‘Bu şehir sizin bildiğiniz gibi değil’
Letonyalı Victoria, Ukraynalı Alyona ve Katerina…Üçünün de ortak özelliği Diyarbakır’da yaşamaları. Dicle Üniversitesi Bayan Voleybol takımının yabancı oyuncuları, adı ‘terör’ ile anılan bu şehri bakın nasıl anlattı…
Yer, Diyarbakır’da bir ocak başı. Garson soruyor, “Ne içersiniz?” diye. Cola, soda içenlerin yanında ayran istiyor Victoria ile Alyona. Garson siparişleri yazıp ayrılıyor masadan. Victoria arkasından sesleniyor garsonun: “Ayranlar açık olsun abi.”
Diyarbakır deyince hepimiz birkaç saniye düşünüyoruz değil mi? Sporcumuz da, memurumuz da, sanatçımız da; hatta politikacımız da bu şehre gitmekten imtina ediyor değil mi? Hep olumsuz haberlerle yer alıyor medyada Diyarbakır. Bu şehrin güzelliklerine değinilmiyor maalesef. Kaçımız haberdarız Diyarbakır’ın Bayanlar Birinci Voleybol Ligi’nde bir takımı olduğundan. Daha da önemlisi bu takımda üç yabancı oyuncunun bulunduğundan. Şaşırdınız değil mi? Aynı zamanda ülkesinin milli takımında da oynayan Letonyalı Victoria Brice, Ukraynalı Katerina Trach ve vatandaşı Alyona Kushch doğdukları ülkelerden binlerce kilometre uzakta, yani Diyarbakır’da yaşıyorlar. Hem de hiçbir problemle karşılaşmadan. Evet, onlar Diyarbakır Dicle Üniversitesi Bayan Voleybol takımı için ter döküyor. Victoria Brice’ın bu şehirdeki beşinci yılı. Kateryna Trach ve Alyona Kushch ise ikinci yıllarını doldurmak üzere. Üstelik kapalı ayran yerine açık ayran isteyecek kadar da bu şehrin kültürüne aşinalar.
İlk Victoria gelir Diyarbakır’a. Buraya gelmeden önce Ankara’da şu an kepenkleri kapatmış İnterfarma Bayan Voleybol takımında oynar. Oradan G.Saray’a transfer olur. Sezon sonunda G.Saray 2. Lig’e düşünce Diyarbakır Dicle Üniversitesi Bayan Voleybol Takımı’na düşer yolu. “İmza atmadan önce bu şehri daha önce hiç görmemiştim.” diyor Victoria. “İlk sene de çok zorlandım açıkçası. Dil bilmiyordum. Ankara, İstanbul’dan sonra burası küçük bir şehirdi. Ama zamanla alıştım. Her şey gayet iyi ve şu an çok mutluyum.” Öyle ki Victoria bugün takımın kaptanlığını yapıyor.
Katerina, Ukrayna’nın Odesa şehrinden. Diyarbakır’a gelmeden önce Belçika’da bir takımda iki yıl oynamış. “Uçaktan indiğim günü hatırlıyorum. Elimde tek bir çanta vardı. Menajerimle doğruca üniversiteye gittik. Ahmet (Karakurt, takımın antrenörü) hocayla konuştuk. Hemen anlaştık. Bir sonraki sefer bir sürü valizle geldim, şehre. O gün bugündür de buradayım.” Victoria ve Katerina’nın buraya gelmeden önce yurtdışı deneyimleri vardır. Alyona’nın ise yurt dışında voleybol oynadığı ilk şehirdir. “Ahmet hoca beni kasetten izlemiş. Menajerim vasıtasıyla ulaştı bana. Teklifi aldığımda evdeydim. İlk işim haritada Diyarbakır’ı bulmak oldu. Türkiye’yi biliyordum ama Diyarbakır neresiydi? Haritada şehrin yerini görünce açıkçası şok oldum.” Her şeye rağmen görüşmek için şehre gelir: “Gelince gördüm ki salon iyi, arkadaşlar iyi, otel iyi. İnsanlar cana yakın. Saatlerdir şehirde olmama rağmen hâlâ sakinim. ‘Kendi kendime öyleyse problem yok’ dedim. Sonra attım imzayı.”
