Avrupa Ligi saçmalığı

Öz kaynakları tamamen ülkemiz tarafından hazırlanan Avrupa Ligi, bu sene de hüsranla sonuçlandı. Zaten üçüncü kez yapılan bu uyduruk turnuva, uluslar arası bir resmi mücadeleden ziyade, Türkiye’de düzenlenen bir hazırlık organizasyonuna benziyor. Dörtlü final organizasyonunu her sene aynı ülkenin yaptığı başka bir resmi turnuva var mı tarihte? Hoş, FIVB denen ve Dünya voleybolunu yönetme adı altında voleybolu her geçen gün daha da sevimsiz kılan ucube, 2 Dünya şampiyonasını üst üste aynı ülkeye vermekte bir sakınca görmedi, Avrupa Liginde neden garip olsun ki aynı uygulama?

CEV nedir?

Tamamen ticari bir kuruluş. Yediği içtiği para. Başka bir şey görmüyor gözü! Turnuva mı düzenleyeceksin? Alt yapın var mı, lojistiğin yeterli mi, seyirci gelecek mi değildir derdi. Kaç Euro ödeyeceksin der en başında. Pazarlık dahi etmez, verdin verdin, vermezsen alamazsın organizasyonu. Yıllardır final four şeklinde oynanan CEV Kupası ve Challenge Kupasının artık neden çift maçlı eliminasyonla tamamlandığını zannediyorsunuz? Bu kafayla giderse, voleybol kan kaybetmeye devam edecek ama kimin umurunda? Sen Eurodan haber ver.

Avrupa Ligi nedir?

Dünya Ligi ya da Grand Prix’nin çakması. Kötü bir kopyası. Avrupa’da kadın voleybolu dip yapmış durumda, tarihinin en kötü dönemini yaşıyor. Ülkeler milli takımlarına ya da liglerine yatırım yapmıyor, sponsorlar kaçıyor. Oyuncu yetişmiyor, oyunun sürükleyiciliği kalmıyor. Gerek Milli takımına, gerekse ligine yatırım yapan 3 ülke kaldı. Türkiye, Rusya, İtalya. Bunların içinde ekonomik zorluklarla boğuşan İtalya’nın yatırımı da gittikçe azalıyor. Bu yüzden de Dünyanın ancak televizyonlarda seyrettiği İtalyan yıldızlar birer birer çizmeden kaçıyor. Geriye ne kaldı? Al gülüm ver gülüm. Böyle bir düzen içerisinde yapılan Avrupa Şampiyonalarında madalya alamamak bizim ayıbımız, orasına hiç değinmiyorum. Bunu bertaraf edebilmek için Avrupa Ligi dörtlü finalini her sene ülkemizde yapıyoruz, yine de olmuyor! Keşke Andre Meier’e bir ricada bulunsak, seneye Sırbistan’ı almayın turnuvaya diye. Kabul etmez ki adam. Türkiye şampiyon olursa, bir sonraki sene dörtlü final organize edecek ülke kalmayacak! Mümkünse hep ikinci olsun Türkiye! Yaşasın CEV!!!

Kısa bir bakış

Bu uyduruk turnuvaya katılan takımlar ve Dünya sıralamasındaki yerlerine kısaca bakarsak:

Görüldüğü üzere Avrupa’nın en seçkin (!!!) takımlarının katıldığı bu organizasyona katılanlardan bazılarının yeri bile aynı! Zira Dünya voleybolunda birbirlerinden ayrılacak kadar bir iş yap(a)mamışlar. Bizden sonraki en iyi dereceye sahip Çek Cumhuriyeti’nin ancak 26,5 puanı var. Peki ya bizim? 63,5. Nerede denge? Eğer bir denge varsa, Sırbistan ile bizim aramızda var. Çünkü puan farkı sadece 6,5.

Dengenin ne alemde olduğunu anlamak için dörtlü final maç sonuçlarına bakmak bile yeter aslında, bu kadar araştırma ve zahmete gerek yok. Düşünün, dört maç oynanıyor, toplam oynanan set sayısı 12. Böyle bir turnuva ciddiye alınır mı?

Peki 3 yıldır yapılan bu turnuvada sıralama nasıl oluşuyor? Tepede Sırbistan, altında da bir Türkiye bir Bulgaristan. Gerisi zaten madalya alamadığından bir önemi yok. Ha İsrail olmuş, ha Belarus. Bu 3 takım, diğer küçükleri de turnuva adı altında çağırıp bir güzel haşlıyor. Geleni gideni süpürüp şov yapıyor. Ülkelerinde de neyin ne olduğunu bilen küçük bir grup bilinçli insan hariç herkese üstün başarı nutukları atıyor. Kimisi zaten genç takımıyla geliyor, as oyuncular profesyonelliklerinden ödün vermiyor!!!

Peki Milli takımları belirli bir çizgide olan Avrupa ülkeleri neden bu turnuvaya katılmıyor? Cevabı, yazının ikinci satırında gizli.

Diğerleri

Aşağıdaki tabloda diğer önemli Avrupa takımlarını ve Dünya sıralamasındaki yerlerini bulabilirsiniz.

Şimdi bir kez daha düşünün Milli takımımız neden 3 senedir kendi saha ve seyircisi önünde oynanan bu uyduruk turnuvada 0 çekiyor. Kimse kalkıp ikincilik, üçüncülük başarıdır demesin, sadece gülerim. Bizim oynamamız gereken rakipler birinci tablodakiler değil azizim, ikincidekiler. Ancak o zaman olmamız gereken yere çıkabiliriz.

Chiappini, Bedestenlioğlu, Motta, Ayşe, Fatma, Hasan, Hüseyin fark etmez. Yabancı sayısı artmış azalmış fark etmez. Önce hedeflerimizi doğru seçip, belirlediğimiz hedeflere yönelik eylemlerde bulunmamız gerekir. Gerisi ayrıntı.

Organizasyon

Son olarak organizasyona değinmek istiyorum. Gerçekten çok güzel ve başarılı bir organizasyon oldu. Neticede en tecrübelisi biziz, herhalde en iyisini yapacağız. Her sene kendimizi geliştirerek daha iyisini yapıyoruz. Emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum.

Voleybol dolu günler dileğiyle,

Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com