‘Biz hedefe kitlenmiş bir takımız’

İzmir’de voleybola başlayan ve 15 yaşında A takıma çıkma başarısı gösteren Anakent Spor’un tecrübeli liberosu Pınar Eren Gazete Gerçek’e konuştu.

Başarılı libero takımının hedeflerini, ilerideki planlarını ve ülkemizdeki insanların voleybola bakış acısına ve Anakent’i seçmesindeki etkenleri anlattı.

-Anakent Spor’da kime sorsak başarının sırrının arkadaşlık olduğunu söylüyor. Sen buna katılıyor musun?
Kesinlikle katılıyorum. Ben bayan voleybolunun çok çalışmanın yanı sıra psikolojik etkenler doğrultusunda da ilerlediğini düşünüyorum. Biz hedefe kitlenmiş bir takımız. Gerçekten çok iyi çalışıyoruz ve her konuda birbirimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Saha içinde tek bir bakış bile bizi yükseltmeye yetiyor bazen, bunu başardığımızı düşünüyorum.

-İyi oyunculardan hep iyi performans beklenir. Bu senin üstünde bir baskı yaratıyor mu?
Ben 15 yaşında A takıma çıktığımda bir gün abla olacağım günü hayal ediyordum. En küçük olmak çok zordu o zamanlar. Ama simdi hangisinin zor olduğunu çok daha iyi anlıyorum. Sorumluluk hem çok motive edici hem de biraz stres yaratıcı bir faktör. Kendi oyunum dışında yanımdaki genç arkadaşımın oyunu veya psikolojik halini de düşünen bir yapıya sahibim. Ama bu noktada antrenörümüz Gökhan Çokşen’in özellikle performans ile ilgili söyledikleri büyükler olarak bize çok yardımcı oluyor. Mental olarak en iyi şekilde hazırlandığımızı düşünüyorum.

-Ligin diğer kulüpleri ile aranızda güç farkı olduğunu düşünüyor musun?
Biz çok kaliteli oyunculardan oluşan bir takımız. Yönetim ve antrenör kadrosu olarak da en iyi takım olduğumuzu düşünüyorum. Ama son yıllara baktığımızda özellikle bu sene diğer sezonlardan biraz daha farklı. Çok sert maçlar oynanıyor. Her takım diğerini yenecek güçte. Mac programının yoğunluğu dolayısıyla her etken çok etkili olabiliyor maç sonuçlarında. Yorgunluk sakatlık vs.. Bu nedenlerden dolayı biz her maça üst düzey konsantre olmaya çalışıyoruz. Güzel bir başlangıç yaptık ve sürdürmek için elimizden geleni yapacağız.

-Türkiye’de voleybola bakış açısını nasıl görüyorsun? Maçlardaki taraftar sayısı sence yeterli mi?Yoksa daha fazla ilgi gösterilmeli mi?
Eskiye nazaran artan bir ilgi var. Ülkemize çok kaliteli yabancı oyuncular geliyor ve liglerimizin çok üst seviye olduğunu düşünüyorum. Ama tabi ki keşke voleybol da futbol kadar konuşulsa tartışılsa medyada yer alsa. Mesela 2 kere üst üste dünya kulüpler şampiyonu olan Eczacıbaşı VitrA bayan voleybol takımını hangimiz ne kadar gördük başında. Bu da tabi ki taraftar sayısını ve ilgiyi her aşamada etkiliyor. Bu konu bizim için de oldukça önemli. Oyunumuzu ve alacağımız galibiyetleri çok etkiliyor. Desteklerini her zaman bekliyoruz.

-Çok yoğun bir temponuz var. Geride kalan zamanda neler yapıyorsun?
Özellikle başlayan 2.devre çok yoğun bir tempoda antrenman ve maç yapıyoruz. Genelde evde dinlenmekle geçiyor zamanım. 3 günde 1 maç oynamak bu yasta pek kolay olmuyor 🙂

-İlbank, Beşiktaş, Maltepe Yalı, Karşıyaka ve Seramiksan, Rota Koleji formaları giydin ve Sultanlar Ligi’nde uzun yıllar oynadın. Anakent’i tercih etme sebebin nedir?
Son yıllarda ailemin yanındaydım ve hep İzmir ve çevresini tercih ettim. Anakent Spor’dan ilk teklif geldiğinde oldukça heyecanlandım. Çünkü hedefleri doğrultusunda emin adımlarla ilerlemek isteyen bir takım olduğunu gecen sezon oynayan arkadaşlarımdan duymuştum. Gökhan Çokşen faktörü de tabi ki tercih sebepleri arasında ilk sıralarda diyebilirim. Bence Anakent en iyi yönetilen takımlarından basında geliyor. Bir sporcunun bütün ihtiyaçlarına cevap veren ve sadece isinizi düşünebildiğiniz bir takım. Ayıca Samsun çok güzel ve keyifli bir şehir.

-Türkiye’de voleyboldaki sorunlar denince akla ilk gelen, libero sayısının az olması. Libero oynayan biri olarak, sayıyı artırmak için ne gibi önerilerin var?
Aslında çok genç ve yetenekli bir nesil yetişiyor. Bizim zamanımıza göre voleybol oynamak daha kolay. İmkanlar da az da olsa gelişme gösteriyor. Bence liberoluk biraz zor bir mevki. Yaptığınız tek şey manşet almak. Gününüzde olmadığınızda başka bir aksiyonla açığı kapatmak mümkün değil. Bu yüzden psikolojik açıdan oldukça güçlü olmak gerektiğini düşünüyorum. Bence antrenörlerimiz teknik yanında mental olarak da genç arkadaşlarımıza biraz daha destek verirlerse çok daha iyi liberolar yetişeceğini düşünüyorum.

-Pınar Eren, voleybolun dışında nasıl birisi?
Aslında çok farklı bir insan değilim. Antrenörümüz Gökhan Çokşen’in çok sevdiğim bir tespiti vardır. Bir oyuncu dışarda nasılsa o karakterini sahaya yansıtır. Ben normal hayatımda da çabuk vazgeçmeyen her şey hemen olsun isteyen biraz sabırsız ama genel olarak keyifli bir insanim. Yaşadığım her anin tadını çıkarmaya çalışıyorum.

-Genel olarak sporcular spor bölümünü seçerken sen psikoloji okumuş biri olarak, sporu bırakma kararı aldığında bunu sporun içinde uygulayıp devam etme gibi bir düşüncen oldu mu?
Ben aslında Ege Üniversitesi beden eğitimi bölümündeydim. Ankara’ya transfer olunca gidemedim ve atıldım 🙂 sonra tekrar üniversite sınavına girdim ve psikolojiyi kendim seçmek istedim. Bence her takımın bir psikolojik danışmana ihtiyacı var. Özellikle mental durumun bu kadar etkili olduğu kadın voleybolunda. Bu konuda çalışmak gerçekten ilginç bir deneyim olabilir ama ben çocukları çok seviyorum ve voleybolu bıraktıktan sonra hayalim çocuk psikolojisi ile ilgilenmek. Tabi ki hayat ne gösterir bilemeyiz.

-Son olarak Samsunlulara neler söylemek istersin?
Açıkcası maçlarımıza daha çok gelmelerini isterim. Onların desteği bizim için çok önemli. Galibiyet sevinçlerimizi onlarla paylaşmak çok da keyifli olacaktır.

Gazete Gerçek


Haberi Paylaş

Comments are closed.