Üç oyuncu da Dicle Üniversitesi’nin konuk evinde kalıyor. Kaldıkları yer oldukça konforlu. Odalarında internetten, televizyona kadar her şey var. Canları sıkılınca şehirde dolaşıyorlar. Özellikle merkezdeki Ofis uğrak yerleri. Sinema, alışveriş için buraya gidiyorlar. Mado’nun dondurmasına bayılıyorlar. Başlangıçta acılı yemeklere alışmakta zorluk çekmelerine rağmen şu an acıyla da, lahmacunla da, çiğ köfteyle de araları gayet iyi. İlk günler hep tavuk ve balık yiyen Victoria şu an şehrin hangi lokantasında daha iyi lahmacun yapıldığını, hangisinde kebabın daha lezzetli olduğunu dahi biliyor. Bize tüyo da veriyor… Kaldıkları yerde zaman zaman kendi ülkelerinin mutfağına özgü yemekler de yapıyorlar. Mantar ve domates çorbasını çok seviyorlar. Hatta bu çorbaların nasıl yapıldığına da öğrenmişler.
BİZİ TURİST SANDILAR
Diyarbakır halkının da gözleri onların üzerinde. İlk zamanlar kendilerini turist zanneden halk şu an onların neden bu şehirde olduklarını çok iyi biliyor. Sık sık ‘maçlar nasıl gidiyor, bu hafta kazanabilecek miyiz’ gibi sorularla karşılaşıyorlar. Onlar da bu ilgiden gayet memnun. Takım arkadaşlarından, yöneticilerden ve antrenörlerinden çok yardım görüyorlar. Herkesin kendilerine güler yüzle davranmasından, yardım etmek için uğraşmasından gayet hoşnutlar. Şehirde o kadar mutlular ki, sanırsınız Diyarbakır’da hiç sorun yokmuş gibi. Bir ara patlayan bombalara getiriyorum konuyu. Victoria hemen atılıyor: “Evet, bomba patladı ama her yerde patlıyor. Geçen yıl Ankara’da patladı. Ondan önce İstanbul’da patladı. Gazetelerde okuyoruz, İzmir’de yakalanmışlar. Türkiye’nin böyle bir sorunu var. İnsanlar sanki bütün bombalar burada patlıyormuş gibi düşünüyor. Bence bu çok yanlış.” Alyona ise bu şehrin terörle anılmasını anlamakta zorlandığını belirtiyor: “Terör var diyorlar. Ama bilmiyorum. Bazen basında öyle şeyler yazılıyor ki, acaba biz farklı bir yerde mi yaşıyoruz diye birbirimize soruyoruz.” Son bomba patladığı gün kendi sahalarında Eczacıbaşı’yla oynuyorlardı. Dolayısıyla patlamanın sesini duymadılar.
Üç oyuncu da şehri sahipleniyor. Son patlamanın uluslararası basında yer alması sebebiyle aileleri kendilerini aramış. Onlara, “Evet, böyle bir patlama oldu, ancak burası çok emniyetli bir şehir. Bizi düşünmeyin.” demişler. Kendilerine Türk ailelerinin kızlarını buraya göndermekten çekindiğini söylüyoruz: “Biz buradayız, mutluyuz, onları öyle söyleyin.” diyorlar. Hemen burada takımın hocası Ahmet Karakurt’un başından geçen olayı onlara anlatıyoruz: Karakurt, maç için Diyarbakır’a gelen Eczacıbaşı’lı bir oyuncuya, “Bizde oynar mısın?” diye teklifte bulunmuş. Diyarbakır’a indiği andan itibaren yarım saatte bir annesinin kendisini aradığını söyleyen bayan voleybolcu, “Hocam, yarım saatte bir beni arayan annem buraya gelmeme asla izin vermez.” diye kendisine cevap vermiş. Victoria, ‘onların tercihi’ diyor.
