İstanbul’da yaşayan bir voleybolsever olduğum için İstanbul dışındaki maçları canlı seyretme olanağım olmuyor çoğu zaman. Ancak bazen öyle bir fikstür çıkıyor ki karşımıza, İstanbul’daki maçların dahi bir çoğunu kaçırıyoruz. Bunun temel sebepleri, özellikle Acıbadem Bayanlar Voleybol Liginde çok sayıda İstanbul takımının olması, şehrin kalabalık ve düzensiz bir yerleşime sahip olması ve salonlar arası (Burhan Felek-Akatlar-Yeşilyurt-Eczacıbaşı-Sarıyer) mesafelerin uzaklığı olarak karşımıza çıkıyor.
Gidebileceğim maçlar için program yaparken TVF’nin aylık fikstürünü önüme koyar, hesabımı buna göre yaparım. Birçok voleybolseverin de bu şekilde hareket ettiğini biliyorum. Şu an karşımda duran Mart ayı fikstürüne baktığımda bir güne ait programın voleybola hizmet etmediğini, aksine bir maçın adeta feda edildiğini anlıyorum. Bu yazımızın konusunu da bu fikstür ayarlaması oluşturuyor.
Hangi gün?
20 Mart 2013. Eğer bugünün programına bakarsanız, Burhan Felek’te saat 17.00’de Vakıfbank-Eczacıbaşı Vitra, saat 20.00’de ise Galatasaray Daikin-Fenerbahçe maçlarının olduğunu görürsünüz. Takvime baktığınızda da bunun bir Çarşamba gününe denk geldiğini fark edersiniz.
Feda derken
Bu iki maçın üst üste gelmesi gerçekten büyük talihsizlik. Zira kadınlar liginde yer alan üst düzey 4 takım hemen hemen aynı anda sahaya çıkıyor. Ortada turnuva gibi bir organizasyon da yok. Düşük kalite ve seviyede oynanan maçları saymazsanız normal sezonda yalnızca 12 maç seyredebiliyorsunuz kadınlar liginde. Yaklaşık 7 ay süren kulüpler arası voleybol sezonunda 12 maçın ikisini aynı güne denk getirmek voleybola ne denli faydalı olur bilemiyorum. Ancak bu durumun voleybolseverlerin keyfine limon sıkacağı kesin.
Sezonda oynanan en kolay maçlara dahi baksanız, ortalama maç süresinin 90-100 dakika civarında olduğunu görürsünüz. Bu takımlar arasında oynanan maçlar ise zaman zaman 150 dakikayı buluyor. Böyle bir durumda voleybolseverler iki maç üst üste aynı konsantrasyonu sağlayıp aynı keyfi alamıyor. Bu durum biz menya mensupları için de aynen geçerli. Büyük bir kısmı voleybolun içerisinden gelen TVF idarecileri farklı durumdaysa, bilemiyorum.
Bir de işin saat boyutu var. Saat 20.00’de başlayıp yaklaşık 22.00’de bitecek bir maçtan sonra voleybolseverler evlerine ne zaman dönecek? Voleybolu sevdirmeye çalıştığımız, üç büyük takım vasıtasıyla salonlara çekmeye çalıştığımız genç kitle ertesi gün okuluna nasıl gidecek? Çalışanlar işine nasıl yetişecek? Bunlar hiç düşünüldü mü acaba?
Bilet ve maddi getiri kısmını da unutmamak lazım. Üst üste 2 maç var ve aralarında fazla zaman yok. İki maçı farklı günlerde oynatsanız, hatırı sayılır bir bilet getirisi elde edebilirsiniz. Böyle bir durumda ise tek maçın bilet parası ile idare edersiniz.
Eğri oturup doğru konuşalım. Salonlar çoğu zaman sinek avlıyor, doluluk %10 dahi olmuyor. Salonların dolacağı maç sayısı iki elin parmaklarını geçmez iken bu durumu olumsuz etkileyecek unsurları devreye sokarsanız voleybolu geliştirmez, geriye götürmüş olursunuz.
Ne yapılabilir?
Bu köşenin devamlı takipçileri bilir. Olumlu ya da olumsuz eleştiri yaparken mevcut durumu düzeltici faktörleri de sürekli ele alırız. Teknik ya da idari yönden olsun, amaç üzüm yemektir, bağcıyı dövmek değil.
Şampiyonlar Ligi dörtlü finali nedeniyle yoğunluğun olduğu bir döneme geliyor yukarıdaki olumsuz durum. Takımlar haftada 3 maç oynayarak zaten fedakarlık yapıyorlar. Yapılması gereken, voleybol adına bu fedakarlığın üzerine bir damla daha koymak. Ayın 20’sinde oynanacak maçlardan birinin gününü değiştirmek temel amaç. Ancak ileri alma şansınız yok. Zira 24 Mart’ta da Vakıfbank-Galatasaray Daikin maçı var. Öne alacağınız maçın takımına karşı adaletsiz bir yaklaşım olur. Bu nedenle bir maçı ayın 19’unda oynatabilirsiniz. Mesela GS Daikin-Fenerbahçe maçını Salı günü oynatırsanız, bu durum çözüme kavuşmuş olacaktır. Çünkü her iki takım da bir önceki maçını iki gün önce, yani ayın 17’sinde kendi evlerinde oynayacak. Yani deplasmandan dönme, yol yorgunluğu gibi faktörler olmayacak. Her iki takım da kendilerinden daha zayıf rakiplere karşı, üstelik 2+1 yabancı ile oynayacaklar. Bu durumda ikisi de eşit pozisyonda olacak. Birbirleriyle oynayacakları zorlu maça kadar yeterince hazırlanabilecekleri zaman ve kadro genişliğine sahipler. O halde böyle bir değişikliğin yapılmasına mani bir durum yok demektir.
Küçük bir ayrıntı düşünülürse, GS Daikin’in bir sonraki zorlu maç için rakibi Vakıfbank’tan bir gün fazla dinlenebileceği akla gelir. Ancak Vakıfbank gibi geniş kadroya sahip bir takımın da bunu adaletsizlik olarak değerlendireceğini düşünmüyorum. Zira iki maç arasında 4 gün, dinlenmek için voleybolda yeterli bir zaman.
Sözün özü
Bu köşede yazdıklarımı bazen bir medya mensubu, bazen eski bir oyuncu, ya da antrenör olarak değerlendiririm. Ancak çoğunda sıradan bir voleybolsever olarak düşünürüm. Bu nedenle eğer yetkililer bu yazıda geçenleri okur ya da bir yerden duyarsa, kendilerine akıl vermeye çalışan bir duayen olarak değil, çoğu voleybolseverin duygu ve düşüncelerini dile getiren bir voleybol dostu olarak değerlendirsin lütfen.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.