Hafta sonu İzmir’de düzenlenen Challenge Kupası’nda Arkas’a destek vermek için salonu dolduran İzmir seyircisine hayran kaldım. Tribünde 5 yaşında bir kız çocuğu adete salona maestroluk yapıyor. Dudaklarda hep aynı tezahürat, kalpten söyleniyor; ‘Büyük Arkas’
İzmir seyircisi Arkas’ı sevmiş benimsemiş. Bir bağ kurulmuş Arkas ile İzmirli arasında. 5 TL’lik bilet bulmak için çırpınıyor İzmirli. Oysaki zordur voleybolda seyirciyi salona çekmek, hele 5 TL’den bilet satarak. Ama Arkas bunu da becermiş.
Tribünde voleybolcuların eşleri, sevgilileri, çocukları adeta maçı yaşıyor, basın mensupları bırakmışlar maç yazısı yetiştirmeyi sayfalarına kimi Hardy’nın servisini bozmak için atkı salıyor, kimi büyü yapıyor.
Sonuç; tek yürek olmuş İzmir’de Arkas, Avrupa’nın Challenge Kupası’nda büyüklüğünü ispat ediyor ve Türkiye’de bir ilk başarılıyor. Arkas, Avrupa Kupaları’nda ilk kez bir erkek takımı olarak bizlere şampiyonluk zevkini yaşatıyor.
İki gün boyunca Arkas’ın sergilediği performansa gelecek olursak, İzmir’e gitmeden önce de Arkas’ın turnuvaya katılan diğer 3 takımdan bir gömlek üstün olduğunu söylemiştim. Arkas’ın ilk gün rakibi çeyrek finalde Galatasaray’ı eleyerek final four’a kalan Patras’tı ve bu takımda geçen sene İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin formasını giyen Sacchi de vardı. Sacchi’nin İstanbul’da bu kadar istekli ! oynadığını görmemiştim açıkçası. Ama çabası pek bir işe yaramadı. Arkas ilk set bocaladığı maçta, sonraki setler çok rahat bir oyun ortaya koyarak finale adını 3-0’lık skorla yazdırdı.
İzmir temsilcisinin finaldeki rakibi ise Tomis Constanta’yı 3-1 ile geçen Polonya takımı Jastrzebski Wegiel oldu.
Arkas’ın kalitesine daha yakın olan Polonya temsilcisi ile yapılan mücadele nefeslerimizi kesti. Sete iyi başlayamayan Arkas, Wegiel’in attığı servisleri karşılamakta zorluk çekince ilk seti 25-18 kaybetti, ikinci sette dengeyi kurudu ve seti 25-21 kazandı. Üçüncü sette, ikinci setteki oyununu tutturamayan İzmir temsilcisi seti 25-18 kaybedince maçta 2-1 geriye düştü.
Bu setten sonra yüreğimiz ağzımızda bir maç seyrettik. Çünkü 4. set sayılar başa baş gitti ve eşitlik bir türlü bozulamadı. En ufak bir hata maçı kaybettirecekti. Neyse ki Arkaslı oyuncular tecrübelerini konuşturarak bu seti 26-24 kazanmayı başardılar ve şampiyonu tie-break belirledi. 5. seti kazanmamızdaki en büyük etken son zamanlarda servislerinde sorun yaşayan Arkas’ın, Ahmet ile servisi tutturmasıydı. Ahmet servise gelene kadar neredeyse eşit sayılarda giden maç lehimize döndü ve seti 15-12 maçı 3-2 alarak Avrupa Kupası’nda şampiyonluğa ulaşıldı.
Ve Arkas, bu takımla ilgili söylenecek o kadar çok şey var ki…
6 sene önce çıktığı Voleybol Birinci Ligi’nde önce 2003 yılında Arkas Saint Joseph olarak mücadele etti. 2005 Mayıs ayında yapılan Genel Kurul kararı ile adını Arkas Spor Kulubü olarak değiştiren İzmir temsilcisi bu 6 yıllık kısa geçmişinde 2 Türkiye Birinci Ligi Şampiyonluğu yaşadı. Bu arada 1 de geçen hafta kazandığı Türkiye Kupası’nı unutmayalım.
Bu sene hedeflediği 3 kupadan 2’sini kazanan Arkas, 3. kupa olan Türkiye Ligi şampiyonluğunun da en büyük adaylarından. Pasör Hüseyin geçen sene yaşadığı sıkıntıları geride bırakmış kendini tamamen voleybola vermiş. Kaptan Gökhan derseniz yıllardır sürdürdüğü istikrarını bozmuyor. Voleybola kattığı güzelliklere her turnuva yenisini ekliyor. Bu başarının ürününü de bu turnuva sonunda aldığı en iyi smaçör ve en iyi servis atan oyuncu ödülleriyle taçlandırdı. Bu iki ödül onun nasıl bir oyuncu olduğunu fazlasıyla anlatıyor. Nuri deseniz o da hep aynı. Yüreğini koyuyor ortaya. Ve ismini sayamadığım diğer oyuncular bana kızmasınlar. Hepsinin bu şampiyonlukta, bu kupalarda katkısı sonsuz.
Bir de gizli kahramanlar var. Sahada olmayan ama bu takımla yaşayan. Menajer Yaşar Ergün, basın sözcüsü Uğur Özden, teknik kadro, Güliz, istatistikçiler ve Arkas’ta çalışan herkes…
Bu şampiyonluk Türkiye’ye tüm İzmir’e ve Arkaslılara hayırlı olsun…
Comments are closed.