TÜRK DİZİLERİYLE ARALARI İYİ
Diyarbakır’ın çok eski bir yerleşim yeri olduğunu biliyorlar. Tarihi surları, Ulu Camiyi gezmişler. Katerina ve Alyona Hürrem Sultan’ı da tanıyor. “Hürrem Sultan, Sultan Süleyman’la evlendi. O benim büyük büyük annem.” diyor Katerina. Üç oyuncu da Hıristiyan. Alyona ve Katerina Ortodoks, Victoria ise Katolik. Ramazan ve Kurban bayramlarını öğrenmişler. Müslümanların oruç tutmalarını anlıyorlar ancak ‘yemek yememeye tamam da, su içmeden akşama kadar nasıl duruyorsunuz’ diye soruyorlar. Victoria’nın dikkatini iftar saatinde insanların sinirli olması çekmiş. Üç oyuncu boş vakitlerinde çevre illeri de ziyaret etmekten geri durmamış. Urfa’ya, Mardin’e bayılmışlar. Gaziantep’in tatlıları onları da mest etmiş. Ülkelerine gittiklerinde de yakınlarına Antep tatlıları götürüyorlar.
Victoria Türkçeyi gayet iyi konuşuyor. Katerina ve Alyona ise dertlerini anlatacak seviyede. Takım arkadaşlarının bu konuda kendilerine yardımcı olduğunu söylüyorlar. Victoria sinemada Türk filmlerine dahi gidiyor. Dizilerle araları ise çok iyi. Katerina, Avrupa Yakası; Victoria Binbir Gece hayranı. Tarkan’ı Türkiye’ye gelmeden önce tanıyorlarmış: “O, Ukrayna’da da star” diyor Katerina. Alyona’nın bilgisayarında yüzlerce Türk müziği parçası var. Sezen Aksu, Mustafa Sandal, Ferhat Göçer, Rafet El Roman, Yalın favori isimler.
İYİ KAZANIYORUZ Kİ BURADAYIZ
Takımdaki diğer oyuncular da onlarla birlikte konuk evinde kalıyor. Zaten topu topu 9 kişiler. 2 oyuncu Diyarbakır’dan evli olduğu için şehirde kalıyor. Kendileri de evlilik teklifleri alıyorlar. Katerina ‘tekliflere her zaman açığız’ diyor gülerek. Maçları oynadıkları salonun seyirci kapasitesi 2 bin 500 kişi. Özellikle büyük maçlarda salon tamamen doluyor. Seyircinin desteği onları çok mutlu ediyor. “Türkiye’nin en iyi voleybol seyircisi bizde.” diyorlar. Gittikleri deplasmanlarda salonu dolduran bir takıma rastlamamışlar. Türk voleybolunun kendi ülkelerinin çok ilerisinde olduğunu da dile getiriyorlar.
Peki bu sporcular ne kadar kazanıyor? Katerina felsefe yapıyor bize. “Kimine göre yüz dolar çok iyi para, kimine göre çok kötü para.” Alyona ‘iyi kazanıyoruz ki buradayız’ diyor gülerek. Net rakam söylemiyorlar sizin anlayacağınız. Diyarbakır’ı bu kadar seven kızlar sezon sonu takımdan ayrılmayı düşünüyorlar mı? Burada profesyonellik devreye giriyor. “Her sözleşme bitişinde bir yıllık kontrat imzalıyoruz. Sezon sonu ne olur bilinmez.” diyor Katerina. Diğer oyuncular da aynı görüşte. Hani futbolda vardır ya İstanbul takımlarından teklif almak, voleybolda da böyle bir şey söz konusu muydu? “Şimdi Diyarbakır’a alıştık. Burayı seviyoruz; tesisler çok iyi, salon çok iyi, taraftar çok iyi ama daha iyi imkânlara sahip bir takıma gitmeyi kim istemez ki?” diye soruyor Alyona.
PARMAĞI KIRILDI, MAÇI BIRAKMADI
Dicle Üniversitesi ligde 6. sırada. Trilyonlarca lira yatırım yapan takımların yanında sınırlı bir bütçe ile ligi başarılı bir şekilde götürmelerini kaptan Victoria, takımdaki arkadaşlığa bağlıyor. Öyle ki Victoria geçen yıl oynanan bir müsabakada parmağı kırılmasına rağmen maçı bırakmamış. “O gün başka çarem yoktu. Çünkü kazanmamız gerekiyordu.”
