Merhaba; ben, Maliye Milli Piyango voleybol takımı oyuncusu Nikola Gjorgiev.
Önce size kendimi tanıtarak başlayayım. 23.07.1988 Strumica doğumluyum. Her ikisi de benden küçük bir kız, bir de erkek kardeşim var. Babamın da eski bir voleybolcu olması dolayısıyla aile geleneğini devam ettirmek adına 8 yaşında voleybol oynamaya başladım. 12 yaşına geldiğimde yaşadığım küçük kasabanın takımı olan Ok Strumica’ya katıldım. İlginçtir, o zamanlar pasör olarak oynuyordum. Buna rağmen hayalim, sürekli hücum eden bir oyuncu olarak sayı üretmek üzerine kuruluydu. O zamanlar pasörün fazla dikkat çeken bir oyuncu olmadığını, herkesin sayı üreten ve oyunun gidişatını etkileyen diğer oyunculara odaklandığını düşünürdüm. Bu yüzden bir yıl sonra pasör çaprazı olarak antrenmana başladım ve bu çok hoşuma gitti. 15 yaşıma geldiğimde ise, günden güne daha kuvvetli bir oyuncu olmaya başladığımı fark ettim, zira o sene ligde final oynamış, ancak kaybetmiştik. 2 yıl sonra profesyonel olmaya karar verdim ve bunun için ülke dışında oynamak gerektiğini anladım. Sırbistan’a giderek Radnicki Kragujevac takımında forma giymeye başladım. Genellikle orta sıralarda yer alan bu takımda 4 yıl oynadım. Özellikle son iki yıl gayet olumluydu ve beni çok mutlu etti. Zira önce Sırbistan Kupasını, sonraki sezon şampiyonluğu kazanmıştık. Bu şampiyonluk, benim Sırbistan’a gittiğim günden itibaren en büyük hedefimdi. Bu zaman içerisinde 2 yıl üst üste en iyi smaçör, en iyi servis atan oyuncu ve en değerli oyuncu (MVP) seçildim. Sonrasında Radnicki’de kalarak Şampiyonlar Ligi’nde oynamayı reddettim ve rotamı İtalya’ya çevirdim.
Dünyanın en mutlu insanı artık bendim zira voleybola başladığım günden itibaren kurduğum hayal gerçek olmuştu. Artık Forli takımının bir oyuncusuydum. İtalya’da her şey adeta rüya gibiydi. Organizasyonlar, dolu salonlar, Dünyanın en iyi oyuncuları, vb… Fakat fazla oynama fırsatı bulamıyor, bunun sonucunda moral bozukluğu yaşıyordum. Ertesi sezon kalmam için yapılan teklifi, ikinci pasör çaprazı olarak kalacak olmam nedeniyle kabul etmedim. Kasım ayına dek bekledim. O esnada yakın arkadaşım Steve Gotch beni aradı ve Maliye Milli Piyango’nun bir pasör çaprazı aradığını anlattı. Bunu kabul ederek Türkiye’ye geldim ve antrenmanlara başladım. Deneme sürecini başarıyla geçerek takımdaki yerimi buldum. Birçok kaliteli maçın ardından Maliye’nin sezon başındaki hedefi olan play-off’ta oynama başarısını gösterdik. Bunun yanı sıra İBB ve Beşiktaş’a karşı bir maçta 42 ve 45 sayı üreterek inanılmaz performanslar gösterdim. Bunu hayatım boyunca tekrar edebileceğimi zannetmiyorum. Bu yıl takımla olan kontratımızı yeniledik ve bundan dolayı çok mutluyum. Ankara’yı ve takımı çok seviyorum. Çevremdeki insanların bana olan sevgisi de beni sevindiren ayrı bir faktör. Bu sezon, Milli takımın (Makedonya) Karadağ ile yaptığı 2012 Londra Olimpiyatları eleme maçı nedeniyle takıma biraz geç katıldım. Maalesef bu maçı kaybettik.
16 yaşından beri Milli takımda bazen pasör çaprazı, bazen de smaçör olarak yer alıyorum. Sonuçta takımım bana nerede ihtiyaç duyarsa, orada olmaya çalışıyorum. 2013 Avrupa Şampiyonası elem grubunda şanslı olduğumuzu düşünüyorum zira grubumuzda Çek Cumhuriyeti, Avusturya ve Hırvatistan-İsviçre eşleşmesi galibi bulunuyor. İlk ikiye girme şansımızın yüksek olduğunu düşünüyorum. Eğer finallere gitmeyi başarırsak, bunun Makedonya voleyboluna büyük katkısı olacağını biliyorum. Bu grupta kazanmak için kendimi şimdiden motive etmeye başladım!
5 YIL DAHA TÜRKİYE’DE OLMAK İSTİYORUM
Maliye olarak bu sezona çok iyi başladık ve 4 maçın üçünü kazandık. Gerçekten göz alıcı bir performans. Bu yıl, daha iyi bir kadromuz olduğunu ve geçen yılki sekizincilikten daha iyi bir derece yapacağımızı sanıyorum. İtalya’daki hayal kırıklığından sonra Türkiye Ligini gerçekten çok sevdim. Türkiye Ligi, bence İtalya, Rusya ve Polonya ile birlikte Avrupa’nın ilk dördü arasında. Fenerbahçe Grundig, Arkas ve Halkbank gibi takımların, Avrupa’nın her liginde ilk 5 için oynayabileceğini düşünüyorum. Bana göre Şampiyonluk için en güçlü adaylar ise Fenerbahçe Grundig, Arkas ve Halkbank. Bu takımların arasında ise Ivan Miljkovic ve Leonel Marshall gibi çok üst düzey oyunculara sahip olması, Fenerbahçe’yi bir adım öne çıkarıyor. Onları her seyredişimde çok eğleniyor ve yeni şeyler öğreniyorum. Türkiye liginde uygulanan 2 yabancı oyuncu kısıtlamasını doğru buluyorum zira bu sayede Türk oyunculara daha fazla şans tanınıyor ve genç oyuncular daha fazla oynama fırsatı buluyorlar. Bunun sonucunda Milli takımınızın seviyesi de yükselecek, Avrupa’nın en iyi takımlarına kafa tutacak seviyeye gelecektir.
Türkiye’de en az 5 yıl oynamayı hedefliyorum, çünkü burayı gerçekten çok seviyorum. Adeta kendimi burada buldum diyebilirim. Ayrıca evime yakın ve hayat Makedonya’dakine çok benziyor.
Ankara’da birçok Makedon öğrenci eğitim görüyor. Boş zamanlarımda onlarla birlikte takılıyor, akşam yemeğine gidiyoruz. Burada en sevdiğim yemekler, köfte ve dondurmalı helva. Gezmek için genellikle Kızılay ve 7.caddeye gidiyorum. İnternet ve Facebook’ta zaman geçirmek de diğer hobilerim arasında. Yoğun günlerin akabinde ise kitap okuyarak rahatlamaya çalışıyorum.
Burada gerçekten mutluyum ve Ankara’yı çok seviyorum. Türkiye’yi, takımımı, voleybolu, çevredeki insanları seviyorum ve iyi bir sezon geçireceğimizi umuyorum!!!
Sevgilerimle,
Niko Gjorgiev
Comments are closed.