildi, ama o yaşta o sahaya çıkmak, öylesi rakibe karşı böylesi oyun ortaya koymak bile takdire değer.
İBB’nin gençleri
Fatih Cihan (20), Muhammed Ertuğrul (22), Yankı Uslu (22), Burak Mert (21), Murat Yenipazar (18). Kimi tüm maç boyu oynadı, kimi de kendisine ihtiyaç duyulduğunda takımının yardımına koştu. Bu gençler İBB’nin ve Milli takımın geleceği. Bu nedenle oynamaları ve tecrübe kazanmaları çok önemli. Özellikle Fatih, çok kritik yerlerde çok iyi işler yaptı. Hiç hak etmediği bir sarı kart görmesine ve zaman zaman antrenöründen azar işitmesine rağmen çok olumlu işler yaptı. Kendisinden çok daha deneyimli oyuncuların üzerinden top vurdu. Bravo doğrusu.
Nedim Özbey’in ısrarcı yapısı
Yankı Uslu ilk setin sonlarında oyuna dahil oldu. Kimisi içerideki oyuncunun dinlendirildiğini düşündü, kimisi genç oyuncunun tecrübe kazandığını. Hiç önemli değil kimin ne düşündüğü. Zira Yankı Uslu, kendisine gelen 3 toptan hiç sayı üretememesine, hatta birinde çok basit bir hata ile rakibine sayı hediye etmesine rağmen 2. setin başında sahadaydı. Keza Burak Mert de doğrudan hata yapmamasına rağmen bir liberodan beklenen oyunu sergileyemedi. Buna rağmen Nedim Özbey bu oyunculardan vazgeçmedi. Zira bu kadar emek ve yatırımla yetişen bu gençleri kazanmanın zor, kaybetmenin ise çok kolay olduğunu iyi biliyor deneyimli teknik adam. Maçı kaybetse, belki bu nedenle eleştirilecekti. Ama hem maçı hem de bu gençleri bir kez daha kazanmayı başardı ısrarcı tutumuyla. Bize de kendisini alkışlamak kaldı.
En karlı İBB
İki yabancı sınırlaması başladığından beri en karlı kulüp İBB oldu. Çünkü İBB ve koç Nedim Özbey, piyasada isimleri olan, ancak belirli bir yaşı aştığı halde kritik eşiği geçememiş oyuncular yerine kulübün alt yapıdan yetiştirdiği gençleri oynatıyor. Yani geleceğine yatırım yapıyor. Uzun vadede hem kulübü kazanıyor, hem de Milli takımımız. Maliye Milli Piyango maçında 2. set oynanırken bir ara sahada sadece gençler ve 2 yabancı vardı. (Yankı Uslu, Murat Yenipazar, Fatih Cihan, Burak Mert, Jeroen Trommel, Sergey Antanovich)
Bunun aksine birçok kulüp ise, 30 yaşını aşmış, yüksek transfer maliyetleri ile kulüplere fazla masraf olan yüzü eski oyuncuları bünyesine katma yarışına girişti. Sonuçta hem maliyet arttı, hem de kulüplerin geleceği daha da karardı.
Ne olacak bu Cimbom’un hali?
Başkan Ünal Aysal’ın 3 büyük takım sporunda 5 şampiyonluğun dördünü kazanmak hedefiyle yola çıktığını biliyoruz. Bu dört takımdan Galatasaray Yurtiçi Kargo, sezona iyi transferler yaparak başladı. Ancak şu ana kadar gelinen nokta tam bir hala kırıklığı. 4 maçta 2 galibiyet, biri ezeli rakipten alınmış 2 mağlubiyet. Birin altında set averajı, ligde 8. sıra. Elbette sezonun başlarındayız. Daha çok uzun yol var gidecek. Ancak Henry Bell Cisnero gelene kadar sorunların çözüleceğini düşünmek zor. 2 yabancı kotası nedeniyle ligin en deneyimli smaçörlerini almış sarı-kırmızılı takım. Tolga Altıntaş, İsmail Cem Kurtar, Serdar Semerci. Ancak yukarıda yazdığımız satırları okuduysanız, Galatasaray YK’nin neden bu durumda olduğunu çözebilirsiniz.
Neticede Cimbom yukarılara çıkacak. Ancak mevcut formasyon ile değil, ikinci yabancı smaçörü geldiğinde tırmanacak. Böylece Türk voleybolunu yabancıların sürüklediğini bir kez daha anlamış olacağız.
Ümit Hızal
Aslında Galatasaray’ın başında gayet başarılıydı. Elindeki kadroya göre gerek Türkiye’de, gerekse Avrupa’da çok iyi işler yapmıştı. Ya kendisi ayrıldı, ya da kulüp ilişiğini kesti. Hiç önemi yok. Önemli olan bir şey varsa, ayrıldığından beri Galatasaray’a çok acı çektirdi Hızal.
Yoruma açık bir durum doğrusu.
Bu haftalık da bu kadar, voleybol dolu günler dileğiyle.
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.