Voleybol dışında futbolla da ilgileniyorlar. Alyona Türk milli takımını tutuyor. Victoria daha önce formasını giydiği için sıkı bir G.Saray taraftarı. Katerina ise F.Bahçe’li. Victoria sözü 2004 Avrupa Şampiyonası elemelerinde Türkiye-Letonya baraj maçlarına getiriyor: “İlk maç yok hakem kötü dediniz, yok saha ağırdı dediniz, bizim galibiyeti gölgelediniz. Ya ikinci maç? Hakem de iyiydi, saha da sizindi. Ama bizi yine yenemediniz”. Hatırlanacağı gibi ilk maçı Türkiye 1-0 kaybetmiş, ikinci maçta ise İnönü Stadı’nda Letonya ile 2-2 berabere kalmıştı.
Üç oyuncu da ailelerini özlüyor. Ancak maç ve antrenman dönemi bu özlem geri planda kalıyor. Üçü de yolu Diyarbakır’dan geçen herkesi maçlarına bekliyor. Son sözleri ise “Bu şehir sizin bildiğiniz gibi değil.” oluyor.
250 MİLYARA İMKÂNSIZI BAŞARIYORLAR
Diyarbakır Dicle Üniversitesi Bayan Voleybol takımı 1994’te kuruldu. 1998’de birinci lige çıktılar. Takımın başkanlığını üniversitenin rektör yardımcılarından Zülküf Gülsün, antrenörlüğünü ise Ahmet Karakurt yapıyor. Üniversite 2000 yılında voleybol branşını kapattı. Bir yıl sonra tekrar kurdu. Ve yeniden 1. Lig’e çıktılar. Asıl telaş 1. Lig’e çıktıkları gün başladı. Ve o gün bugündür devam ediyor. Maddî imkânsızlıklar içinde takım ligde nasıl tutunacaktı? Sonra üniversite yönetimi toplandı. Ya devam ya tamam şeklinde bir karar alınacaktı. Madem yola çıktık, devam edelim dediler. Bugüne kadar da geldiler.
Zülküf hoca, hiçbir oyuncu ile problemleri olmadığını söylüyor. O, takımın geleceğinin rektörlerin inisiyatifinde olmaması için çabalıyor. Takıma yıllar boyu katkı sağlayacak tesisler kazandırmanın yanında para aktaracak kaynaklar da oluşturuyor. Üniversite içinde açılan bazı işletmelerden elde edilen gelirler direk bayan takımının kasasına aktarılıyor. Tabi bu paralar ancak günlük ihtiyaçları karşılamaya yetiyor. Daha büyük sponsorlara ihtiyaç var.
Bu sezon Dicle Üniversitesi Bayan Voleybol takımı, Türk Telekom’un Küba asıllı İtalyan Taismary Aguero’ya yaklaşık 1 trilyon lira verdiği bir ligde bütün takımın masrafları ve transfer taksitleri dâhil 250 milyara kuruldu. Eczacıbaşı’nın tahmini bütçesi 2 milyon, Türk Telekom ve F.Bahçe’nin tahmini bütçesi 2 milyon Avro civarında. Zülküf hoca “Biz işi özveriyle götürüyoruz.” diyor. Takımın antrenörü Ahmet Karakurt, üniversitede öğretim görevlisi. Antrenörlük yaptığı için ekstra para almıyor. Yardımcı hoca Özkan İnce de Milli Eğitim’de öğretmen.
Ahmet hoca takımı 6 yıldır çalıştırıyor. Zaman zaman para bulsalar da Türk oyuncu transfer etmekte zorluk yaşadıklarını belirtiyor. “Diyarbakır’a Gazze muamelesi yapıyorlar. Sanırsınız her gün burada yüzlerce insan ölüyor. Birkaç yıl önce bir sporcuya 20 milyar teklif ettik. Bizi kabul etmedi, 5 milyara İstanbul’da bir takımla anlaştı. İnsanlar buraya gelmekten korkuyor”. Takımın Asbaşkanı Prof. Dr. Cengizhan Özbay ise “Oyuncuya teklifte bulunuyoruz, ‘ama Irak’ta savaş var’ diyor. Şimdi ne alakası var Irak’la buranın?” diye soruyor.
