Ayazağa düştü

Ligin ilk devresinde oynanan Fenerbahçe Grundig-Eczacıbaşı Vitra maçını seyredenler, Ayazağa’da oynanacak maçın çok farklı olacağını ve Eczacıbaşı’nın bu kez rakibini devireceğini düşünüyordu. Zira o gün Bethania De La Cruz ve Asuman Karakoyun’dan yoksun olan turuncu beyazlılar, sahaya tam kadro çıktığında ligde yenilgi yüzü görmemişti.

Caprara’nın hatası

Bu köşede zaman zaman dile getiriyorum. Voleybol gibi kapasitenin çok önemli olduğu yüksek yüzdeli takım oyununda her zaman saldırarak kazanamazsınız. Eğer rakibiniz sizden daha kapasiteli bir takımsa onun zayıf yönlerine oynayarak hata yaptırmayı denemelisiniz. Aksi takdirde yeldeğirmenlerine saldıran don kişottan farkınız kalmaz. İlk devredeki maçta bunu göz önüne alarak sahaya çıkan Eczacıbaşı Vitra baş antrenörü Giovanni Caprara, rakibini kendi saha ve seyircisi önünde elinden kaçırmıştı. Bu kez tam kadro sahaya çıkan İtalyan çalıştırıcı, Türkiye’nin en yüksek hücum gücüne sahip iki takımından birinin başında olduğunu göstermek istedi. Ne var ki, karşısındaki takımın hücum gücü, Caprara’dan çok daha fazlaydı. Rakibi ile aynı mecrada aşık atmak isteyen Eczacıbaşı, sezonun en ağır mağlubiyetini aldı.

İlk set bu tarz bir sonucun izlerini taşımıyordu belki. Ancak ikinci setin ortalarından itibaren bağıra bağıra geliyorum diyen hezimet karşısında mantaliteyi değiştirmeyen İtalyan antrenör, oyuncu değişiklikleri ile durumu lehine çevirmeyi düşündü. Ancak takımdaki tüm oyuncular o kadar kötü bir oyun sergiledi ki, çare oyuncuları tek tek değiştirmekten ziyade felsefeyi toptan değiştirmede aranmalıydı. Mesela Neslihan Güler’e 1 numarada manşet aldırmak, yapılabilecek en büyük hatalardan biriydi. Zira Güler’in manşet alma amacıyla geri hücumundan vazgeçmesi bir yana dursun, daha arkasında beklemesi gereken Jordan Larson’un önünde bekleyerek pozisyon hatası yaptığından dahi haberi yoktu. Bereket hakemler bunu süzemedi de Eczacıbaşı Vitra farklı bir sistem denerken rakibe kolay bir sayı hediye etmekten kurtuldu. Bunu sezen Caprara, Güler yerine Esra Kırıcı’yı oyuna aldı ancak Kırıcı’nın servisi filenin altından atması, çözümün oyuncu değişikliğinde olmadığının bir göstergesiydi.

Günlerden sarı lacivert

Fenerbahçe Grundig, sezonun en iyi maçını oynadı desek abartmış olmayız. Sadece hücum gücünün yüksekliği değerlendirilen sarı lacivertliler, bugünkü maçta mükemmel defans yaptı. Başta libero Merve Dalbeler olmak üzere, Lucia Bosetti, Yeon Koung Kim, hatta dünyaya top vurmak için geldiği konuşulan Madelaynne Montano bile varını yoğunu koydu ortaya. Servis attığı turlarda 5 numaraya geçerek defans yapan Eda Erdem Dündar ve Dicle Nur Babat da diğer arkadaşlarını aratmadı. Böylesine istekli ve iştahlı oynayan FB Grundig, Eczacıbaşı’nı sahadan sildi adeta. Geri hücumlarda kontrolsüz adımlama yaparak periyodik bir biçimde çizgiye basan Montano, bu hatalarını yaptığı defans ve zor anlarda öldürdüğü toplarla örttü ve takımına ilave bir yük getirmedi. Dünyanın en iyi smaçörlerinden biri olan Kim de servis ve hücumda gereğini yaparak turuncu beyazlı takıma nefes aldırmadı.

Babacan Abbondanza

Set sonlarında ön tarafı üçleyerek blok-defans-hücum geçişini daha güçlü hale getirmek isteyen FB Grundig baş antrenörü Marcello Abbondanza, Elif Öner-Madelaynne Montano ikilisini Polen Uslupehlivan-Ezgi Dilik ikilisi ile değiştirdi zaman zaman. İkinci sette oyuna dahil olan ikiliden genç pasör Dilik, gelen ilk manşette rahat atabileceği pası sıçrayarak atmak istedi ve çift vuruş hatası yaptı. Bunun üzerinde İtalyan teknik adam, yaptığı ikili değişikliği anında geri aldı ve oyunu bırakarak Dilik’e nasihat vermeye başladı. Pası sıçramadan atması gerektiğini, servisleri istediği noktalara kullanmadığını belirterek genç oyuncuya işaret dilini de kullanarak tatlı sert uyarılarda bulundu Abbondanza. Fenerbahçe camiasına yakın bazı kişilerin oyunculara kırıcı davranışlarda bulunduğu için eleştirdiği Abbondanza, bu tavrıyla eleştirileri boşa çıkardı. Maçı kazanmaya yakın olduğundan mıdır bilinmez ama İtalyan çalıştırıcının bu tarz babacan uyarılarına kimsenin itiraz etmemesi gerekir.

