Aroma Erkekler Liginde 3. hafta geride kalırken ligdeki takımlar yerini bulmaya başladı sevgili voleybol severler. Puan cetvelinde bundan sonra büyük değişim olması çok zor. İlk 6 sırayı paylaşacak takımlar, İBB, Arkas, Ziraat Bankası, Fenerbahçe, Halk Bankası ve Galatasaray olur. Bu takımlar kendi aralarında çeşitli sebeplere bağlı olarak zaman zaman yer değiştirecektir. Ancak genel durumda farklılık beklememek gerekir. Tofaş, Torul Gençlik ve Çankaya Belediyesi ANKA ise bu haliyle son 3 sırayı paylaşır. Ancak bu 3 takımın da yabancı kontenjanları açık. Eğer bütçelerini denkleştirip iyi yabancı oyuncular transfer edebilirlerse durum değişir. Elbette bu operasyonun zamanlaması çok önemli. Zira geç kalınacak transferler, takıma faydalı olamayacakları gibi kulübün parasının da boşa gitmesine yol açacaktır. MEF Okulları ve Beşiktaş, bulundukları konumdan daha yukarı çıkabilecek kapasitede takımlar. Zira bu iki takım ve Maliye Milli Piyango, sezona fazla yeni oyuncu ile giren ekipler. Toparlanmak ve istedikleri oyunu sahaya yansıtabilmek için zamana ihtiyaçları var. Özellikle MEF, ikinci 6 içerisinde yukarıdakileri en çok zorlayabilecek takım görüntüsü veriyor.
Tahminler yine tutmadı
Bazı yorumcuların yaptığı tahminlerin aksine skorlar beklentilerden farklı oldu bu hafta. Setsiz biter denilen maçta zayıf Tofaş, Arkas’tan set koparmayı başardı. 3-2 biter denilen iki maçtan Ankara derbisi 3-1 biterken İstanbul derbisi 3-0 sonuçlandı. Maliye’nin İBB’yi zorlayabileceğini düşünenler de yanıldı, tıpkı Çankaya’nın Fenerbahçe’den set koparabileceğini düşünenler gibi. Beklenen tek skor, Gümüşhane’den geldi.
Beşiktaş – MEF Okulları
Salona girdiğimizde gözümüze çarpan en ilginç nokta, Beşiktaş’ın yeni transferi Ukraynalı Dmytro Vdovin’in, BJK futbol takım oyuncusu Slovak Filip Holosko’ya olan benzerliği idi. Elbette bu benzerlik fiziksel değil, simaları benziyor her iki oyuncunun. Ancak Ukraynalı oyuncu, takıma henüz alışamamış. Bazı noktalarda yer tutma problemi yaşadı Vdovin. İyi bir oyun sergileyen libero Hasan Körfez ile anlaşamadı bir türlü. Birkaç antrenman ile maça çıkmasından dolayı pasör Mustafa’nın paslarına da tedirgin yaklaştı. Bu oyuncuyu değerlendirebilmek için birkaç hafta geçmesini beklemek gerek. Yukarıda bahsi geçen 3 takımın da bu satırların anlamını iyi özümsemesi gerek.
Ahmed Abdalla faktörü
Mısırlı pasör, şu anda ligin en iyisi. Takımının tüm oyuncularını bu denli oyunda tutan, pas dağılımını her oyuncunun kendi karakterine göre düzenleyen başka bir pasör yok henüz ülkemizde. Karar vermek için erken denilebilir ama şu ana kadar ligin en iyi transferi Abdalla. Takımın böyle bir oyun oynamasında başrolde Mısırlı pasör var kuşkusuz. Sadece pas da atmıyor bu sempatik oyuncu. Çok sert ve etkili smaç servisleri var. Her maç ace yaptığını görebilirsiniz. Takımının oyun kuramadığı zamanlarda 2 numaradan hücum da yapabiliyor, hem de bir smaçörü aratmaksızın. Allah’ın kendisini adeta voleybolcu olsun diye yarattığı bir fiziğe sahip olan Ahmed Abdalla, yüksek bloklarıyla da rakipleri bezdiriyor. Eğer Turgay Doğan gibi fiziği çok üst düzey olmayan bir oyuncu, hücumda %91 ile oynuyorsa bunda pasörün payını azımsanamaz. Aksini iddia edenlere Turgay’ın önceki hücum yüzdelerini incelemelerini öneririm. Bu iki oyuncu arasından maçın oyuncusunu seçmek çok zor, zira Turgay da mükemmel oynadı.
Türkiye’ye uçan adam olarak lanse edilen Leonel Marshall yerine Vladimir Jekic için kullanılmalı bu lakap. Zira Sırp oyuncu havada adeta yürüyor, müthiş bir patlayıcı gücü var. Çoğu smacı blok üzerinden vuruyor. Dünya 3.sü olan Sırbistan Milli takımında oynamaması için hiçbir neden yok. O takımda ilk 6 başlayan Nikola Kovacevic ve Bojan Janic’ten daha iyi hücum ediyor. Manşetini de geliştirebilirse, onu daha üst seviye takımlarda izlemek sadece bir menajerlik sorunu haline gelir.