Ahmet Karakurt, transfer yapamadığı için kadro kurmakta zorlanıyor. Bir takımda ortalama 12 oyuncu olması gerekirken Dicle Üniversitesi’nin topu topu 9 oyuncusu var. Antrenmanlarda bile 6’ya 6 maç yapamıyorlar. Lige de hazırlık maçı oynamadan giriyorlar. Geçen sene Sakarya’da Değirmendere ile yaptıkları maça sakatlıklar yüzünden 7 oyuncuyla gittiler. O gün başka bir sakatlık olmaması için dua eden Ahmet hoca kendisine ‘ne yapıyorsun’ diye soranlara, ‘başka bir oyuncumun sakatlanmaması için dua ediyorum’ diye cevap vermiş. Yedek kulübesinde oyuncu olmaması seyircileri de etkilemiş. Kendi takımlarını desteklemeyi bırakan seyirci Dicle Üniversitesi’nin safına geçmiş ve üniversite de maçı 3-1 kazanmış. Takımdaki 9 oyuncudan üçü aynı zamanda üniversitede öğrenci. 35 yaşındaki pasör Tuba Meto tecrübesiyle arkadaşlarına yardımcı oluyor. Kaptan Victoria ise hem yabancılar hem de yerliler arasında adeta bir köprü vaziyetinde.
Zülküf Gülsün, bayan voleybol takımını idare etmenin oldukça riskli bir iş olduğunu söylüyor. Oyuncuları her türlü dış etkenden korumak için ellerinden geleni yapıyorlar. “Biz üniversite takımıyız. Çocuklardan birine laf atsalar, küçük bir şey olsa bu bizim imajımıza büyük zarar verir. Onun için oyuncularımıza sahip çıkmak için elimizden geleni yapıyoruz.”
En büyük dertleri kent yöneticileri ve iş adamlarının dikkatini çekememek. Belediyeden şu ana kadar hiç destek görmemişler. Deplasmanlarda Diyarbakırlı iş adamlarının otellerinde konaklamanın dışında iş adamlarından da hatırı sayılır katkı yok. Tek umutları Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu. Bugünlerde valinin kapısını çalacaklar. Onlar valiye ulaşmadan biz Hüseyin Bey’in takımla ilgili görüşlerini alıyoruz. “İlimiz için her türlü sportif aktivite önemlidir. Başarılı olan her takım Diyarbakır için bir kıymettir. Bayan voleybol takımımız bugüne kadar kentimizin imajına büyük katkı sağladı. Takımda yabancılar var. Bu Diyarbakır’daki sosyal hayatın renkliliğine, şehrin içinde herkesin gündelik hayatıyla ilgili yaşamını keyifle sürdürdüğüne dair bir göstergesidir.” diye konuşuyor kendisi.
Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünalkarabıyık da Dicle Üniversitesi’nin ligde tutunmak için gösterdiği çabayı takdirle karşılayanlardan. Erol, bey özellikle voleybola ilgi duyan seyircinin kendisini çok mutlu ettiğini belirtiyor.
Üniversite profesyonel düzeyde diğer spor branşlarıyla ilgilenmiyor. Geçen yıl futbol branşını kapatınca yerel basının tepkisini çektiler. Zülküf Gülsün bu durumu, “Futbol takımımız başarısızdı. Kapattık, kıyamet koptu. Kardeşim, voleybol takımı 1. Lig’de kimsenin umurunda değil. Yerel basın doğru dürüst haber dahi yapmıyor.” sözleriyle özetliyor.
DİCLE ÜNİVERSİTESİ BAYAN VOLEYBOL TAKIMI
Kulüp Başkanı: Prof. Dr. Zülküf GÜLSÜN
Antrenör : Öğr. Gör. Ahmet KARAKURT
Yrd.Antrenör : Özkan İNCE
Forma Rengi : Sarı – Siyah
Oyuncular D.T Boy Mevki
Viktoria BRICE 1981 1.86 P.Çaprazı Katerina TRACH 1981 1.90 Orta
Alyona KUSHCH 1984 1.80 Smaçör Tuba METO 1973 1.72 Pasör
Banu ALTINBAŞAK 1982 1.79 P.Çaprazı
Burcu ALAK 1986 1.86 Orta
Ebru IŞIK 1976 1.75 Libero
Ebru GÜN 1977 1.83 Smaçör
Ayşe DİL 1988 1.75 Smaçör
Aksiyon/Behram Kılıç
Comments are closed.