Bu pozisyonda olan, oyuna girmesine rağmen kendisiyle alakasız durum nedeniyle eline top değmeden sahayı terk eden Uslupehlivana oldu.

Caprara adeta çıldırdı

Üçüncü setin hemen başında yaşanan bir pozisyonda ev sahibi takım teknik direktörü Caprara adeta çılgına döndü. İlk topa vuran Büşra Cansu, file önünde havalanıp yere düşmekte olan topa kimsenin gelmediğini görünce ikinci bir hamle yaptı. Topa dokunmasa da takım arkadaşlarını yanıltan orta oyuncu Caprara’nın adeta gazabına uğradı. Sahadaki oyuncusuna “Nasıl böyle bir hata yaparsın” tarzında bir serzenişte bulunan İtalyan teknik adam, 0:2’de mola alarak 30 saniyesini daha bu işe harcadı. Aslında Caprara’nın kızgınlığı, sahada istediklerini yapamayan tüm oyuncularaydı ama Milli takım seviyesindeki bir oyuncunun bu denli amatörce bir hata yapması, bardağı taşıran son damla oldu ve Caprara tüm öfkesini açığa vurdu.

Bu denli ağır olmasa da başka bir öfkenin hedefinde Nilay Özdemir vardı. Yorulan ve demoralize olan Asuman Karakoyun’un yerine oyuna dahil olan Özdemir, gelen ilk topta fantezi bir pas atma niyetine girip Neslihan Güler’i blokla buluşturunca İtalyan çalıştırıcı ikinci bir ralliyi beklemeden Özdemir’i kenara aldı.

30-40 tanesi daha etkili

Ayazağa’da takımlarını desteklemeye gelen 30-40 kadar Fenerbahçe taraftarı, maçın başından sonuna dek hiç susmadı. Çoğu zaman Burhan Felek’te yüzlerce taraftarın dahi gösteremeyeceği bir ambians oluşturdu sarı lacivertliler. Çoğunlukla takdire değer tezahürat yapan taraftarlar, zaman zaman alakasız takımlara küfredince ortamın büyüsü birden bozuldu. Sarı lacivertli taraftarların sadece takımlarını desteklemeye odaklanması, kendileri ve sahada ter döken sporcular açısından dahi iyi olacak bizden söylemesi.

Oyuncuları tanımayan, konuşmasını bilmeyen anons yapmasın

Ayazağa’da sürekli yaşanan anons problemi, bugünkü maçta da tüm hızıyla devam etti. Hep söylüyoruz. Bir temaşa sporu haline gelen voleybolda hakem atamaları, sadece sahada düdük çalan ve bayrak sallayanları düşünerek değil, kimlerin anons yapabileceğini de düşünerek yapılmalı. Aksi takdirde kullanmadığı adı söylendiği için kendisine seslenildiğini anlamayan oyuncuların şaşkınlığı ve izleyenlerin boş bakışları arasında kalıp duracak uğultular.

Stardardı tutturmak şart

Serdar Nişancıoğlu-Ramazan Demiröz ikilisi, fazla uyumlu gözükmese de kritik kararlarda doğruyu buldu çoğu zaman. Ancak;

-İkinci sette 12:17 iken Montano’nun ilk topta yaptığı çift vuruş çalınmamalıydı.
-Üçüncü sette 3:2 iken Montano’nun arka alandan yaptığı vuruşta sayı Fenerbahçe’ye verildi ama top filenin üzerindeydi.
-11:17 iken Jordan Larson’un yaptığı top taşıma çalınmadı.
-Hepsinden kötüsü, kritik bir pozisyonda verdiği karar için kendisine küfredilen Nişancıoğlu, durumu derhal takım kaptanı Neslihan Güler ve yetkililere haber verdi ve ilk anons işaretini yaptı. Elbette küfrü ve küfredeni tasvip edecek halimiz yok. Ancak kendisine edilenden daha ağır küfürleri koro halinde söyleyen Fenerbahçe taraftarına sessiz kalması, Nişancıoğlu’nun standardı tutturamadığının bir göstergesi olarak kayda geçti.

Voleybol dolu günler dileğiyle,

Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com


Haberi Paylaş

Comments are closed.