Teknik bir değerlendirme
Beşiktaş’ta henüz roller belli değil. Yalnızca pasör Mustafa Ramazanoğlu ve pasör çaprazı Ivaylo Barutov’un oyuna koyacağı karakterler belirlenmiş. Ancak ne zaman diğer smaçörler kullanılmalı, ne zaman orta oyuncular sahneye çıkacak belli değil. Bu yüzden de oyuncular çok değişik performanslar ortaya koyuyor, maçtan maça değişiyor. Oyun formasyonu oturursa, istikrar daha kolay sağlanacaktır. Bu maçta da hücumdaki topların yarısına yakını Barutov’a gitti. Eğer Bulgar oyuncu iyi gününde olursa sorun yok. Ancak bu maçtaki gibi oynarsa, Beşiktaş’ın maç kazanması mucize olur. Zira oynayan 3 orta oyuncunun aldığı top sayısı toplan hücumun %15’i kadar. (12/78)
MEF’in görünen tek kritik hatası ise 2. sette klasik voleybolun gerektirdiği saha içi rotasyonunu uygulamamak oldu. Servisi kullanan MEF’te Turgay 4’e Ali Çayır ise 2’ye gitmeliydi. O ana kadar da uygulanıyordu bu rotasyon. Ancak setin en kritik anında alev alev yanan Turgay 2’de, Ali Çayır ise 4’te kaldı. Alışık olmadığı yerde hücum yapan Ali Çayır da tekli bloğa takıldı. Yine de MEF o seti kazandı. Sonuçta kazanan her zaman haklıdır.
Bir önceki hafta yönettiği maçta çok hata yapan baş hakem Nurper Özbar, bu maçta daha iyi bir görünüm sergiledi. Yardımcısı Suat Carlı’nın yardımıyla maçı kazasız belasız atlattı. Ancak az kalsın çizgi hakemlerinin kurbanı oluyordu. Zira pozisyonlara dikkatli bakmayan çizgi hakemleri bazen yanlış bayraklar kaldırdı, bazen de kararsız kaldı. Özbar ise içeride/dışarıda kararını vermek için 10 saniye bekleyerek takımların güvenini kaybetti.
Bu fileyi düzeltin artık!
Geçen sene her maç yaşadık bu file sorununu. Her hafta da yazdık bıkmadan usanmadan. Ama artık sıktı. Akatlar’da kurulu gevşek file, her topu karşıya atarak oyuncuları yanıltıyor. Seyir zevkini de azaltıyor. Lütfen bir yetkili bu duruma el koyup fileyi düzeltsin. O güzel salona yakışmıyor.
Maliye İBB’nin rakibi değil
Cumartesi günü Haldun Alagaş’ta oynanan ikinci maç, salondaki herkesi adeta uyuttu. Hele de Beşiktaş-MEF maçından sonra… Maliye’nin takım düzenini oturtması için zamana ihtiyacı var. Toplama takım görüntüsünde zira Ankara ekibi. İlk iki hafta zayıf takımlarla oynadığından puan cetvelinde yukarıda göründü. Bu hafta Çankaya’yı yenmesi de sürpriz olmaz. Ancak Maliye’nin aşağıya inmesi de uzun sürmez. Takımdaki 3 Kanadalıdan sadece pasör Josh Howatson üst düzey bir görüntü sergiliyor. Fizik kapasitesi de iyi olan pasörün dezavantajı ise takımı hiç tanımaması. Uzak ve çok fazla saat farkı olan bir ülkeden gelmeleri ise takıma ve Türkiye’ye uyum süresini uzatacak Kanadalı oyuncuların. Solak pasör çaprazı Dallas Soonias vasat bir oyuncu. Orta ve alt sıra takımlarında iş yapar. Fazlasını beklememek gerek. Tekniği iyi ancak üst seviyede fazla yer almadığı görülüyor. Smaçör Steve Gotch ise yanlış bir transfer gibi görünüyor. Zira ne fiziksel olarak üst seviyede, ne de teknik olarak. Oyuncu yokluğunda ucuz bir yabancı olarak geldiyse sorun yok. Aksi takdirde yazık bu ülkenin parasına. Zira bir kamu kuruluşunun parası demek, hepimizin cebinden çıkan para demektir.
Hakem için öyle kolay bir maçtı ki, amatör kümede oynanacak bir maçı yönetmek bile daha zor olurdu. Ama buna rağmen eyyamı bırakmadı baş hakem Erdal Akıncı. Dallas Soonias’ın plaseyle blok auta gönderdiği topta sayıyı İBB’ye verdi. Yanlış yaptığını fark edip kararını değiştirmek yerine Kanadalı oyuncunun topu taşıyarak karşıya attığına hükmetti. Hiç gereği yokken hem de. Yardımcı Tayfun Şener ise yaptığı hücumdan sonra hızını alamayarak karşı sahaya geçen İBB’nin Bulgar oyuncusu Todor Nikolaev Akeksiev’i göremedi. Hem de ikisi arasındaki mesafe 1 metre iken. Maliyeli oyuncuların yaptığı itiraza ise Bulgar oyuncunun topun ölmesinden sonra karşı sahaya geçtiği yanıtını verdi. Oysa Todor rakip sahadan kendi sahasına geldiğinde dahi top havadaydı.
Bu haftalık da bu kadar, haftaya görüşmek dileğiyle.
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.